Onlar toplumumuzun görünmez kahramanlarıdır aslında… Pek farkına varmayız onların ama sevinçli günümüzde de hüzünlü günümüzde de hep yanımızdadırlar.
Düğünümüz olduğunda koşarız onlara “Hocam, bir dua yapıver!” diye… Bir yakınımızı kaybettiğimizde ise buğulu gözlerle baktığımızda hep yakınımızda onlar vardır…
Oğlumuzu askere gönderirken, gelinimizi arabadan indirirken, sekerat halindeki yakınımızın başında Kur’an okurken, camide çocuğumuza Kur’an okumayı öğretirken, en sevdiğimiz insanların cenazelerini yıkarken, hülasa, daima onlar vardır yanı başımızda…
Peygamberlerin varisleridir onlar. Yüce kitabımız Kur’an’ın eşsiz ilkelerini ve Allah Resûlü (sas)’in örnek kişiliğini yaşarlar ve anlatırlar. Ve hatta bunu Jakoben Laik sistemin baskısı altında olmalarına rağmen yaparlar. Camilerin açık, camilere giden yolların kapalı olduğu bu zor dönemde, bazen horlansalar da gerici ve yobaz olarak nitelendirilseler de, yaparlar bunu. Çünkü onlar çok iyi bilirler ki, Hz. Muhammed (sav) de hak davayı tebliğ ederken horlanmış, alaya alınmış, işkencelere maruz kalmış ve çok sevdiği Mekke’den Hicret etmeye mecbur kalmıştı…
“ وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِۜ” “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten alıkoyan bir topluluk bulunsun.” Ayeti kerimesini kendine düstur edinen Din Görevlilerimiz, Müslüman Türk milletinin mayasında da hamurunda da vardır.
Kurtuluş mücadelemizde, Yunan işgaline karşı “Düşmana karşı koymak farz-ı ayındır!” diye fetva veren Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendiyi, Samsun Havza’da Atatürk’e destek veren Sıtkı Hocayı, Amasya Müftüsü hacı Tevfik efendiyi, Mardin Müftüsü Hüseyin efendiyi, İzmir Müftüsü Rahmetullah Efendiyi göremeyen gözlerin ve anlamayan akılların, bugün “Cumhuriyet Çocuğuyuz” diye ortaya çıkarak İmamlara ve Müslümanlara saldırmaları, ancak ve ancak garabet içinde yaşayan sefil insanların işi olabilir.
15 Temmuz akşamı, minarelerden okudukları salalar ile halkımızı sokağa döken ve darbe girişiminin akamete uğratılmasında başrol oynayan din görevlilerimiz, milletimizin mayasında var olduğunu bir kez daha cümle aleme göstermiştir.
Bizler çok iyi biliyoruz ki, azınlık da olsa, Jakoben laik sistemin rüzgarına kapılıp değirmenine su taşımak adına “Salla başı al maaşı” anlayışında olan din görevlileri de vardır. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı görevlilerimizin çoğunluğunun, canhıraş bir şekilde İslam’a ve Müslümanlara hizmet adına çalıştıkları kanaatindeyiz.
Mirat Haber olarak, Geçmişten günümüze insanlığın manevi imarını gerçekleştiren Din gönüllülerimizin “Camiler ve Din Görevlileri Haftası”nı kutluyor, görevlerinde başarılı olmalarını diliyor, aileleri ile birlikte sağlık ve afiyet içinde bir ömür geçirmelerini yüce rabbimizden niyaz ediyoruz.
Camiler ve Din Görevlileri haftanız kutlu olsun!
Selam, saygı ve muhabbetlerimle…
Şaban DOĞAN
YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ