Deva Partili Metin Gürcan İddianamesinden Şok Detay

‘Siyasal ve askeri casusluk’ suçundan tutuklanan DEVA Partisi kurucu üyesi Metin Gürcan hakkında 20 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan savcılık iddianamesinde çarpıcı detaylara yer verildi.

Buna göre İspanya ve İtalya istihbarat servislerince Metin Gürcan’ın 2016’dan itibaren ‘haber elemanı’ olarak kullanıldığı, istihbaratçılarla görüşmelerinde zarf içerisinde para aldığı ve İspanya Servisi tarafından kendisine kod isim bile verildiği kaydedildi.

Metin Gürcan’ın, milli savunmamızın gözbebeği İHA/SİHA’lar için de hazırladığı raporu yabancı istihbarat görevlisine vereceği, raporların özel içerikli olması nedeniyle normal raporlar için istediği 300-400 dolar tarifesinin üzerinde bin dolar ücret istediği ortaya çıktı.

DEVA Partisi kurucu üyesi Metin Gürcan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya casusluk amacıyla temin etme’ suçundan yürütülen soruşturma kapsamında, 26 Kasım’da İstanbul’daki evinde gözaltına alınmıştı. Gürcan, soruşturmanın yürütüldüğü Ankara’ya getirilerek, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ndeki sorgusunun ardından sevk edildiği Ankara Adliyesi nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından tutuklanmıştı.

‘HABER ELEMANI’ OLARAK KULLANILMIŞ

Metin Gürcan hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya casusluk amacıyla temin etme’ suçundan 20 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Hazırlanan iddianame, Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Gürcan hakkındaki iddianamede, İspanya ve İtalya istihbarat servisleri tarafından 2016’dan itibaren ‘haber elemanı’ olarak kullanıldığı, istihbaratçılarla görüşmelerinde zarf içerisinde para aldığı ve İspanya Servisi tarafından kendisine kod isim verildiği kaydedildi.

DÜZENLİ VE YÜZ YÜZE GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞTİRDİ

Büyükelçiliklerde akredite temsilci olarak görev yapan İspanyol ve İtalyan istihbaratçılarla irtibatını sürdürdüğü, düzenli aralıklarla Ankara’da yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdiği ve Türkiye’nin Suriye, Irak ve Libya’da sürdürdüğü operasyonlar ve askeri birliklerin hareketliliği, TSK içerisindeki gruplaşma iddiaları ve siyasi partilerin faaliyetleri kapsamında raporlar verdiği belirtildi.

İHA VE SİHA’LARA ÖZEL TARİFE: 1000 DOLARA HAZIRLARIM

İddianameye, Gürcan’ın Mayıs 2021’de yabancı istihbarat görevlisiyle yaptığı görüşmenin içeriklerine ilişkin ifadeler damga vurdu. Gürcan’ın milli savunmamızın gözbebeği İHA/SİHA’lar için de hazırladığı raporu yabancı istihbarat görevlisine vereceği, raporların özel içerikli olması nedeniyle bin dolar ücret istediği ortaya çıktı. Teknik bilgileri, Baykar çalışanı bir arkadaşından edindiğini iddia eden Gürcan, Sırbistan, Fas’ın Türkiye’den İHA/SİHA almak istediğini duyduğunu da yabancı misyon temsilcisiyle paylaştığı saptandı.

EMNİYETİN LAZER TEKNİĞİNİ DE İFŞALAMIŞ

Deva Partisinin kurucu üyesi Gürcan’ın ayrıca İstanbul’da PKK’lı iki şüphelinin yakalanmasında, emniyetin hangi yöntemi izlediğine yönelik de bir çalışma yaptığı ortaya çıktı. Polisin valizleri, PKK’lı sahipleri ile eşleştirmesinde lazer sistemi kullandığını, bunu bir ‘arkadaşı’ vasıtasıyla elde ettiğini söylediği belirlendi. Gürcan’ın, Türkiye’nin PKK’ya yönelik gerçekleştirdiği Kuzey Irak’taki hava harekatlarının merkez üsleri ve komuta bölgesinin ayrıntılarını da para karşılığında paylaştığı tespit edildi.

YABANCI DEVLET GÖREVLİLERİYLE YAPTIĞI GÖRÜŞMELER YER ALDI

İddianamede, Gürcan teknik ve fiziki takip sonucunda yabancı diplomatlarla AVM ve otellerde yaptığı görüşmelere dair görüntüler de yer aldı. Gürcan’ın 2021’e kadar yabancı devlet görevlileriyle yaptığı görüşmelerin de yer aldığı iddianamede, “Metin Gürcan’ın yabancı devlet görevlileri ile paylaştığı bilgilerin Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerden olduğu, bu kapsamda yabancı devlet görevlileri veya istihbarat teşkilatı mensupları ile paylaşmasının, devletin milli güvenliği ve dış siyaseti açısından sakıncalı olduğu mütalaa edilmektedir” denildi.

‘AÇIK KAYNAK TARAMALARINA İHTİYAÇLARI OLDUĞUNU SÖYLEDİ’

Gürcan iddianamede yer alan ifadesinde teknik ve fiziki takip sonucu yabancı şahıslarla görüştüğünün tespit edilmesine ilişkin, “Şeffaf şekilde kamuya açık, herkesin kolaylıkla oturabileceği ve hizmet alabileceği kafe ve mekanlarda, üniversite çalıştaylarında, akademik konferans ve toplantıların organize edildiği otellerde bilgi paylaşımı, sohbet, dosthane iletişim ve akademik bilgi paylaşımı maksadıyla hem yurt içinde hem yurt dışında görüştüm. X1 şahıs ile zaman zaman halka açık, umumi kafelerde görüşüp fikir alış verişinde bulunuruz. Kendisine faydalanması maksadıyla açık kaynaklardan hazırladığım sadece Türkiye’yi değil Irak, İran, Suriye, Afganistan, Libya zaman zaman Yunanistan ve Ukrayna gibi ülkelerdeki haftalık gelişmeleri içeren çizelge ve analizleri sunarım.. Bana verdiği zarf içerisinde çizelgelerle ilgili bilgi notu ve elden aylık düzenli olarak yaptığı 400 Dolar bulunmaktadır” dedi.

Gürcan TAPE kayıtlarında yer alan konuşmalarına ilişkin ise, yorumlarının şahsi olduğunu ve fikir alışverişi olduğunu öne sürdü. Gürcan ifadesinde yabancı şahıslarla bir konferansta tanıştığını söyleyerek, “Söz konusu yabancı şahısla 2019 yılı Kasım ayındaki bir konferansta tanıştım. İtalya’nın da özellikle Suriye, Irak ve Afganistan konusunda bu tarz açık kaynak taramalarına ihtiyacı olduğunu vurguladı ve talep etti. Yabancı şahıslar kendi ülkelerinin diplomatik görevlileridir. Bu şahıslar diplomatik araç kullanan, elçiliklerde kendi büroları olan birinci konsolos, ikinci konsolos görevleri yapan zatlardır. Ben bu şahısların konferanslarda, çalıştaylarda benim gibi jeopolitik uzmanlarla, akademisyenlerle, kanaat önderleri, gazeteciler ile yüz yüze görüşmeler yaptıklarını, fikir alışverişinde bulunduklarını gördüm” diye konuştu.

GÜRCAN’IN AÇIK KAYNAK İDDİASI İDDİANAMEDE ÇÜRÜTÜLDÜ

İddianamede, MASAK raporuna göre, Gürcan’ın kendilerine bilgi temin ettiği diğer kişilerden, banka yoluyla para aldığı, ancak İspanyol istihbaratçı ve İtalyan şahıs ile Sdanışmanlık yaptığını ve meşru bir faaliyette bulunduğunu iddia ettiği halde, para alışverişini kapalı zarf içerisinde, özel gizleme yöntemleri kullanmak suretiyle elden ve nakden aldığı, para transferini banka üzerinden yasal şekilde yapmayarak istihbaratçı ve diğer şahıs ile bilgi para değişimini gizlemeye çalıştığı aktarıldı. Gürcan’ın İspanyol istihbaratçı ile oteldeki buluşmasında, masa değiştirme, zarf teslimi anında aynı anda masada oturmama gibi dikkat çekmemeye ilişkin hareketler sergilediği, İtalyan şahıs ile istihbarattaki gizli yöntemleri kullanarak, karanlık ve izbe bir ortam olan AVM otoparkında ve araç içerisinde buluşarak, görüştüğü, savunmasında pandemi nedeniyle otoparkta görüştüğünü söylediği ancak pandemi kurallarına aykırı olarak 45 dakika boyunca kapalı bir ortamda, küçüçük bir araba içerisinde gizlice görüşmesinin hayatın olağan akışına ve savunmaya uygun olmadığı kaydedildi. İddianamede, Gürcan’ın ifadesinin tamamında sürekli bir şekilde tekrar ettiği, açık kaynaklardan elde ettiği bilgileri analiz ederek para karşılığında raporlaştırıp teslim ettiği iddiasının doğru olmadığının bariz bir şekilde ortada olduğu belirtilerek dünyanın en gelişmiş bilgi analiz teknolojilerine ve eğitilmiş insan kaynağına sahip devletlerinden olan İspanya ve İtalya Devletlerinin, zaten açık kaynaklarda var olan bilgilere, düzenli aralıklarla 400 Dolar, 500 Euro, 330 Pound para ödemesinin hayatın olağan akışına uymadığı kaydedildi.

VERDİĞİ BİLGİLER SIR

Gürcan’ın, İspanyol istihbaratçı ve İtalyan zata, gizlemeye çalıştığı para alışverişi mukabilinde tevdi ettiği bilgilerin, jeopolitik akademik analiz olarak tanımlanamayacağının vurgulandığı iddianamede “şüphelinin, Türk Silahlı Kuvvetleri, Özel Kuvvetler Komutanlığı eski subayı olduğu, çok sayıda askeri sır teşkil eden, eğitime, faaliyete ve operasyona katıldığı, devletin askeri veya siyasal sırlarına vakıf olduğu, İspanyol istihbaratçı ve İtalyan zata, para karşılığında temin ettiği siyasal ve askeri sır kapsamındaki bilgileri, soruşturmamız kapsamında tespit edilemeyen “kaynaklarından” aldığı, bu bilgilerin “açık kaynaklardan” elde edilemeyecek bilgiler olduğunun açıkça anlaşıldığı, dijital materyaller üzerinde yapılan ön incelemede sürekli olarak “kaynaklarım” kavramını kullandığı, kaynaklar tabirinin, kamu görevlisi veya kritik ticari, siyasi pozisyondaki gerçek kişiler olduğunun bilgi içeriklerinde görüldüğü anlaşıldı” denildi.