“İslâm’da Yönetim Şekli Belirlidir ve Muhteşemdir” başlıklı yazımıza şöyle bir giriş yapmıştık:
Asırlar boyunca geleneksel ulemamız ve onları taklit eden asrımız alimleri iftira nitelikli bir yanlışı nakledip durdular. Söylem şuydu:
Savaş Esirlerinin Köleleştirilip Odalık Olarak Satılması
“İslam kölelik ve cariyelik düzenini ilga etmemiş ama tedrici bir yöntemle kaldırılmasını amaçlamış, bunun için oluşumu önleyici ve mevcudu giderici kurallar getirmiştir.”
Bu yanlış sürdürülürken dünya geleneksel kölelik-cariyelik düzeninden modern köleliğe-cariyeliğe geçmiş ama bizim fıkhımız 14 asırdır tedriciliği bir türlü sonuçlandıramamıştır. Kaynak eserlerimiz hâlâ köleler ve avret yerleri erkeklerin avret yerleri gibi kabul edilen üryan cariyelerle doludur. Bir diğer anlatımla göğüsleri ortada genç Müslüman cariyelerin bile nikâhsız odalık yapılmak üzere pazarlarda satılması caiz görülmüştür. Sırtımızda taşıdığımız iftira nitelikli bu kamburu İslâm’a da taşıtmışızdır. (Geniş bilgi için bak. Ali Rıza Demircan, Kur’ân ve Sünnet Işığında Cariyeler ve Sömürülen Cinsellikleri)
Üç Defa Boş Ol Demekle Boşanmanın Geçerli Olacağı İftirası
İslâm’a yükletilen bir kambur da yazılı örneklerini geleneksel fıkhımızda, görsel örneğini en son Vatanım Sensin dizisinde izlediğimiz ard arda “üç defa boş ol diyerek yapılacak boşamanın geçerli olacağı” iftirasıdır. (İlgili makalemize bakılabilir: Boşanma Sistemimizin Karanlığında Kur’ân-ı Kerîm’e Göre Boşa(n)manın Aydınlığı)
Hele hele İslâm’a taşıtılan bir diğer kambur daha var ki O da Recm cezasıdır.
Diriliş Dizisinde Recm İftirası
28 Mart 2018 tarihinde yayınlanan bölümünde İslâm’a yapılan Recm iftirasının -hiç de gerek yok iken- tekrar gündeme getirildiğine tanık olduk.
Dizinin kahramanlarında Sadettin Köpek muhalifi olan bir veziri müğanniye/şarkıcı bir kadınla yaşadığı ilişkiyi gerekçe göstererek zina suçlamasıyla Recm ettirir. Bir diğer ifadeyle yarı bele kadar toprağa gömdürüp taşlatarak öldürtür. Yanılmıyorsam dizi de Recm iki defa konu edilir ve Recm’in İslâmî bir ceza olduğu zihinlere kazınır.
Gerçi Recm, İslâm’ın kendi öz çocuklarının bilerek veya “eski bilginlerce böyle kabul edilir gördük” diyerek İslâm’a yamadığı iftira nitelikli yanılgıdır. Ama iftira nitelikli bu azim yanılgıyı yeniden milyonların önünde tekrarlamanın; ak zihinleri karanlığa gömmenin sorumluluğunu kim taşıyacak?
İktidarımızın iftihar ettiği ve yayın desteği verdiği bu dizide merhum İbn-i Arabi’nin şahsında sergilenen bazı hurafeleri sineye çekmiştik. Ama bu iftira çekilir gibi değil.
Büyük bir televizyon kanalında haftalarca ve saatlerce sürdürülen –bize göre İslâm’ı küçültmek amacı güdülen- programlarla Recm iftirası gündeme taşınmıştı. Orada programcının amacını algılayabiliyorduk, ama Sayın Cumhurbaşkanımızın ilgilendiği dizideki hatayı kime yükleyeceğiz?
İslâm’da Recm Cezası Yoktur
Büyük bir günah, azim bir suç olan ve en az dört kişinin tanık olduğu zinaya Kur’an’da belirlenen ceza şöyledir:
“ Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz celde/sopa vurun. Allah’a ve Âhiret Günü’ne inanıyorsanız Allah’ın dinini tatbik hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın. Müminlerden bir topluluk da onlara uygulanan Azaba; cezaya şahit olsun.” (Nûr 24/2)
Kur’ân’da yer almayan Recm cezası, aslında Allah’ın Resûlü Hz. Muhammed’in bizi bağlayıcı yürürlükteki Sünnet’inde de yoktur. Sünnet/Hadis kaynaklarımızda açıkça belirtildiği üzere Peygamberimiz Medine döneminde –henüz Kur’ânî ceza indirilmediği için- kendisini de bağlayan Tevrat Şerîati’ne göre Recm cezasını, önce zinalarını itiraf eden bir yahudi çifte, -eğer rivayetler doğruysa- sonra da biri erkek diğeri kadın iki Müslümana uygulamıştır. Ancak Allah’ın Resûlü Kur’ân’ın evli bekâr ayırımı yapmaksızın dört şahidin tanık olduğu zina cezasına getirdiği “bir topluluk önünde yüz sopa vurulması” şeklinde ki cezanın indirilişinden sonra asla Recm uygulamamıştır. Çünkü Peygamberimiz Kur’ân’ın 23 senelik indiriş süresince sürekli olarak kendisine indirilen Kur’ân âyetlerini uygulamakla yükümlü kılınmıştır:
“ (Ey Peygamber)Sen sana indirilen Kur’ânî Vahye uy. Sen (ancak bu uyuşunla) dosdoğru yol üzerindesin.” (Zühruf,43/43)
“Biz sana bu Kitâb’ı ancak insanların, hakkında ihtilâfa düştükleri şeyleri kendilerine açıklayasın ve imân edecek bir topluluğa bir hidâyet ve bir rahmet olsun diye indirdik.” (Nahl 16/64)
Recm Tevrat’ta Getirilen Cezadır
Rabbimiz, İsrail oğulları için Tevrat’ta yasalaştırdığı ‘suça tıpa tıp benzeri ile ceza’ olan Kısas’ı ve eşlerle özel günlerinde ilişki yasağını Kur’ân’a taşımıştır. (Maide 5/45;Bakara 178,222) Ama silah çekmeksizin dinden çıkışa ölüm cezası verilmesi ve Recm’i Kur’ân’a aktarmamışıtır.
Kur’ân ile uygulamadan kaldırılan, özgün ifadesiyle Nesh edilen Recm eldeki mevcut Tevrat’ta varlığını sürdürmektedir:
“Eğer bir adam başka birinin karısıyla yatarken yakalanırsa hem kadınla yatan adam, hem kadın ikisi de öldürülecek. İsrail’den kötülüğü atacaksınız.” (Tesniye Baba 22,Cümle 22. Ayrıca bak. Levililer Bab 20,Cümle 10)
NOT: İnşaallah konuyu önümüzdeki Pazartesi gününden itibaren genişçe ele alacağız.
Bilgi ve Bilinç Yoksulu Suizancılara…:
Jakoben laikliğe savaş açmış bir Müslüman olarak zinayı ve eşcinselliği meşrulaştıran batı yaşantısını modern piçlik olarak görürüm. İnsan öldürenlere, işkencecilere ve hırsızlara uygulanacak ceza dahil Kur’ân merkezli olup sayılı olan cezaların uygulanması gereğini açıkça savunurum. İslâm söz konusu olunca yasal düzen bile benim için asıl değil teferruattır. Sözün özü aşağılık kompleksisizler gibi korkuyu putlaştıran suskunlara belki yakındır ama bana uzaktır.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi