islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
35,2383
EURO
36,7334
ALTIN
2.982,68
BIST
9.949,01
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
8°C
İstanbul
8°C
Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
9°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
8°C
Pazar Hafif Yağmurlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Doğruluk, Zan ve Şahitlik: Yusuf Kıssasında İnsanî Değerler

Doğruluk, Zan ve Şahitlik: Yusuf Kıssasında İnsanî Değerler
26 Aralık 2024 09:00
A+
A-

Yûsuf kıssasını anlama çabası sırasında insan kendini bu kadim hikâyenin içinde bir yolcu gibi hissediyor. Yolculuk boyunca sadece Yusuf’un hayatına değil aynı zamanda insana, topluma ve ahlaka dair köklü mesajlara da kulak veriyoruz. Bugün üzerinde duracağımız Yûsuf 12/82. ayet, “doğruluk” ve “zan” kavramlarının bir insanın hayatındaki önemini ortaya koyuyor. Gerçekten de insanın kendini savunma ve gerektikçe hakkındaki şüpheleri giderme çabası, sadece bireysel bir mücadele değil, toplumsal güvenin de bir gereğidir. Peki, Hz. Yusuf’un kardeşlerinin suçluluk duygusuyla sarf ettiği “doğru söyleyenleriz” ifadesi, nasıl bir öğretinin kapısını aralıyor? Şahitlerle desteklenen doğruluk beyanı, zanla mücadelede nasıl bir değer taşıyor? Bu sorulara, Yusuf sûresi rehberliğinde cevap arayalım.

“Kent” ve “Kervan” Kelimelerinin Anlamı

Suçluluk psikolojisiyle babası Ya’kūb’un yaşadığı Kenan iline dönmeyeceğini söyleyen büyük kardeşin (Yûsuf 18/81), babalarına sunacakları mazeret konusunda kardeşlerine öğüdünü şöyle sürdürür: “İçinde bulunduğumuz kente, aralarında döndüğümüz kervana sor. Gerçekten bizler doğru söyleyenleriz.” (Yûsuf 12/82). Ayette “kente” sorulmasından söz edilse de kastedilen kentte yaşayanlardır. Bu kent, o dönemki Mısır olabilir. Ayetteki “kervan (el-ʿîr)”, Ebû Ubeyde’ye göre yük taşımak için hazırlanan ve üzerine binilen develerdir.[1] Kur’an, bu kelimeyi o develerin içinde yer aldığı kervan için de kullanmıştır. Söz konusu “kervan”, Kenan ilinden onlarla birlikte Mısır’a giden topluluktur. Ayetteki “kent” kelimesini mecaz kabul etmeyenlere göre Hz. Ya’kūb’un oğulları onun peygamber olmasından hareketle kente sorabileceğini söylemişlerdir. Zira Sibeveyh’e göre “Hind ile konuş.” deyip “Hind’in kölesi ile konuş.” kastı söz konusu olamaz.[2] Bu yaklaşıma göre “kent” kelimesine “kentte yaşayan kentliler” diye bir kelime eklemeye gerek kalmamıştır.

Zannı Ortadan Kaldırmanın Değeri

Yukarıdaki ayetten yola çıkarak, hakkında zan olan kimsenin bu zannı bertaraf etme çabası içine girmesinin, zan sahiplerine söyleyecek söz bırakmama açısından iyi olduğu ifade edilmiştir. Kurtubî[3] bu konuda Buhari ve Müslim’den bir hadis nakleder. Hz. Muhammed (s), mescitten eşi Safiyye bint Huyey ile birlikte çıkarken iki sahabi yanlarından geçti. Peygamberimiz onlara, “Ağır olun, bu yanımdaki Safiyye bint Huyey’dir.” dedi. Onlar da “Sübhanallah!” diyerek şaşırdılar. Bunun üzerine Peygamberimiz, “Şeytan, insanın damarlarında kanın dolaştığı gibi dolaşır; sizin kalplerinize bir vesvese bırakmasından korktum.” buyurdu.

Doğruluğun Şahitlerle Desteklenmesi

Yukarıdaki ayette Hz. Yûsuf’un kardeşlerinin, “Gerçekten bizler doğru söyleyenleriz.” diyecek olmaları, “Doğruluğu şüpheli kimsenin kendisinin doğruluğunu kendisine dayandırması” türünden bir şey olmayacaktır. Aksine önce iki tane tanığa (kent ve kervan) başvurulacak, ardından da doğru söyledikleri beyan edilecektir. Günümüzde özellikle sosyal medya platformlarında doğruluk ve zan arasındaki fark zaman zaman belirsiz hâle gelmektedir; bu nedenle Hz. Yûsuf’un kardeşlerinin şahitlere başvurması gibi bireyler de bilgi paylaşmadan önce zan düzeyindeki bilgilerinin doğruluğunu araştırmalı ve bilgiyi güvenilir kaynaklara dayandırmalıdır.

Sonuç

Yûsuf kıssasına dair Yûsuf 12/82. ayeti, yalnızca yaşanmış bir olayı anlatmakla kalmaz, bizleri doğruluk, şahitlik ve zanla mücadele konusunda düşünmeye teşvik eder. Günümüzde de bireylerin doğruluğu yalnızca kendi sözleriyle değil, somut delillerle ve güvenilir şahitlerle desteklemeleri, toplumsal güvenin temeli için vazgeçilmezdir. Bu kıssa, zan altında kalanların açık bir şekilde kendilerini savunmalarının değersiz bir çaba görmemeleri gerektiğini ve gerçekleri dile getirmelerini öğütlerken aynı zamanda iletişimde dürüstlük ve güvenin önemini vurgular. İbret almamız gereken bu olay, bizlere hayatımızın her alanında doğru, açık ve adil olmanın ne kadar hayati olduğunu yeniden hatırlatır; çünkü Kur’an’ın mesajları her çağın insanına yol göstermeye devam eder. Her fert, toplumsal güvenin inşasında bir tuğla gibidir; bu yüzden zanla hareket etmekten elden geldiğince kaçınarak, doğruluk ve güven temelinde hareket etmek günümüz Müslümanlarının sorumluluklarından biridir.

MURAT KAYACAN

MİRATHABER.COM -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

Anahtar kelimeler: Tefsir, Hz. Yûsuf Kıssası, Doğruluk, Şahitlik, Zan.

[1] Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed el-Ensârî el-Kurtubî, el-Câmiʿ li-aḥkâmi’l-Ḳurʾân, thk. Ahmed el-Berduni – İbrâhim el-Itfiyyiş (Kahire: Dâru’l-Kütübi’l-Mısriyye, 1384/1964), 9/230.

[2] Kurtubî, el-Câmiʿ li-aḥkâmi’l-Ḳurʾân, 9/246.

[3] Kurtubî, el-Câmiʿ li-aḥkâmi’l-Ḳurʾân, 9/246.

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.