Darbeler 6: İlk Darbe

Dizimizin bu bölümünde 27 Mayıs sözde devriminin dinamiklerini hatırlayalım.

Türkiye’de NATO Derin Devletinin yerleşmesiyle birlikte Batı, Atatürk zamanında oluşan bağımsız devlet yapısının yerine oturmaya başladı. Türkiye’deki bütün siyasi gelişimlere Derin Devlet yapısı dikkate alınarak bakılması gerekmektedir. Bunu yok sayan bir siyaset ve yakın tarih analizi anlamsız olur.

Darbeden yıllar önce İngilizlerin kurdukları Amerikalıların finanse ettikleri bu Kontrgerilla örgütü, ilk önemli denemesini ve güç gösterisini 6-7 Eylül olaylarında gerçekleştirmiştir. İstanbul başta Türkiye’de özellikle Rumlar olmak üzere gayrimüslimleri hedefleyen ayaklanma Demokrat Parti hükümetinin ve Türkiye’nin aleyhine bir gelişmeydi.

Türkiye ve Yunanistan Mübadeleden sonra iyi komşuluk ilişkilerine girmiş, İtalya işgalinde ve iç savaşta Türkiye Yunanistan’a destek vermiş, bir sorun yaşamamıştı. Fakat İngiliz sömürgesinden çıkacak bir Kıbrıs’ın durumu bunu değiştirdi. İngilizler, Kıbrıs’taki askeri havaalanlarını, bundan daha önemlisi Arap ülkeleri ve Sovyetler Birliği’ni dinledikleri bu en önemli elektronik istihbarat üslerini bırakmak istemiyordu. Türkiye ve Yunanistan arasında bir anlaşma, bunun sona ermesi, bugün bile İngiltere’nin dünyadaki en önemli stratejik noktasını kaybetmesi anlamına geliyordu.

Bu nedenle ne pahasına olursa olsun iki ülkenin uzlaşmasına mani olacak bir iklim oluşturuldu. Atatürk’ün Selanik’teki evi bombalandı. Bu, Türk gazetelerinde Yunanlıların provokasyonu olarak gösterildi. Daha önce hazırlanmış kıtalar son derece iyi planlanmış bir harekâta geçirildiler. Vandallar dükkanları yağmaladı, cana kast etti, İstanbul sokaklarını ele geçirdi. Bunun ardından İstanbul Rumları kitlesel olarak Türkiye’yi terk ettiler, hem Türkiye’yle Yunanistan arasında Kıbrıs konusunda bir uzlaşma ihtimali ortadan kalktı, böylece İngiliz GCHQ teşkilatının üsleri sağlama alındı, hem de yeni Derin Devlet bir halk ayaklanması çıkaracak güçte olduğunu ispatladı. Artık Kontrgerilla darbe yapabilir düzeydeydi.

Fakat 6-7 Eylül olayları aynı zamanda Demokrat Parti iktidarını da uyandırdı. İçlerine kadar girmiş bu devlet içinde devletin bir Sovyet işgaline karşı direnişin çok ötesinde olduğu anlaşıldı. Böylece hem yasal devletle paralel Derin Devlet arasında, hem de derin devletin ulusalcı ve NATOcu kanatları arasında bir köşekapmaca oyunu başladı.

Demokrat Parti, Kıbrıs’ta ve Ortadoğu’da Türk azınlıklar arasında silahlı direniş hareketleri, milli mukavemet unsurları oluşturmaya, bunları gizli gizli eğitmeye başladı. Bir yandan da NATO derin devletinin ormanlara gömdüğü bazı cephaneleri buldu, çıkardı ve Kıbrıslı Mücahitlere yolladı.

Bunlar, tabii İngilizlerin ve Amerikalıların keyfini kaçırdı. Menderes, Londra’da bir Kıbrıs toplantısında son teklifi reddetmesinin ardından uçağı Londra’dan kalkar kalkmaz motor arızasıyla düştü. Diğerlerinin hayatını kaybettiği kazadan Menderes kurtuldu. Dahası köylülerin onu eve götürerek devlet görevlileri daha gelmeden gazetecileri çağırması sayesinde kurtuldu.

Ülkeye dönünce bir halk kahramanı haline gelen Menderes, durumu tamamen kavradığından, Batı güdümünden tamamen çıktı. Bayar’la da istişareyi kesti. Sovyetler Birliği’yle yakınlaşma adımlarına başladı. Böylece darbe kararı alındı. Ekonomiyi zorlayacak baskılar başladı.

Darbe yapmak için mutlaka organize bir cuntaya gereksinim vardır. Bu nedenle Batılı istihbarat servisleri birbirinden habersiz subay hücreleriyle ilişkiler kurarlar. Milli Birlik Komitesi subaylarıyla da beş yıl kadar etkileşimleri olduğu anlaşılmaktadır. Bu gruba, darbeye yakın güvenilir takviyeler yapıldığı da bilinmektedir.

Basının yarı yarıya Halk Partili ve Demokrat olarak ikiye ayrılmıştı. Fakat Demokrat basın da ağırlıkla Batı denetimindeydi. Darbeye giden süreçte bir anda basının büyük bölümü hükümete taaruza başladı. Organize halk hareketleri CHP de sokularak düzenlenmeye başladı.

Menderes kendisine bağlı olan ve İngiltere-Amerika’nın planını bilen üst düzey askeri kadroya ve özellikle kaza sonrası kendisini aziz mertebesinde gören seçmenlerine güveniyordu. O zamanki ‘Muhafazakar Demokrasinin kalesi’ olan İzmir’de dev bir miting düzenledi ve halk seline karşı erken seçim ilan etti. Ankara yolunda darbe başlamıştı bile. Darbecilerin ilk açıklaması NATO’ya bağlılıklarını açıklamak oldu.

Böylece NATO derin devleti Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk darbesini düzenledi ve gelecekte kendi sözünden çıkanlara da gözdağı verdi.

Gasp, casusluk ve cinsel sapma gibi saçma sapan iftiralarla düzmece mahkemelerde 6-7 Eylül olayları Menderes’in üzerine yüklendi. Seçilmiş başbakan, dışişleri bakanı ve maliye bakanı idam edildi.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi