Makale

DEVLET BAŞI ZORAKİ AÇAMAZ VE KAPATAMAZ, CEZA DA VEREMEZ II

Her Emir ve Yasak İçin Ceza Belirlenmemiştir

İlk yazımızda İslam’ın öngördüğü  cezaları üç ana başlık altında İncelemiştik.

Değinildiği üzere pek çok Kur’ânî ve Nebevî  emir ve yasağa aykırılığa ahiret sorumluluğu ve cezası bildirilmekle birlikte dünyevî ceza belirlenmemiştir.

Mesela Allah ve onun  peygamberi  namaz, oruç, hac, adalet, söze ve  sözleşmelere bağlılık gibi  Kur’ânî emirlerin yapılmamasına;  kin, hased, gıybet , kibir ve yalan gibi haramların çiğnenmesine  dünyevî  ceza belirlememiştir.

Tesettür de Emirdir Ama Cezası Yoktur

Allah, tesettürü yani islamî ölçülere uygun örtünmeyi emretmiştir. Ama tesettür emrini çiğneyeceklere dünyevî ceza belirlememiştir.

Peygamberimiz de  şeffat giysileri  ile vücutlarını teşhir edercesine giyinen, ilgi odağı olmak için güzel kokular sürünerek insanlar arasına çıkan, eşleri ile cinsel ilişkilerini anlatan, estetik ve dövme yaptıran kadınları günahkâr olarak niteleyip yermiş  fakat onlar için  de bir ceza belirlememiştir. Peygamberimiz, kendisine intikal eden  zinaya varmayan cinsel suçlara da bir ceza takdir etmemiştir.  [Müslim, Cennet  53; Ebu Davud Libas 5, 7; Nikâh 49), Buhari Muharibîn 13)

Tesettür Ayetleri

Başörtüsünü de içine alan tesettürle alakalı başlıca dört ayet vardır. Bunlar Ahzab 59, Nur 30, 31, 60 ve  Araf 26 dır. Bu ayetlerin ilk üçünde emrin doğrudan ve dolaylı olarak “Kul/söyle-bildir” şeklinde  Peygamberimizin  aracılığıyla verilmesi, İslam Toplum düzeninde yönetimlerin konuya duyarlılık göstermeleri içindir.

Başörtüsü Dahil Tesettür Yönetimlerin Görevidir

Bu sebeple İslamî ve de demokratik laik  yönetimler eğitim yoluyla baş örtüsüne eğilmelidir.  Takılmasını engelleyeceklere mani olmalıdır.[1] Takılmasına eğitimle yönlendirilmeli ama takılmadığı için ceza vermemelidir. Çünkü Allah’ın  ve Elçisi Muhammed’in ceza vermediği işlere ceza vermek sınırları aşıcı olabilir. Sonuç alıcı da olmaz.

Başörtüsü dahil zoraki yaptırılan her uygulama, örneğin  kıldırılan her namaz ve tutturulan her oruç  ibadet olmaktan çıkar ve insanları çok yüzlülük olan münafıklığa sürükler. Rabbimizin insanları denemeye uğratılma amacıyla da çatışır.

Cenneti veya Cehennemi tercih özgürlüğü kısıtlanamaz. Ne var ki  resmi ve sivil organizasyonlar yoluyla sürekli olarak bilgilendirme ve uyarı yapılmalıdır. Eğitimle inançlar güçlendirilmezse yönetici önlemler ve hatta yasalarla sonuç alınmaz. Şu örneğimiz dikkatleri celbedicidir:

{ Peygamberimizin bilge eşi  hz. Aişe’den rivayet edildiğine göre ilk inen Kur’ân  sûreleri, Cennet ve Cehennem’e vurgu yapıyordu. İnsanların kalpleri İslâm’a ısınınca helâl ve haramı bildiren ayetler inmeye başladı. Şayet ilk evvel “içki içmeyin” yasağı inseydi, insanlar, “Biz kesinlikle içki içmeyi bırakmayız,” derlerdi. Şayet yine ilk önce l “Zina etmeyin” yasağı inmiş olsaydı, insanlar, “Biz zina etmeyi asla bırakmayız.” diyeceklerdi.} (Buhârî, Fezâilu’l-Kur’an, 6 )

Başörtüsüne Karşı Çıkmak

Allah’ın tesettür yasasını çiğneme,  dinimiz ve ortak aklın ret ettiği iş anlamına mücadele edilmesi gereken bir  Münker’dir. Bunda şüphe yoktur  ama bu mücadele tebliğ edilerek, ahlakî faydaları anlatılarak, sakıncaları dile getirilerek de yapılabilir. Peygamberimiz döneminde de böyle yapılmıştır.

İslam’da silahsız olarak  dinden çıkmaya bile Kur’ânî bir ceza verilmezken yakın geçmişte Türkiye’de olduğu gibi başı zoraki açtırmak ve şimdilerde  İran’da olduğu gibi başı zoraki kapatmak  onaylanamaz. Özellikle de iletişim imkânlarının geliştiği ve kitlelerin sokaklara dökülüp şiddet eylemlerine sürüklenebildiği devrimizde.

Şiddeti Değil Rahmeti Önceleme

Tesettür emrinin ahlakiliğine işaret eden Ahzab 59 bir ceza ile değil de “ Ve Kânellahü Ğafûren Rahîma”  yani “Allah kullarına pek bağışlayıcı ve merhametlidir” ifadesi ile biter. Bunun gibi   Nur 31 de “Ve Tûbû İlahı Cemian Eyyühel-Müminûn”  ( Emüminler! Topyekün  tövbe ederek Allah’a dönün)  ifadeleri ile sona erer.

Bu durum görevimizin  tesettür emrini çiğneyenlere şiddet uygulamak  değil, Allah’ın affedici olduğunu hatırlatıp tövbe yolunu göstermek olduğunu öğretmektedir.

[1]  Bşörtüsü yasağına dönülememesi, her zaman, her yerde ve her görevde takılabilmesi içi konunun Anayasa teminatı alınması doğru bir atılımdır.

Ali Rıza Demircan 

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

6 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

7 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

11 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

11 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

12 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

13 saat ago