Odatv’de de yayınlanan Diyanet’e ilişkin linki verilen haber vesilesi ile ifade edeyim:
Odatv ve benzerlerinin verdiği hiçbir habere itimat etmem. Çünkü Rabbimiz, kendisine veya koyduğu yasalara inanmayan ya da inandığı halde gereğince yaşamayan Fasık tiplerin getirdiği haberlerin iyice araştırılmasını emir buyurmaktadır. Araştırma yapılmadan kabul edilirse pişmanlığını duyulacak üzücü sözler söylenebilir veya davranışlar-işler yapılabilir. Bir diğer anlatımla suizan, gıybet ve iftira gibi haramlara düşülebilir:
“Ey iman edenler! Eğer bir Fasık size bir haber getirirse onun aslını araştırın. Yoksa bilmeden bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurat 6)
Oda tv’den alıntıladığımız haber 2019 bütçesinde Diyanet’e diğer bazı bakanlıklardan fazla bütçe ayrıldığı şeklindedir. Bu gibi haber ve benzerleri üzerinde tahrifler yapılmaktan çok yıkıcı ve yerici yorumlar yapılmaktadır. Bu karşıt yorumlar doğal olarak bizi rahatsız etmektedir. Ama düşünmemize, gerçekleri görmemize ve sorgulamamıza engel olmamalıdır.
1. Diyanet bütçesinden cami yapımlarına yardım edilmekte midir bilmiyorum. Ama yapılan camilere kadro verilmektedir. Doğal olan elbette verilmesidir. Ama gereksiz olarak yapılan camilere kadro verilmemelidir. Mesela köyümüzün her bir mahallesinde bir cami olmak üzere beş tane cami vardır. Bunların yalnızca birinde hakkıyla Cuma namazı kılınabilmektedir. Diğerlerinde birleştirici olması gereken Cuma namazları parçalara bölünme sebebi olmaktadır. Kışları halk şehir merkezine indiği için camilerimiz yarı kapalıdır.
İslam açısından bakıldığında burada kadro israfı yok mudur? Dış dünyaya da borçlu olan ülkemizin cami kadroları için de israfa düşmesi onaylanabilir mi?
2. Diyanette yüz bini aşkın maaş alan görevliler vardır. Müftüler, vaizler, Kur’ân öğretmenleri, imamlar ve müezzinler ne yapmaktadır. Elbette camiler açılıyor ve namazlar kıldırılıyor. Ama bu yeterli midir? Ayrılan bütçenin hakkı verilmekte midir?
3.Diyanet merkezinde hazırlanmakta olup Türkiye’nin bütün kadrolu camilerinde okutulmakta olan Cuma hutbeleri dışında Diyanet’in kültürümüze ve fiili hayatımıza katkısı yoktur. Mesela hırsızlık, yolsuzluk, içki tüketimi, zina ve sömürücü faiz azalmakta mıdır? Kaldı ki hazırlatılıp okutulan hutbeler de Jakoben laikliğin çizdiği çerçeve ile sınırlıdır. Mesela Allah’a ortak koşma, boşanma, faiz, zina, eş cinsellik, miras, ölüm cezası, medya-sosyal medya yıkıcılığı, insana şiddet, şirketleşme, tesettür gibi konulara yer verilmemektedir.
Milletimizin İslâm’ı bütün özellikleri içinde öğrenme hakkı yok mudur? Batıya yöneltilen ülkemizin İslâm’dan ilham alması niçin engellenmektedir. Yoksa kuruluşundan bu yana sıcak bakılmayan Diyanet’e büyük bütçeler ayrılması İslâm’ın Devlet kontrolü altında tutulması için midir?
Teklifimiz:
Teklif olarak sunabileceklerimiz elbette vardır ama Diyanet yapılabilecek hizmetleri bizden iyi bilmektedir. Diyanet’in üst düzey ricalinin bir yerlerde jakoben laikliğe bağlı kalınacağı şeklinde taahhütleri yoksa ve samimiyetleri varsa yapılabilecekleri düşünce adamları ve mümin yazarlarımıza bildirmeli, böylece onların katkılarıyla kamuoyu oluşturularak fiilen adımlar atılması sağlanmalıdır.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi