Haber şöyle:
“İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’nde düzenlenen basın toplantısında, Nobel Ekonomi Ödülü’nün kazananları açıklandı. Açıklamada 2024 Nobel Ekonomi Ödülü’nü, kurumların oluşumu ve refaha etkilerine ilişkin çalışmalarından dolayı Türk Prof. Dr. Daron Acemoğlu, İngiliz Prof. Dr. Simon Johnson ve İngiliz Prof. Dr. James Robinson’un kazandığı bildirildi.”
Nobel ödülü Pakistanlı Müslüman Abdüsselam’a ve köklerine bağlı Müslüman Aziz Sancar’ımıza da verildiyse de bu durum Nobel ödüllerinde siyasi amaç güdülmediğini göstermez. Ama bizim asıl üzerinde durmamız gereken husus Türk üniversitelerinde Nobel ödülü alabilecek çalışmalar yapılıp yapılmadığıdır.
Daron Acemoğlu’nun gayr-ı müslim bir ekonomist olduğunu ve çalışmalarının büyük çoğunluğunu da Batı’da yaptığını biliyoruz. Bildiğimiz bir şey daha var. Bizim profesörlerimizin çoğunda görülüğü gibi Atatürkçülük hastalığı yoktur ve Atatürk’ü ve yakın çevresini eleştirebilmiş olmasıdır.
Gelin size ile ilgili makalemizi sunarak bazı hatırlatmalar yapmış olalım:
KAMÂL ATATÜRK’Ü ELEŞTİRMEKTEN DOĞAL NE OLABİLİR?
ÖNCE HABERİ ÖZETLEYELİM
https://www.ensonhaber.com/gundem/daron-acemoglu-kitabinda-ataturku-elestirdi
{“ Daron Acemoğlu, kitabında Atatürk’ü eleştirdi
Kemal Kılıçdaroğlu tarafından CHP’nin ekonomi kadrosuna katılan Daron Acemoğlu, bir kitabında Atatürk’ü despot olarak nitelendirdi.
Daron Acemooğlu’nun, 2019 yılında yayınladığı Dar Koridor adlı kitabında Mustafa Kemal Atatürk’e eleştirilerde bulunması kamuoyunun gündemine oturdu.
Acemoğlu kitabında, Atatürk’ün devrimlerini ve dönemin CHP’sini despot olarak nitelendirirken şu ifadeleri kaleme aldı;
{“Zorla dayatıldı…”
Bunlar (Devrimler) Türkiye’yi koridora sokmak amaca taşımıyordu. Latin alfabesine geçiş, kıyafet devrimi ve dini kurumların yeniden yapılandırılması gibi pek çok reform, topluma danışılmadan yapıldı ve zorla dayatıldı.
“Şapka takmayanlar infaz edildi”
Bu reformlara direnenler, örneğin Batı tarzı şapka yerine ‘fes’ takmakta ısrar edenler kovuşturmaya uğradı. Bazı durumlarda da infaz edildi.}
YORUMUMUZ
Dünün CHP’si gibi bu günün CHP’sinin de İslam ile barışık olmadığını biliyoruz. İslam söz konusu olunca laikliğin demokratik olanından çok jakoben olanına yani baskıcı, dışlayıcı ve ötekileştirici olanına yönelik olduğunu da biliyoruz.
Bu yapısal olumsuzluğu içinde CHP ülkemizin gerçeğidir. Onu benimsemezsek de varlığına tahammüllüyüz. Bu sebeple CHP’sinin kendi çizgisinde tutarlı olmasını beklemek hakkımızdır.
Kamâlistlerin en yoğun olduğu siyasi parti CHP’dir. CHP gerçekten Kamâlist ise Kamâl Atatürk’le ilgili gerçekleri bütünüyle kabul etmesi ve savunması gerekir.
Atatürkçülerin münafık olanlarının bizim kendi el yazıları, beyanları ve icraatlarına dayanarak Atatürk’ün inanç dünyası ile ilgili tespitlerimizi kabul etmeyişlerini anlayabiliriz.
Gayr-ı müslim ermeni iktisadçı bir ilim adamı olan Daron Acemoğlu’nunun doğruluğu apaçık olan yakın tarihle ilgili görüşlerini kabulde bağnazlık/ körü körüne inatçılık dışında ne engel olabilir?
Gerçi borca dayalı para sistemi ve faize dayalı ekonomiye karşı çıkmayan/çıkamayan kişi bize göre gerçek ekonomist olamaz ve fayda sağlayamaz da bu ayrı bir fasıl.
CHP değer vererek ekonomi yönetimine aldığına göre Daron Acemoğluna sahip çıkmalıdır. Onun yakın tarih ile görüşlerine saygı duymayan CHP ekonomik görüşlerine hiç mi hiç sahip çıkamaz.
Daron Acemoğlu’ndan da bir ricamız var. Eğer CHP kendisine sahip çıkmazsa bilim adamı onuruyla hareket etmeli ve üstlendiği ekonomi danışmanlığı görevinden istifa etmelidir.
Etmelidir ki biz görüşlerine sahip çıkalım:
{“Zorla dayatıldı…”
Bunlar (Devrimler) Türkiye’yi koridora sokmak amaca taşımıyordu. Latin alfabesine geçiş, kıyafet devrimi ve dini kurumların yeniden yapılandırılması gibi pek çok reform, topluma danışılmadan yapıldı ve zorla dayatıldı.
“Şapka takmayanlar infaz edildi”
Bu reformlara direnenler, örneğin Batı tarzı şapka yerine ‘fes’ takmakta ısrar edenler kovuşturmaya uğradı. Bazı durumlarda da infaz edildi.}
Bizim amacımız olaylardan hareketle hayata Müslümanca bakmak ve bakılmasına katkı vermektir.
Tarih geleceğe ışık tutup yön verebilmek için geçmişe yoğunlaşan bilim dalıdır.
Rabbimiz bize Kurân’da imanlılar, adaletliler ve erdemler yanısıra inkârcılar, zalimler ve bencilleri de örneklendirmektedir.
Bu sebeple biz Müslümanlar gerçeklerle yüzleşebilmeliyiz. Hatalardan ders doğrularımızdan güç almalıyız.
Bir diğer anlatımla bazı Kamâlistler gibi gerçekleri inkâr ve yalakalık yoluna gitmemeliyiz. Çünkü zulme onay zulümdür. Zulüm ise Peygamberimizin ifadesiyle dünya ve âhiret geleceği karartan zulmettir.
Ali Rıza Demircan
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-