Yansımalar

1970 yılı başında Süleymaniye Camii’nde başlayıp 1985 yılı sonuna kadar Büyük Piyale Camii’nde devam eden İmam-Hatiplik hayatımda üniversiteli üç nesle hitap ettim. Özellikle Süleymaniye Camii’nden binlerce üniversiteli genç gelip geçti. Bunların çok az bir kısmı ile yüz yüze tanışıp konuşabildim.

Seminerler ve Konferanslar da Veriyordum

Ben Hutbelerle de yetinmiyor, öğrenci yurtlarında ve bazı derneklerde Üniversite öğrencilerine seminerler veriyordum. Bunlar azımsanamayacak sayıdaydı. Ayrıca ülkemizin her tarafında da konferanslar veriyordum. Pek çok konferansa gittim.

Bizi Dinleyip İzleyen Gençler Ülkemizi Yönetmeye Başladı

Rabbime ne kadar hamdetsem azdır. Süleymaniye Camii’nde hutbelerimizi dinleyen, seminerlerimize katılan ve Anadolu’muzda konferanslarımızı takip eden ve 1990 lardan sonra radyo ve televizyon programlarımızı dinleyip izleyen neslin bir kısmı 2002 yılından beri vali, belediye reisi, bakan hatta başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak ülkemizi yönetmektedir.

Üç dönem Beyoğlu Belediye Başkanlığı yapan oğlum Ahmet Misbah, her Ankara dönüşünde üst düzey devlet yöneticilerinden selamlar ve dua edilmesi isteği getirirdi, ama ben onları ismen ve cismen tanımazdım.

Bu bölümde Rabbimin lütfuyla şahsım ve çalışmalarım etkilerine ilişkin bana intikal eden bazı misalleri aktarmak istiyorum:

Hamd Etme Konumundayım

İslâm’ı öğrenmek ve öğretmek için yola çıkmış bir insan olarak hitap ettiğiniz genç insanların -yukarıda değindiğimiz üzere-genel müdür, milletvekili, vali, bakan, başbakan ve cumhur başkanı olduğunu görmenin ve unutulmamış olmanın mutluluğunu yaşayan insanım. Rabbime hamd ederim.

Burada nereden nereye geldiğimizi, açıklayabilmek için bir anımı zikretmeden geçemeyeceğim. 1973 yılıydı. Trabzon yoluyla gelip Gümüşhane’de bir konferans verdikten sonra Bayburt’a geçtim. Bayburt konferansım sırasında konferansa gelen benim yaşlarımdaki genç adamı tanıyan ön sıradakiler ayağa kalktılar. Konferans sonrasında sorduğumda kaymakam vekilidir, dediler. Nasıl mutlu olduğumu anlatamam. Kaymakam vekili bir gencimizin konferansımıza gelmesi başlı başına olaydı. Kaymakam vekilliğinden Cumhurbaşkanlığına uzanan ince ve tehlikeli uzun yol, derin ve sürekli çabalarla aşılmıştı. Siyasî gelişimin rantını devşirenlerin çoğu bu çileyi çekmedikleri için yozlaşma da erken başladı.

Yansımalardan Misaller

1. İDARECİLERİMİZ

Rize Valimiz Seyfullah Hacımüftüoğlu

Dört sene kadar önce Sılay-ı rahim için Rize il merkezine bağlı köyüme (Sütlüce) gitmiştim. Köyümüzde yapılan festivale katılmıştım. Kendisini şahsen tanımadığım, İlimizin valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu kürsüye çıktı ve ön kısımda oturan bendenizi de saygıyla selâmladı ve şöyle dedi:

Biz hocamızın hutbeleriyle de bilgilenip bilinçlendik. Allah ondan razı olsun.

Bir gün sonra valimiz, oğlum Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah ile beni Valilik konutuna kahvaltıya davet edince hatıraları yâd etme fırsatını bulduk.

Bir Diğer Rize Valimiz Erdoğan Bektaş

2018 yılında yine sıla-ı rahim için Rize’ye köyüm Aron’a/Sütlüce’ye gelmiştim. Köyümdeyim ama tatildeyim diyemem. Okumaya ve kurduğum Vakfımız ARDEV adına yayınladığımız Mirat Haber.com için makaleler yazmaya devam ediyordum. Ciddî ve Rabbimizin rızasını hedefleyen ça lışmalarımızı sürdürebilirsek Kabir’de istirahat ederiz inşallah.

Bir gün genç ve enerji dolu muhtarımız geldi. Salı günü akşamı Valimiz Erdoğan Bektaş Beyle ziyaretinize geleceğiz, dedi. Pek mutlu oldum ama düşünmeden de edemedim: İsmen hatırlayamadığım Vali beyin ziyaretimize gelmesine sebep ne olabilirdi? Olsa olsa izlediği televizyon konuşmalarım ve okuduğu bazı kitaplarım olabilirdi.

Köyümüzüm muhteşem minareli ve geniş avlulu camisinde Vali Beyimizi karşıladım. Akşam namazını birlikte cemaatle kıldık. Çocuklarımın yaptırdığı küçük ama estetikle yoğrulu evimizde sohbete daldık. Meğer Vali bey benim İmam hatipten talebem imiş. Ezberlemeleri ve yapmalarını öğütlediğim duaların bazılarını okudu. Fetih Yurdunda kalırken devam ettiği seminerlerimden de çokça yararlandığını ifade buyurdular. Bu arada dinlediği hutbelerimden ve üzerindeki etkilerinden söz ettiler.

Antalya Valimiz Alaattin Yüksel

İlk çocuğum Emine Demircan Kırıcı Antalya’da yaşıyor. Eşi Sabahattin Kırıcı şehrin bilinen bir diş doktorudur. Antalya’ya gidişlerimden birinde Antalya Müftülüğü’nü ziyaret ettim. Adını hatırlayamadığım Müftümüz bana şöyle demişti:

Valimiz Alaattin Yüksel sizden çok söz eder ve şöyle der:

Biz Ali Rıza hocamızdan nice güncel canlı hutbeler dinler, ruhen beslenirdik. Antalya’da niye böyle hutbeler dinleyemiyoruz.

Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay

Aziz Beyle bir iftar dâvetinde aynı masayı paylaşmıştık. Ben kendisini tanımazdım. Saygı gösterdi ve öğrencilik yıllarına dönerek şöyle dedi:

–Hocam, Süleymaniye Camiine hutbelerinizi dinlemek için gelirdik. Hutbelerinizden aldığımız bilgi ve bilinç bize bir hafta yeterdi. Cumaları sabırsızlıkla beklerdik. Devlet Bakanı Veysel Kaynak

Ali Rıza Demircan Eğitim Vakfı (Ardev) olarak sekreteryasını Ensar Vakfı’nın yürüttüğü Milli İrade Platformu’nun üyesi olduğumuz için, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde verilen iftarlara davet edilirdik. Ben vak fımı temsilen şahsen bu iftarların üçüne katıldım. Recep Tayyip Erdoğan kardeşimin hakkını teslim edeyim; bana hep ana masada kendisinin yanında yer ayırırdı. Üçüncü davette yine ana masadaydık ve Devlet Bakanı Veysel Kaynak ile karşı karşıya oturuyorduk . Ben Veysel Beyi yakından tanımıyordum. Yemekten sonra yanıma geldi. Elimi öpercesine derin bir saygı gösterdi ve şöyle dedi:

-Hocam, biz üniversite öğrenciliği yıllarımızda sizden çokça faydalandık. Hutbe dinlemek için bir hafta Süleymaniye Camii’ne size gelir, bir hafta da Sultanahmet Camii’ne Emrullah Hatipoğlu hocamıza giderdik. 

Başbakan Binali Yıldırım

Hatırladığıma göre Binali Bey Liman Dok sendikası başkanı olan ve 1979 da teröristlerce şehid edilen eniştem Aslan Sivri’nin başkanlığı döneminde, onun aracılığıyla Kasımpaşa tersanesine mühendis olarak girmişti. Allah rahmet eylesin, eniştem Süleymaniye Camii’ne namaza gelirdi. Binali Bey de sık sık gelirmiş…Bunu da kendisinden öğrendik:

Pera Palas otelinde yapılan ve benim de dinleyici olarak katıldığım, Beyoğlu Sohbetleri’ ne konuk olarak katılan Binali Bey, çok seçkin olan dâvetliler huzurunda şöyle dedi:

–Belediye başkanımız Ahmet Misbah’ın babası Ali Rıza Demircan Hocamız da burada. Üniversite yıllarımızda kendisinden çok şeyler öğrendik, Süleymaniye Kürsüsü/Minberinden…

Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül

Benim Süleymaniye Camii İmam -Hatipliğimin ilk yıllarında Abdullah Bey mezunu olduğu İstanbul İktisad Fakültesinde doktora öğrencisiydi sanırım. Hocaları olan Sabahattin Zaim ve Nevzat Yalçıntaş Beyler bizi seven ve takdir eden cemaatimizdi. İşte bu dönemde olsa gerek, Hocaları gibi Abdullah Bey de hutbelerimizi takip ederdi. Bunu kendisi de teyit edecekti. Ama ilginçtir ben Abdullah Beyle vicahi olarak tanışmamıştım.

Emirgan’da oturuyorum. Evim Emirgan Camiine yaklaşık 100 metre. Abdullah Bey Cumhurbaşkanlığı döneminde birkaç bayram namazını Emirgan’da kıldı. Bir bayram sabahı camiye gelirken alınan güvelik önlemleri sebebiyle geleceğini öğrenince kendisini cami avlusunda bekledim. 40 yıllık dost gibi kucaklaştık. Namaz sonrasında bayramlaşırken çevremizdeki insanlara duyururcasına şöyle dedi:

-Biz Ali Rıza Hocamızın nice hutbelerini dinledik. Kendisinden çokça faydalandık.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Kardeşimiz

Bu satırları yazarken Devlet Başkanımız olan Recep Tayyip Bey kardeşimle İstanbul İmam Hatip Okulu’nda beraberliğimiz oldu. Ben lisede iken o orta kısımdaydı. Ben kandil geceleri konuşmalarında ve liselerarası münazara yarışmalarında okulu temsil ettiğim için beni iyi tanırdı. Üstelik ikimiz de Kasımpaşalıydık. Tayyip bey siyasete erken atıldı. Ben de İstanbul’umuzun bilinen bir hatibiydim. Dâvet edildiğim bazı özel toplantılarda Tayyip Bey genç bir siyasetçi olarak pek çok defa konuşmaya başlamadan önce beni takdim etmiştir.

Birkaç yıl önce onun takdimini içeren 1989 tarihli bir kaset elime geçmişti. Linkini ve çözümünü veriyorum:

Recep Tayyip Erdoğan: Bu arada inşallah sözlerin en güzelini, temenninin en güzelini, çok değerli abim ve hocamız; Ali Rıza Demircan Hocamız yapacaklar, mikrofonu kendilerine takdim ediyorum.

Ali Rıza Demircan: Değerli kardeşlerim, yirmi dört yıldan beri konuşmalarımla ve kitaplarımla sizlere inandığım, yaşamaya çalıştığım bazı gerçekleri dile getirmeye çalışmışımdır.”

Üniversite gençliğimizin Cuma günleri buluşma yerlerinden biri de Süleymaniye Camii idi. O yıllarda Tayyip Beyin da pek çok hutbemi dinlediğini zannediyorum.

Beş on yıl kadar önceydi. Vatan gazetesinden gelerek şöyle dediler:

-Biz Tayyip Beyin hatipliğini inceliyoruz. Etkilendiği kişi olarak sizi gösteriyorlar, ne dersiniz?

Bunun doğru olabileceğini ifade ettim. Çünkü ben gerek münazaralarda ve gerekse Cuma hutbelerimde kitleye hitap üslûbuyla konuşurdum. Yazılı konuşmalarım da irticali gibiydi. Özetlersek faydalı olduğumuz gençlerimizden biri de Tayyip Bey kardeşimizdi.

(DEVAM EDECEK)

ALİ RIZ ADEMİRCAN

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

MİRATHABER.COM – YOUTUBE