Daha önceki iki yazımızda doğruluk ile doğru sözlülük ve doğru sözlülük ile doğruluk ifadelerini ard arda kullandık. Çünkü ikisi arasında kopmaz, koparılamaz bir bağ vardır. Doğruluk varsa doğru sözlülük, hele hele doğru sözlülük varsa doğruluk vardır. Aziz Peygamberimiz bu konuda bizleri şöylece bilgilendirmektedir.
Ebu Said el-Hudri’nin açıklamasına göre Peygamberimiz şöyle buyurur:
“Her sabah insanın organları lisan-ı hal ile diline şöyle der: Ey dil; bizim hakkımızda Allah’tan kork. Bizim aleyhimize olacak şekilde konuşma. Bak biz sana tabiyiz. Ey Dil! Eğer sen doğru olursan biz organlar da doğru oluruz. Sen saparsan bizi de saptırmış olursun.”
Doğruluk doğru sözlülük, doğru sözlülük de davranışta ve işte doğruluk anlamına geldiği içindir ki güzel konuşun emrini veren Rabbimiz bu emrini işlerin doğruluğu ile irtibatlandırmıştır:
Ahzab sûresinin 70 âyetinde şöyle buyrulmaktadır:
“Ey iman edenler! Rabbinizin emirlerine aykırılıktan korunun ve dosdoğru konuşun.
Bu ayet indirildiğinde bir öğle vaktiydi. Peygamberimiz öğle namazını kıldırdıktan sonra, erkeklere ve kadınlara kalkmamalarını işaret ettikten sonra erkekler tarafına geldi bu ayeti tebliğ etti, kadınlar tarafına gitti bu ayeti tebliğ etti ve şöyle dedi:
“Rabbim bana dosdoğru konuşmamı emretti, size de emretme görevini yükledi.“
Tebliğ Kadınlara da Yapılıyordu
Bu arada bilvesile işaret edelim. İslam’ın ilk dönemlerinde, yani Mekke ve Medine dönemlerinde kadınlar toplumun aktif unsurlarıydı. Onlar vakit namazlarına katılırlardı. Çocuklu kadınlar sabah namazına dahi gelirler ve Peygamberimiz, kendisine inen Kur’an âyetlerini ve sûrelerini hem erkeklere hem de kadınlara tebliğ ederdi.
Doğru Sözlülük İşleri de Düzene Sokar
Rabbimiz, doğru sözlü olmamız emrini verdiği Ahzab sûresinin 70. ayetinden hemen sonra 71. âyetinde şöyle buyurmaktadır:
“…Dosdoğru konuşun ki, Rabbiniz sizin işlerinizi düzene soksun/işlerinizde sizi başarılara erdirsin ve de günahlarınızı bağışlasın…”
Peygamberimiz de şöyle buyururlar:
“Aman doğruluğa/ doğru sözlülüğe yapışın. Doğruluk /doğru sözlülük sizi Birr’e/hayırlara, hayırlar da Cennet”e götürür.”
Özetlersek doğruluğa / doğru sözlülüğe yönelmek, İslâmî /insani değerlere açılmaktır. Siz İslâmî/insanî değerlere-erdemlere açılırsanız elbette ki Rabbimiz de yardımını vaat eder. İşte yukarıda anlamının sunduğumuz Ahzab 71 bu yardıma işaret etmektedir;
“…Dosdoğru konuşun ki, Rabbiniz sizin işlerinizi düzene soksun/işlerinizde sizi başarılara erdirsin ve de günahlarınızı bağışlasın…”
Siz sebeplere yapışırsınız, yapışırsınız da sebepler sonuca götürecek diye bir kural yoktur ama Yaradan bunu vaat ediyor; doğruluğu ve doğru sözlülüğü başarılara erdireceğini vaat ediyor.
İşlerimizin Düzene Sokulması ve Meleklerin Moral Desteği
Doğru sözlülüğün dünya hayatımızda ilgili ilk sonucu değindiğimiz üzere Rabbimizin yardımını celbederek başarıya erdirecek şekilde işlerimizin düzene konulmasıdır.
İkinci önemli sonucu da melekler aracılığıyla moral desteği almamızdır.
Bu gerçek Fussilet sûresinin 30-31. âyelerinde bakınız nasıl açıklanmaktadır:
“Melekler, Rabbimiz Allah’tır deyip de sonra dosdoğru olup dosdoğru konuşan kişilerisık sık ziyaret ederler ve onlara şöyle derler:
Siz korkuya düşmeyecek, üzülmeyeceksiniz. Size vaat edilen Cennetlerle sevininiz. Sizi ziyaret eden melekler olarak bizlerdünya hayatında sizin dostlarınızız, âhirette de dostlarınız olmakta devam edeceğiz…”
Doğruluk Günahlarımızı da Bağışlatmaktadır
Güzel Kardeşlerim! Sık sık değiniyoruz: ilahi emir ve yasakların ahiret hayatımızla ilgili faydası da vardır. Bu gerçeği burada da görüyoruz. Âyette bize “refakat eden rahmet meleklerinin, dünya hayatında olduğu gibi ahirette de dostlarımız “olacağı” açıklanmaktadır.
Doğruluğun/dosdoğru konuşmanın âhirete yönelik bir faydası da Ahzab 71‘de açıklandığı üzere günahlarımızı bağışlatmasıdır.
Bağışlanmak, Cehennem’den kurtulmaktır. Ama yeter mi, yetmez. Cennetlere de ermek lazım. Yukarıda Peygamberimizin bir hadisini açıklarken doğruluğun hayırlar aracılığı ile Cennet’e götüreceğini beyan etmiştik. Ahkaf suresinin 13 ile 14. âyetleri bu gerçeği şöylece pekiştirmektedir.
“Rabbimiz Allah’tır deyip de dosdoğru olanlara korku yok. Onlar üzülmeyeceklerdir de. Onlar imanları ve doğruluklarının armağanı olarak Cennet’e girecek olanlardır ve onlar orada ebedî olarak kalacaklardır.”
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi