Hindistan’ın başkentinde geçen yıl gerçekleşen Müslüman karşıtı şiddetin avukatları, yetkililerin ve polisin soruşturmayı sabote etmek ve davaları geri çekmeleri için davanın aktivistleri ve kurbanlarına baskı yapmakla suçladı. Geçen ay Yeni Delhi’de şubat ayında gerçekleşen şiddetin kurbanlarının davalarıyla ilgilenen tanınmış bir avukatın ofisi basıldı. Hukuk uzmanları bu durumun müvekkil-avukat ayrıcalığına saldırı olduğunu ifade ediyor. 56 yaşındaki Mehmood Pracha, Delhi’deki yaklaşık 40 yıldır tanık olduğu en kötü şiddet vakalarını Başbakan Narendra Modi’nin en yakın yardımcısı İçişleri Bakanı Amit Shah’ı ilişkilendirecek davanın üzerinde çalıştığı için polis tarafından hedef alındığını söylüyor. Polis, Pracha’yı “temelsiz” olarak nitelendirdiği bir iddiaya göre, Delhi’deki şiddet davasında sahte imza atmanın yanı sıra bir adamı haksız yere ifşa etmeye teşvik etmekle suçluyor. Pracha ise, Delhi polisinin Şah’ın ofisi tarafından kontrol edildiğini ve ofisine yapılan baskının bakanın emriyle düzenlendiğini iddia ediyor. Pracha, polisin amacının bilgisayarında müşterileri tarafından verilen kanıtları almaya çalışmak olduğunu söylüyor. Delillerin, sadece Müslümanlara değil, Vatandaşlık Değişikliğini protesto edenlere saldıran Delhi polisine ve RSS-BJP’ görevlilerine karşı olduğunu söylüyor. Ayrıca hakkında suikast emrinin verildiğine dair göstergeler olduğu için, can güvenliğinin tehlikede olduğunu da ifade etti. Pracha, polisin “tehdit edici davranışının” diğer avukatların Delhi kurbanlarının davalarını almayı reddetmelerine yol açtığını söylüyor. Delhi şiddeti mağdurlarına hukuk danışmanlığı sağlayan bir diğer Avukat Tamanna Pankaj, polisin kurbanlar için savaşan avukatları sürekli gözetim altında tuttuğunu belirtti. Buna ek olarak, tüm savunucular, polisin şikayetlerin çoğunu kaydetmeyi bile reddettiğini ve korkutulan mağdurların ilk etapta sadece küçük bir kısmının adalet sürecini seçtiğini söylüyor.
Ancak BJP, Pracha’nın iddialarını reddetti. Mehmood Pracha’nın Modi ve Amit Shah’a karşı önyargılı takıntısı olduğunu söylüyorlar. Ancak kurbanlar da polisin davaları düşürmesi veya “sonuçlarla yüzleşmesi” için baskı yaptığını iddia ediyor. Ayrıca polisi, avukatın kendilerini sahte şikâyette bulunmaya zorladığına dair bir ifade vermeye zorlamakla suçluyorlar. Babasını şiddet olaylarında kaybeden Sahil Pervez, olayı soruşturan polislerin kendisinden davayı geri çekmesini istediğini söyledi. Pervez’in daha önce verdiği ifade, çeşitli cinayet ve isyan bölümleri altında suçlanan 16 RSS üyesinin tutuklanmasına yol açmıştı. Şiddet sırasında sol gözünden kurşunla yaralanan bir başka kurban Muhammed Nasir, şiddet olayından 10 ay sonra polisin mahkemenin verdiği emirlere rağmen ilk bilgi raporunu (FIR) sunmadığını söyledi.
Geçen yıl şubat ayında, iktidardaki Bharatiya Janata Partisi (BJP) taraftarlarının, tartışmalı vatandaşlık yasasına karşı oturma eylemine saldırmasının ardından şehirde şiddet patlak verdiğinde çoğu Müslüman olan 50’den fazla kişi öldürüldü ve yüzlerce kişi yaralandı. Vatandaşlık Değişikliği Yasası (CAA), üç komşu ülkeden olan ve Müslüman olmayan azınlıklar için Hindistan vatandaşlığını hızlı bir şekilde takip ediyor, ancak Müslümanlar için vatandaşlığa geçmeyi engelliyor. Eleştirmenler, hükmün Hindistan’ın laik anayasasını ihlal ettiğini söylüyor.