Yazılacak çok şey olduğu halde deprem konusunda yazmak istemiyordum. Ancak başka bir konuda da insanın yazası gelmiyor. Milletimizin başı sağolsun. Büyük bir felaket yaşadık. Allahü teala bizi bir çok defa olduğu gibi bu afetle de sınadı, tıpkı diğer kavimleri de sınadığı gibi.
Bu yazıyı yazmadan bir çok uzmanı dinledim. Jeolog, stratejist, gazeteci ağırlıkta olsa da diğer bilimlerde uzman kimseler de bunların başında gelmektedir. Deprem uyarılarını gerçekleşmeden önce yapan Naci Görür’ün konuşmaları şu anda bu yazıya yön vermesi hususuyla önemlidir. Depremi gündemimize almamız gerektiğini söylemektedir. Vatandaş olarak yıllardır bunu yok saydığımızı ve siyasi partilere de bu bilinci ve talebi aktarmamız gerektiğini söylemektedir. Halk olarak büyük bir yıkımla karşı karşıya geldik. Yardımlaşmada emsal sayılabilecek bir çaba içerisindeydik. Bunlar tarihe Türk Milleti’nin ve Müslümanların ve hatta bütün insanlığın dayanışması olarak elbette geçecektir ancak önlem almak da gerekmektedir ve bizim tedbir yönünden zayıflıklarımızı bilimadamları bizlere zaruri olarak hatırlatmaktadır.
Bundan sonra ne yapılabilir? Fay hattı ülkemizde yoğun şekilde bulunuyor. Beklenen bir Marmara sarsıntısı var. Bunlar için tez vakitte imar planları ve dönüşümler yapılmalı ve fakat bunlar müteahitlerin rant alanına dönüşmemeli. Devlet ve millet elele bir milli projeyi hayata geçirmeli. Naci Görür’ün vurguladığı hususlar bunlar. Depremi yok sayamayız. Hele ki İstanbul Depremi olursa ülkenin yüzde altmış üretiminin yapıldığı bölge olması nedeniyle ülkeyi toparlamak daha zor olacak demektedir. Jeolog Celal de aynı şeyi söylemektedir.
Türkiye bunu mutlaka atlatacaktır. Bu konuda bir çok şey yazılabilir. Müteahitlerden yurtdışına kaçmaya çalışanlar yakalanmaktadır. Bu binalara onay verenler de muhakkak kanun önünde mesuldür. Şu anda birçok polemik mevcuttur. Bazı şeyler içimizi acıtmaktadır. Siyasi bir çekişmeye şahsen girmek istemiyorum. Hükümetin hataları olsa da diğer partiler de deprem için ciddi komisyonlar kurmuş değildir. Bizler bir çok konuda sınıfta kaldık, yeni yapılan binaların yıkılması bir kenara, TOKİ’nin zarar görmemesi diğer kenara bu imtihanın farklı yönlerini ortaya koymaktadır.
Bu durumda bir aile olmalıyız, maalesef suçlayıcı ağızlarla konuşanlar da yaramıza tuz serpmektedir. Vatandaş olarak bundan hoşnut değiliz. Haluk Levent’in AHBAP derneği çok önemli işler yapıyor ve faaliyetlerini AFAD ile yürüttüğünü söylüyor. Buna rağmen onlara dörtyüz bin siber saldırı oluyor yurtiçinden. Bunlara kimler kalkışmaktadır? Sosyal medyada canını dişine takıp yardıma giden bu insanlara çirkin ifadeler sarfediliyor. Bunları söyleyenlerin akıl sağlığı yerinde değildir. Ahbapların topladığı paraya göz dikenlerin olması, vatandaşın durumuyla uğraşmaktan çok başka hesaplar güdenlerin olduğunu bize göstermektedir.
Bu depremde bir çok imtihanla daha karşı karşıyayız. Hepimiz kendimize çeki düzen vermeliyiz. Peygamberimiz iktisat eden zarar etmez buyurmaktadır. O her şeyini bir ölçüye göre yaptı. Biz onun ahlakını, tırnak kesme ile sınırladık. Oysa matematik ilmi de gereklidir, mühendislik de. Hepimiz bundan büyük dersler çıkarmalıyız. Allah vefat edenlerimize rahmet eğlesin. Geride kalanlara başsağlığı diliyoruz. İyi şeyler düşünmeyi, Allah rızası etrafında kenetlenmeyi ve hayata sarılmayı birbirimize tavsiye etmeliyiz. Toplumsal motivasyonu ancak yüce amaç uğrunda sosyalleşerek sağlayabiliriz.