Bir insanın gerçekten bizim için yaratılmış olması mümkün müdür? Ve biz bunu nasıl anlayabiliriz ?
Bu iki soru hayatımızda en çok merak edilen sorulardan olabilir. Cevaplarını bulmak için ise kişinin çaba göstermesi gerekir. Bir insanın doğruluğunu nereden anlayacağız? Bunun için adımları takip etmek gerekir. İlk adım; kendimi ne kadar tanıyorum, ne istediğimi biliyor ve hayatımdaki insana bunları söylüyor muyum? Unutmamak gerekiyor ki insanlar sizin zihninizi okuyamaz. Siz söylemezseniz kimse ne istediğinizi, ne hissettiğini bilmez, bilemez. Bundan dolayı ilk olarak yapılacak şey öncelikle nasıl bir insanla olmak istediğinizi netleştirmektir.
İkinci adım ise karşımızdaki insanın özellikleri nasıl? Ne istiyor neyi seviyor neyden hoşlanıyor… Bu soruların hepsi uyum olup olmadığını bilmek için önem arz ediyor. Ya en nefret ettiğin, kokusuna dayanamadığın yemeğe bayılıyorsa? Bu senin için problem mi?
Sonrasında ise her konuda uyum var mı sorusunu sormak gerekiyor. Toplumsal bakışımız, dinimiz, dilimiz uyumlu mu? Aynı mı demiyorum, benzer mi demiyorum. Uyumlu mu? Farklılıkları tolere edebiliyor ortak noktada buluşuyor muyuz?
O doğru kişi mi sorusunun tek bir cevabı yok aslında. Sorular sorarak kendi kişiliğinizle cevaplandırıyorsunuz soruları.
– Kendinize evlenmeye hazır hissediyor musunuz?
– Evlenmeyi düşündüğünüz kişi ile fikirleriniz uyuşuyor mu?
– Ona karşı olumlu duygu ve düşünceler taşıyor musunuz?
– Onunla sağlıklı bir aile ortamı oluşturabileceğinize inanıyor musunuz?
– Mizaçlarınız uyumlu mu?
– Evliliğinizde oluşabilecek problemlerle başa çıkabileceğinize inanıyor musunuz?
Evlilik için temel şartlardan bir tanesi her iki tarafında bunu gönüllülük esasıyla yapması. Evlilik kendi rızasıyla mı gerçekleşiyor, aile baskısı mı, evden kaçış mı, mantık mı…?
Gelelim karşımızdaki insanda hangilerini görmezden gelemeyeceğimize.
Uzun bir yolculuktan bahsediyoruz. İki kişilik uzunca bir yol. Peki bu yolda düşmeden, yaralanmadan dimdik yürümek için ne tür şartların sağlanması gerekiyor? Ortak amaç, ortak hedef var mı? Birlikte gerçekleştirmek istediğimiz, kafa kafaya verip hayal ettiklerimiz… Bu amaçlarımız uğruna birbirimiz için bir şeyler yapıyor muyuz? Ya da diğer taraf bizim adımlarımıza bir karşılık veriyor mu? İlişkiler tek taraflı yaşanmıyor ne yazık ki. Bundan dolayı fedakarlığı herkesin yapması gerekiyor ki sağlıklı bir ilişki söz konusu olabilsin.
Sağlıklı ilişki dedik, diğer şartları ne peki? Güven, sadakat, ince düşünce, iyi bir arkadaşlık, birbirine özel alan tanıma, birbirini tamamlamak…
Kadın ya da erkek fark etmeksizin ortak bir paydada buluşuyor. Ben karşımdaki insanın yanında kendimi rahat hissediyor muyum? Ya da bir davranışımın karşısında acaba hakkımda ne der diye içim içimi mi yiyor? Uzun bir yoldan bahsettik, bu uzun yol kendinden geçerek yaşanır mı?
Bunun yanında ilişkilerde problemler çıkması olasıdır. Hatta bazen bu problemler kişilerin arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirir. Ya çözüm iki kişi içinde istenilen gibi değilse? “aman ağzımızın tadı kaçmasın” diye geçiştirilen sorunlar ve çözümler maalesef ki evliliğin kuyusunu kazmaktır. Bundan dolayı çatışma sonrasında çözüm üretilmeli ve bu çözüm her iki tarafı mutlu etmelidir.
Hayatımızı bir insanla önce birleştirip sonra o birleştirdiğimiz hayatı paylaşmaya çalışmak görünenden daha zordur. Bu durumu daha da zorlaştırmamak için eş seçiminde cevaplanması gereken sorular göz ardı edilmemelidir.
Aile Danışmanı Aslınur Şahin