Maddî ve mânevî boyutları ile bütün işkence türleri şiddeti çağrıştırıyorsa da ilk akla gelen de dövme-dövülmedir. İslâm zâviyesinden bakıldığında dövme de zalim bir şiddettir; zulümdür ve haramdır. Pek tabîidir ki Kısas’ı; birebir cezayı gerektiren bir suçtur. (Bakara 178; Maide 45)
Kadını Dövülebilir Kılan Tek Suç/Günah Zinadır
Dövme bütün türleriyle yasaklanmakla birlikte ailede kadının yalnızca ve sadece zinasına ilişkin olarak yapılabilirlik istisnası vardır. Çünkü zina Allah’a ortak koşma ve haksız insan öldürmeden sonra üçüncü derecede büyük günahtır. (Furkan 68) Aile üzerinde kurulu İslâm Toplum Düzenini ve insan mutluluğunu tehdit eden cezayı gerektirir büyük suçtur. Tövbesiz zina âhiret hayatını da azaplandırabilecek azim çirkinlik/pisliktir. (İsra 32; Nûr 26)
Zinacı kadın eşin dövülebilir olma konusunu, dövebilir olma ruhsatını kocaya veren Nisa 34 çizgisinde anlayıp açıklayabilmek için İslâm Dîni’nde zinaya verilen cezanın bilinmesi gerekir.
Zinanın İslâmî/Kur’ânî Cezası
“Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz celde/sopa vurun. Allah’a ve Âhiret Günü’ne inanıyorsanız Allah’ın Dini’nini tatbîk hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın. Mü’min’lerden bir topluluk da onlara uygulanan Azab’a; cezaya şâhid olsun.”
İslâm veya laik bir toplum düzeninde eşinin zinasına tanık olan veya eşinin sözleri ve davranışları sebebiyle derinden derine zina şüphesi duyan koca ne yapabilir? Öldüremeyeceği açıktır. Çünkü öldürme ölüm cezasını gerektirir suç/günahtır. Boşamak hakkı olduğu için tek taraflı bir kararla boşayabilir. Onaylanması Peygamberimizin diliyle kınanmış ise de erdemsiz bir yol izleyerek karısının zinasını görmezlikten gelebilir, görmezden gelmese de affedebilir. Yuvasını korumak ve etkin bir uyarıda bulunmak ve de eşinin zinasını engellemek için kocanın başvurabileceği son bir yol ise zinacı karısını yaralamayacak şekilde dövebilir olma ruhsatını kullanmaktır.
Kur’ân ve Sünnet’te Zinacı Kadın Dövülebilir
Açıklanacağı üzere Rabbimiz, görev olarak yüklemeden boşama veya sineye çekme ve af etme seçenekleri arasında dövebilirlik iznini/ruhsatını vermiştir. (Nisa34)
“Allah’ın kadın kullarını dövmeyiniz.” [1] şeklinde emir veren, dövücü erkeklerin eş olarak seçilmesine karşı çıkan,[2] kadınlarını dövenlerin erdemli insanlar olamayacaklarını duyuran[3] ve hayatı boyunca hiçbir sebeple, hiçbir eşini ve kadını dövmemiş[4] bulunan Allah’ın Resûlü Peygamberimiz Hz. Muhammed de Kur’ân çizgisinde zina suçu için bir istisna getirmiştir.
Bazı bilgisiz-bilinçsiz Müslüman tipler, hatta bazı âlimler zinayla ilgili bu istisnayı genelleştirmekte ve bu durum İslâm karşıtlarınca da istismar edilmektedir.
Kadın Dövülebilir mi?
Değinildiği üzere insana yönelik mânevî işkence ve fiziksel şiddet olan dövme zulümdür ve haramdır.
İslâm veya Laik bir toplumda eşinin zinasına tanık olan veya zina edildiğinin şüphesini derinden duyan ve şüphelendiği ilişkiden eşinin hâmile kalıp kalmadığından kaygılanan kocanın rûhsat olarak başvurabileceği bir işlem de dıştan bakıldığında fark edilmeyecek biçimde dövmektir.
Dövme eşini boşayabilecek veya affedebilecek konumda olan kocanın görevi değil yalnızca kullanabilir olduğu bir ruhsattır.
Dövme ruhsatını anlayabilmek için, Kur’ân’da zina cezası olarak belirlenen 100 celde /sopa ile dövme cezası hatırda tutulmalıdır. Bir tür kısmî tekrar olacaksa da konunu öneminden ötürü açalım:
Rabbimizin zinacı erkek gibi zinacı kadına verdiği cezanın sopa vurulması yoluyla dövülmesi olduğunun bilinmesi konumuz açısından fevkalade önemlidir.
Zinada yalnızca cinsel hazzı duyan cilde vurulacak 100 sopa, zinanın aslî cezasıdır. Ancak bu cezanın uygulanabilmesi için ilişkinin dört şahidin şehadeti ile kanıtlanması ve İslâm Toplum Düzeni’ne bağlı yargının kararının olması gerekir.
Sopa ile dövme olan bu ceza bilinirse karısının zinasına tek başına şahid olan veya derin bir zina şüphe içinde kıvranan fakat şu veya bu sebeple boşama yoluna
gitmeyen/gidemeyen, sineye çekip af da edemeyen kocanın dövebilir olma ruhsatı ancak o zaman daha iyi anlaşılabilir.
Ali Rıza DEMİRCAN
Devam Edecek
[1] Ebû Davûd Nikâh 4; Buharî Nikâh 10
[2] Fatıma bint-i Kays Peygamberimize gelerek tâliplari arasında yer alan Ebül-Cehm isimli sahâbîye ilişkin görüş almak ister. Peygamberimiz, eşlerini döven bir insan olduğu için ona onay vermez. (Müslim Talâk 36; Ebu Davûd Talâk 39)
[3] Ebû Davûd Nikâh 43
[4] İbn Kes’ır Kalem 4