Güneydoğu Asya’daki dünyanın en kalabalık Müslüman çoğunluklu ülkesi Endonezya’da 1998 yılında yirmi yıla yakın süre hüküm sürmüş olan General Suharto rejimi düştü, başa onun indirdiği adamın kızının önderlik ettiği bir kurucu hükümet geldi. Bu dönemde yeni oluşumların da önü açıldı. Bunlar, İslami finans adı verilen dünya parasal sistemine entegre bir bankacılık yapısı, ve yiyecekte Helal onay sistemiydi. Bu ikisinin özellikle ülkenin hem gelişmesinde hem de çarpık sisteminde önemli yeri olduğu uzmanlarca savunulmakta.
Son 20 yıldır İslami bankacılık ve helal ürün güvencesi gibi şeriat yasalarını destekleyen birçok laik devlet yasası yürürlüğe kondu. Bunlar gerek ülkenin gelişmesinde, gerekse bunun İslami bir sistem dahilinde olduğu zannını güçlendirerek, halkın ekonomiye girmesi ve sisteme entegre olmasını sağladı.
Bankacılık sistemi krediler sağlayarak yeni fabrika ve işletmelerin ortaya çıkmasında yararlı olmasına rağmen, faiz sistemine çok benzeyen ve İslami süsü verilen bir yapıyla kapitalin ve gücün her geçen güç Çinli ve Batılı ağırlıklı Endonezya elitlerine geçmesini, onlardan da Küresel Finans elitlerine geçmesini sağladı. Her gelişmekte olan ülkedeki gibi başka müthiş sonuçlar verdiği izlenimi verse de uzun vadede bütün kaynaklar küresel elitlerin eline kaymakta. Bu da ‘İslami’ ibaresiyle yapılmakta.
Helal et ve yiyecekler daha masum görünmesine rağmen, Müslümanlara hizmet ediyor ve şeriata uygun yemek yeniyor düşüncesini verse de aslında, yine İslami Finans adı verilen süreçlere fetva veren aynı kurullardan çıktığından, en uç noktalarda, karmaşık, Kuran’daki asgarilerin çok üstünde süreçler gerektirmekte. Bu da gerçek helal sertifikasını sağlamak için ancak yerleşik fabrika ve gıda tekellerinin güçlenmesini sağlamakta. Sadece gıdada da değil, ilaç, diş macunu, giysi, mobilya ve her alanda. Küçük üreticiler, yerel imalatçılar, bitmez tükenmez helal süreçleriyle, sertifikasyonlarda alınan öznel ve haksız kararlarla mücadele edememekte ve bunun sonucunda gıda da önce zengin ve müstekbir kesime ardından onların da ardındaki küresel elitlere geçmekte.
Bu aynı zamanda bir çok Müslüman ülkenin hikayesi. Önce büyük bir gelişme ve atılım yaptığını sanırken, dahası bunu halkın İslami istemlerine paralel yaptığını sanırken, aslında parada ve helal gıda bu İslami istemler aslında Küresel Elitler tarafından tasarlanıp onları dediklerine evet diyen sözde din âlimleri tarafından onaylanırken, aslında yüz milyonlarca Müslümanın denetimi de bankaların ve elitlerin eline geçiyor.
Endonezya’da şeriat ekonomisinin uygulanması sadece ekonomi ile ilgili değil. Aynı zamanda kimlik siyaseti ve oyların kazanılmasıyla da ilgilidir. Endonezya’daki bazı Müslümanlar için şeriat ekonomisi, yalnızca iç Müslüman gruplar için sosyal adalet ve refahın oluşturulmasında önemli olmakla kalmıyor aynı zamanda Müslümanlar olarak dini ve politik kimliklerinin bir gösterisi oluyor. Dolayısıyla hem bankacılık ve merkezi endüstri elitlerinin gücü artarken hem de Müslüman kitleler, kendilerini İslami siyasetçilerin kolladığını düşünüyor.
MUI (Meclis-i Ulema Endonezya) şeriat ekonomisi için bu iki önemli direği oluşturduğunu iddia ediyor. Birincisi, toplumun ve ulusun refahını artırmak için tasarlanmış şeriat tabanlı bankacılık ve finansal işletmeler. İkinci direk de helal ekonomi, Endonezya Müslümanları tarafından üretilen ve tüketilen malların hepsine, sadece gıda değil giyimden kaleme, otomobilden kağıda helal sertifikası verilmesi ile yasallığını güçlendiriyor.
Ekim 2019’da Endonezya, helal sertifikasyon yetkisini bir devlet kurumuna devrederek helal ürün güvencesi yasasını kabul etti, ancak MUH, helal fetvasını üreten tüzel kişilik olarak bu süreçte önemli bir role sahip. Tabii bu küresele litleri güçlendirirken, ülkede onun sistemini uygulayan laik hakim kesim ile onların para ve imalattaki tekelini yasallaştıran ulema arasında da bir dayanışma oluşuyor. Birlikte kendini Müslüman sistemde zanneden halkı Kürsel Elitler adına sömürüyorlar. BU da 21. Yüzyıl İslami Görünümlü Sömürü Düzenini oluşturuyor.
Endonezya Şeriat Ekonomisi 2019-2024 Masterplan’ın lansmanı, Başkan Jokowi’nin şeriat ekonomisine desteğini gösteriyor. Ancak bu ekonomi kendi adına karşın pek çok yönden ülkenin yüzmilyonlarca vatandaşının kıskıvrak bağlayan bir tuzağa da benziyor.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi