islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4852
EURO
36,4080
ALTIN
2.960,47
BIST
9.359,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Diyanetin, Uygulamada Ayar Sıkıntısı

Diyanetin, Uygulamada Ayar Sıkıntısı
21 Ekim 2019 11:03
A+
A-

Dünyada çok alanda sarsıntı vardır. Sarsıntılar şiddetlerini artırırken ve dünyayı yönetenlerin de dengeleri bozulurken kendi içimizde de birçok değerimizin ayarı bozulmaya devam ediyor. Bunca sıkıntı, toplumu bunaltırken din hizmeti verenlerimiz de gereksiz sıkıntılar üretiyorlar.

“Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder,” derler ya katılmamak elde değildir. İnsaf ölçüleri çerçevesinde değerlendirelim. Her kesi ayni kategoride değerlendirmek doğru değildir, biliyoruz. Amma genele baktığımız zaman camilerimiz ve din hizmeti verenlerimiz açısından hizmet, hiç iç açıcı değildir. “İmamın sarığı beyazdır,” leke kabul etmez. Hem de göze batar.  Camilerimizde, âdeta cemaate işkence uygulamaları yapılmaktadır. Genel olarak müezzin kardeşlerimiz okudukları ezan ile herkesi ikrah noktasına getirdiler. Gürültü kirliliği artıyor.

Camiye gelen cemaati tedirgin eden vaizler, hocalar ve müezzinler, âdap, usul ve erkân sahibi olma zorundadırlar. Bu, iman meselesidir. Ahlâkî ilkelerimiz hemen her yerde değer kaybediyor. Din hizmeti çok amma çok önemlidir. Buna peynir ekmekten daha çok muhtacız. Din hizmeti veren hocalarımız, üstün değerlerimiz; âdap, usul ve erkân gibi ahlâkî ilkeleri öğrenmelidirler, zarafet ve asaletleri gereği, kimseyi rahatsız etmeden hizmet yapmalıdırlar.

Sesin ölçü birimi vardır. Sesinin ayarını tutturamayanlara, Kur’an’ı Kerîm ağır ifade ile ders vermektedir. Desi-bel denilen ses ve sinyaller ölçüm birimini, Din hizmeti verenlerimizin bilmesi şarttır ve elzemdir. Bu ölçüm birimi, yaşadığımız yüzyılda hızla gelişen elektronik ve haberleşme alanının en büyük sorunlarından olan sinyal ve gürültünün ifade edilmesinde kullanılmaktadır. 40-50 desi-bele kadar düşük düzeyde sesler, pek rahatsız edici değildirler. 60-70 desi-belden sonraki seslerin gürültüsü rahatsız edici boyuttadırlar. 80 desi-bel ses, fabrika ve benzeri makine gürültüsüdür. Uzun sürede işitme bozuklukları yaptığı bilinmektedir.

Hele 90, 100 ve 110 desi-bel sesler tamamen doğallığını kaybeden ve vahşeti andıran seslerdir. Bunlar Rock konseri, sanayi gürültüsü, düğün salonları müziği ve havalı matkap sesleridir, genellikle bunlar hemen zarar verebilirler. 120-150 desi-bel sesler konumuzu çok aşmaktadırlar. Desi-beli yüksek oranda olan sesler tehlikelidirler. Kur’an’ı Kerîm’de sesin tonu ile ilgili ilginç bilgiler vardır. Henüz sese dönüşmemiş vesveseden başlar, fısıltıdan devam eder, eşeğin sesini örnek gösterir ve kavimleri, istisnasız helâk eden sayhaya kadar sesleri anlatır. 

Bu açıklamadan sonra desi-beli yüksek olan sesin ne tür netice verdiğini, Kur’an anlatımı ile şiddetinin etkisini görmek mümkündür. Şuayb ile Salih aleyhimasselamın kavimlerinin helâk oluşları ses ile gerçekleşmiştir. Bu iki kavim de sayha denen korkunç gürültü ile helâk edildikleri bilgisi verilir. O zalimleri “sayha” korkunç ses yakaladı. Artık yurtlarında diz üstü çöküp bitmiş bir halde sabaha ettiler. (Hud:11/67) İlginçtir, bu ses, Kaf suresinin kırk ikinci ayetinde sayha, bütün ölülerin “kıyamette dirilip çıkışlarına” sebep olan sestir.

İşte camilerimizde gürültü boyutunu aşırıp müslümanın ezan gibi bir değeri ile cami içinde ve dışında başta müslümanlara işkence eden imam ve müezzinlerin haddi aşmaları zulümdür. Ezanı ve vaazı gürültü kirliliği haline çeviren bu tür görevlilerin millete işkence etmemeleri arzumuzdur. Bunu gerçekleştirecek olan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hocamızdır.

Bu işkence, birçok köyümüzde bile insanlarımızı yıldırmaktadır. Milletimizin hocalarına saygısı vardır. Bu saygıyı, hocaların kötüye kullanmaları asimilasyonun bir parçası olduğu kanaati ile üzüntü uyandırmaktadır. Gürültü halinde okunan ezanlar başlarken evinin kapı ve penceresini kapatan insan sayısı artmaktadır. Bu ise ağır vebaldir. Mikrofonların hiç olmazsa 60-70 desi-bele indirilmesi beklentimizdir. Hizmetlinin sesini, metalik ses yapması ihanettir.

Nice güzel ses vardır ki, o sesi metalik gürültü haline getirmek çok inciticidir. Keşke o güzel sesleri doğal nameleriyle dinleyebilsek! Bunu, Ali Erbaş hoca ayarlar, kanaatindeyiz.

Hiç olmazsa ezan seslerimizin ayarı bozuk olmasın!  Esselamu aleykum.     

İlhan ORAL

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar
  1. SZK dedi ki:

    Pek kıymetli Muhterem hocam çok haklısınız. Ehil olayan kişikerin okudupu ezanlar davet yerine davetsizliği çağrıştırmakta Bunun yanında cami içi görevlerde de mikrofonlar ayarsız kullanılmakta ve camiden bir an evvel gidin mesajına dönüşmektedir .

  2. zekeriya ceylan dedi ki:

    s.a. hocam birde şu sabah namazlarına erken başlamalarına ne demeli, cemaatla kıldığımız sabah namazları aşağı yukarı 5 -6 dakika sürüyor.ama diyanetin takvimine göre güneş doğumundan 30-30 dakika kala duruyorlar.resmi daire gibi dakika sekmiyor. sonra sabahları cemaat yokluğundan şikayetleniyoruz. ne olur 15 dk. kala dursak bi fazla cemaat olsa. lütfen bu konuya da değininiz. Vesselam