<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
Depremi Yaşama Özgürlüğümüz de Var…
Dün İstanbul ve çevresinde 5 ilimizin hissettiği 13 saniye süren 6.2’lik deprem; dünyaya Müslümanca bakanlar için ilahi bir ikaz, seküler pencereden bakanlar için sıradan bir tabiat olayıydı…
Dini değerleri dogma olarak gören ve bilim, bilim, bilim diyenler, dünkü depremle “Biliminde Allah’ın himayesinde olduğunu” anladılar mı bilmiyoruz…
Ama bildiğimiz bir gerçek var ki, işlediği haramları özgürlük olarak görenlere yüce rabbimiz, “depremi de yaşama özgürlüğünüz var” dercesine salladı bizi…
Yediği her haltı özgürlüğe bağlayanların savundukları bilim, depremin ne zaman olacağını hala bulamadı…
Unutulmasın ki, özgürlük yalnızca nefsin isteklerini doyurmak değildir…
Özgürlük, yaratılış gayemize uygun yaşamaktır.
Özgürlük, başıboşluk değil, kulluk bilincidir.
Özgürlük, şeytanın esaretine girmek demek değil, İslam üzere yaşamaktır.
Bugün sokaklarda sergilenen utanmazlıklar, Allah’a meydan okumaktan başka bir şey değilse nedir Allah Aşkına?
İslami değerlere düşmanlık, aslında kendi öz benliğine savaş açmaktır.
Ve bu savaşın en büyük kaybedeni, yine insanın kendisidir…
Hadi soralım kendimize “Ne oldu dün?” diye…
13 saniye Ölümle yüz yüze geliverdik… O anda bütün sevdiklerimiz geldi aklımıza değil mi? Belki de ölüm korkusuyla hayatımızın önemli olayları film şeridi gibi geçti gözümüzün önünden…
Ama merak etmeyin… Gün gelecek Azrail ile karşı karşıya kaldığımızda ve canımızı teslim ederken de aynı şeyler olacak… Ama süremiz dolduğu için geri dönüşümüz de olmayacak… Ve gideceğiz rabbimizin huzuruna…
Geçmişte nice kavimler helak oldu…
Nuh (as)’ın kavmi de “özgürlük” demiş helak olmuştu, Lut (as)’ın kavmi de…
Ama Allah (cc), her birine vakti gelince ikazlarını gönderiverince, ne özgürlük kaldı ortada ne de başka bir şey…
Dün, biz de aynı ikazla sarsıldık.
Belki bir duvar çatladı, belki bir bina yıkıldı ama…
Eğer anlayabildiysek, asıl sarsılması gereken gönüllerdi, kalplerdi, vicdanlardı…
Eğer hâlâ uyanmazsak, hâlâ tevbe etmez, hâlâ yola gelmezsek…
Daha büyük imtihanlara hazırlıklı olalım.
Kim ne derse desin depremler ilahi bir ikazdır bizlere….
“İnsanların kendi elleriyle işledikleri (kötülükler) yüzünden karada ve denizde fesat çıkmıştır. Allah, işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor ki, belki (hatalarından) dönerler.” (Rum Suresi, 41. Ayet)
Rabbim bizleri gaflet uykusundan uyandırsın…
İlahi ikazlara karşı sağır ve kör olanlardan eylemesin…
Ve bizleri hem dünyada, hem ahirette sarsılmaz kullarından eylesin… Âmin!
ŞABAN DOĞAN