Bağımsızlık, egemenlik haklarının milletin elinde olmasıdır. Milletin elinde olan bu egemenlik haklarını, milletin seçtiği insanlarca milletin aleyhine olmayacak şekilde, millet adına milletin kurumlarıyla denetime tabi tutularak uygulanmasıdır.
Bir devletin, siyasi ve iktisadi bağımsızlığı aynı anda gerçekleşmezse, tam bağımsızlıktan söz edilemez.
Ekonomide faizin varlığını savunanlardan Mahfi Eğilmez’in 4 Eylül Çarşamba 2019 tarihli yazısında bir bağımsızlık tanımlaması yaparak; Mustafa Kemal’e atıfta bulunarak, Sivas Kongresinden bağımsızlık örneği veriyor. Mustafa Kemal’in milli mücadelede başlattığı siyasi ve iktisadi bağımsızlık hareketini, Mahfi Eğilmez; piyasaların bağımsızlığı adı altında Merkez Bankasının bağımsızlığına getiriyor.
Eğilmez, piyasalar dediği, piyasa yapıcı olarak tanımlanan bankalardır. Merkez Bankasının bağımsızlığı ve piyasa yapıcılarının bağımsızlığını adeta Kurtuluş Savaşı önderi Mustafa Kemal ile özleştirerek, mesajını vermeye çalışıyor.
Siyasi alanda Mustafa Kemal’in istismar edildiğine sık sık rastladık. Ama görüyoruz ki iktisadi alanda da boş durulmuyor. Mustafa Kemal, milli bir iktisadi anlayışını İzmir İktisat kongresinde çok açık biçimde ortaya koyuyor. Faizle diz çöktürülen Osmanlıyı iyi bilen Mustafa Kemal, kapitülasyonların kaldırılmasını bir iktisadi istiklal olarak da görürken, Bugün Özelleştirmeyle yabancılara satılan milli kurumlar, kendine Atatürkçü diyenler tarafından savunulması ilginçtir.
Böylesine bir milli iktisadi duruşu olan Mustafa Kemal’in, Mahfi Eğilmez’in kaleminden konuya ilişkin gündeme getirilerek; küreselcilerin kurduğu Borca Dayalı Para Sisteminin temel aktörü faizle para yaratan Merkez Bankası için ve faizle milletin anasını ağlatan piyasa yapıcı diye tanımlanan bankalar için, Mustafa Kemal’in bağımsızlık anlayışıyla özdeşleştirilmesi ne derece doğrudur?
Devletin içinde uygulamaları ile ticari hayatı felç eden faiz düzeninin aktörlerine bağımsızlık isteyen Mahfi Eğilmez, sorumsuz sistemin sorumluluklarını da seçilmiş milli iradeye yükler. Elbette milli irade sorumludur. Ama kötü sistemi sürdürmekle değil, sistemi değiştirmekle sorumludur.
Mahfi Eğilmez, çok iyi bilir ki faiz vasıtası ile sürekli borçlanma modeli olan bu iktisadi anlayışla asla millet borçtan kurtulmayacak, her geçen gün ekonomi daha da köleleşecektir. Aslında bunu bütün liberal tencereye kaşık çalanlar bilir. Bunların çoğu sistemin değişimi konusunda, sistem kurucularına karşı sorumluluk hissederek, faiz sisteminin aleyhinde yazamaz ve konuşmazlar.
Bu sistemi savundukça, yaşamlarının kalitelerini arttırırlar. Halk, sistem tarafından faizle sürekli sömürülüyor, devlet sürekli borçlandırılıyor, bunların umurunda değildir. Hükumetler icraatın başında olduğu için, doğal olarak halk direk sorumlu onları bilecektir. Böylece sistem asla sorgulanmayacak. Böyle bir yaşam felsefeleri de zaten yoktur.
Mahfi Eğilmez, neden dışa bağımlı bir ekonomik sistemi, tam bağımsızlık için (siyasi ve iktisadi) mücadele etmiş Mustafa Kemal ile bütünleştirmek istiyor?
Bu sorunun cevabını hem siyasi hem iktisadi olarak vermek gerekir. Ama biz siyasi tespit olarak şunu söyleyelim; Mustafa Kemal’i sevenlere, mevcut sürekli borçlanma modeli olan faiz düzenini, özgürlük ve piyasa bağımsızlığı adına desteklemelerini istemektedir.
Başka bir ifadeyle, bu milletten ve devletten, bankaların yıllı 250 milyar faiz gelirine ulaşmış zulümlerini, faize itiraz edenlere karşı desteklemelerini istiyor. Eğilmez, faize itiraz edenlere itiraz ettiği gibi, Mustafa Kemal’i sevenlerin de böyle yapmasını istiyor.
Mahfi Eğilmez’in 26 Temmuz 2019 tarihli Faiz meselesi başlıklı yazısında bir kitabı tanıtırken sözünü şöyle tamamlıyor ‘’Kitapta Ekim 2002’de Mısır Din İşleri Yüksek Kurulu’nun banka faizinin helâl olduğuna ilişkin yayınladığı fetva da yer alıyor. Akla uygun olan yorum da budur.
Günümüzde devletin (merkez bankalarının ve bağımsız bankacılık otoritelerinin) denetimi altında olan bankacılık sisteminde büyük ölçüde standardize edilmiş ve tefecilik uygulamasından çoktan çıkmış bir faiz sistemi söz konusu. Bu açıdan bakarsak faiz, kâra göre ve hatta kiraya göre çok daha fazla denetim altında, çok daha fazla standartlaşmış bir getiridir.’’
Mahfi Eğilmez Mustafa Kemal’in kurduğu Diyanet İşlerinin faizle ilgili verdiği fetvayı hiç takmıyor, ama havasına uygun Mısır Din İşleri Kurulunun fetvasını kendisine delil getiriyor. Üstelik aklın yolu da budur diyor.
Mahfi Eğilmez gibilerine Allah şöyle diyor ‘’ Faiz yiyenler, şeytanın çarptığı kimselerin kalkması gibi kalkarlar/davranırlar. Bu hal onların, “Alım satım da tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir.(bakara 275)’’
Bağımsızlık üzerinden faizin otoritelerini, Mustafa Kemal üzerinden millileştirmeye çalışan Mahfi Eğilmez’e şunu da hatırlatalım;
Mason localarının bir dernek olarak dışa bağımlı olmasına tahammül edemeyen Mustafa Kemal, mason localarını Türkiye’de kapatmışken, Merkez Bankasının devletten bağımsızlığını savunmak, uluslararası faiz düzeninin, milletin aleyhinde işleyen yapısını savunmak, buna müsaade etmesi milli duruşu gereği mümkün değildi.
Şimdi kalkacaksın, Mustafa Kemal’i kullanarak, bağımsızlık konusunda örnek verip, milleti sömüren bankacılık düzeninin de başı ve kuyrukları ile bağımsız olmasını savunacaksın. Peki, Mustafa Kemal’in ‘’Devletçilik’’ ilkesini nereye koyacaksınız?
Birde yazısında; Ne diyordu Atatürk’’ Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir’’ sözünü alıp adeta Atatürk’ü sevenlerin aklıyla da alay edeceksin.
Faizle para satan Merkez Bankasını, piyasa yapıcıları çoğunluğunun artık yabancılara ait olduğu bankaların faiz ve türevleri ile işlevlerini topluma benimsetilmesi gerektiğinin altını çizen Mahfi Eğilmez, belli ki hükümetten umudunu kesmiş, algı operasyonlarının sürekliğini yazısında öneriyor.
Şimdi Mahfi Eğilmez ve onun gibi ekonomik inanışa sahip olanlara sorsanız ‘’ Siz mümin misiniz?’’ evet müminiz derler.
Kendilerine şu ayeti okusanız; Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer müminler iseniz faizin geriye kalanlarını bırakın. Bunu yapmazsanız Allah ve Resulü tarafından size bir savaş açıldığını bilin… ( bakara 278-279)
Bu ayetleri kendilerine okuduğunuzda, Allah’ı bu işe karıştırma derler. Tabi onlara göre Allah ekonomi bilmez. Onlara göre Allah göklerin ilahı, yeryüzünün ilahları başka.
Selam ve dua ile…
Yunus EKŞİ
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi