Kur’an iyilerin ve kötülerin mücadelesinden bahseden kıssalarla doludur. Anlatılan kıssalarda sonuç itibariyle kötülerin hakim olduğu yeryüzü iktidarlarına İlahi müdahale neticesinde kavimlerin helak edilişini görüyoruz. İşte günümüz dünyasında da kötü muktedirlerin hakim olduğu benzer bir sürece şahit olmaktayız maalesef.
Osmanlı Devletinin dünya idaresini kaybetmesiyle başlayan süreçte dünya hakimiyetinin kötülerin eline geçtiğini görüyoruz. Hakimiyeti eline geçiren batı medeniyeti dediğimiz Kapitalizm ve yakın zamanda yıkılan ve her ne kadar gücü azalsa da kalıntıları devam eden Kominizim dünyayı insanlık aleyhine kötü yönetmişlerdir. Halbuki Yaratıcı bu dünyayı insanlık lehine kullanılmak üzere insanoğlunun idaresine müsaade etmiştir. Bu kurala uymayan dünya idarecileri belli bir tarihi süreç sonunda akıllarını başlarına alıp dünya idaresini insanlık lehine dönüştüremedikleri takdirde doğrudan Allah’ın helakına muhatap olmuşlardır.
İnsanlık tarihinin sosyolojik bir tahlili yapıldığı zaman görülmektedir ki; insanlık lehine iyilik üzere yönetilen dünya idaresinin yıkılışı insanoğlunun kendi yaptıkları ve tercihleri nedeniyle gerçekleşmiş olduğunu görmekteyiz. Dünyanın insanlık aleyhine yönetilmeye başlanılan sürecin de ya insanoğlunun eliyle yaptığı tercihler sonucunda düzelmeye girmiş ya da topluca İlahi müdahale sonucunda helak edilerek son verildiğini görmekteyiz.
Yaratıcı yeryüzünde asla insanoğlu aleyhine kötülük istemiyor. Öyle ki insanın kendi kendisine dahi kötülük yapmasına asla tahammül göstermiyor. “İnsan” Allah’ın mükemmel yarattığı ve özel önem verdiği varlıklarından olduğunu aklımızı kullandığımız takdirde anlayabiliyoruz. Kendisi sonsuz iyiliğin kaynağı olarak biz insanoğluna emanet ettiği yeryüzünde de asla ve kat’a insanoğlu aleyhine kötülük istemiyor. İnsanoğlundan istediği iyiliğin ve istemediği kötülüğün Kişinin kendisinden başlamak üzere, ailesi, yakın çevresi, bulunduğu toplum ve nihayetinde tüm yeryüzünde geçerli olmak üzere talep etmektedir. Üzerine vazife düşen herkes tarafından bu ilahi kurala uymak mecburiyeti bu dünya da tavsiye niteliğinde olduğu ancak ahiret hayatında ise kesin olacağından, dünya hayatında bu tavsiyeye uymayan kişilerin ahiret hayatı cehennem olarak cezasını bulacaktır.
Bu girişten sonra asıl yazmak istediğim hususa gelince: Son üçyüz yıldır dünya hakimiyetini elinde bulunduran haçlı zihniyeti ve temsilcileri Avrupa ve Amerika maalesef kendi halkı için elde ettiği iyiliği, yeryüzünde hakimiyeti altına aldığı diğer milletler ve devletler için çok gördü ve kendi haricinde ki insanlığı mutlu etmek istemedi. İşte mutlu etmek istemediği bölgelerden birisi de müslüman toplumun yaşadığı ortadoğu bölgesidir. Başta petrol olmak üzere doğal kaynakların mevcudiyeti dünyanın bu kötü yöneticilerini bu bölge için kurguladıkları yüz yıllık planlarda sadece kendi çıkarlarının hesabını yapmışlardır. Yaptıkları planlarda bu bölge insanlığının lehine iyilik asla olmamıştır. İşte bu yüzden bu bölgede Osmanlıdan sonra kan, zulüm, açlık, sefalet, fakirlik hiç eksik olmamıştır. Aslında sadece bu bölge değil Afrika bölgesinde ki insanlığa baktığımızda da orası da benzer şekilde yaşam sürmektedir.
Yani demem odur ki: Günümüz dünya hakimiyetini elinde bulunduranlar hızlı bir şekilde herhangi bir bölge, devlet ayırmaksızın insanlık lehine iyiliğe evrilerek, aldıkları politik kararlar kan ve gözyaşını durdurmayacaksa aksine artıracaksa günümüz dünya hakimiyetini elinde bulunduran idarecilerin ve halklarının İlahi helaka muhatap olmaları kaçınılmaz olacaktır.
Her ne kadar Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’a, Dünyayı idare edenler tarafından Başbakan olduğunda bu bölge için bir takım görevlendirmeler yapılmış olsa da geldiğimiz süreçte Onların Ortadoğu’daki yüzyıllık planlarını bozacak şekilde yetkilerini ve devletinin gücünü kullanmak suretiyle başlarını ağrıtmıştır. Başta Birleşmiş Milletleri Genel Kurulu olmak üzere fırsat bulduğu her ortamda günümüz dünya hakimiyetinin insanlık aleyhine kötülük üzere dünyayı yönettiğini haykırmıştır. Onları uyarmıştır. İstenildiği takdirde insanlık lehine iyilik üzere dünyanın yönetilebileceğini sürekli dile getirmiştir. Ortadoğu’da yaşayan insanlık aleyhine olan planlarını korkusuzca çekinmeden attığı adımlarla ve icraatlarıyla dünyayı yöneten güçlerin oyununu bozmaya çalışmıştır. Bu politikalarını kısmen Afrika bölgesinde de yapmıştır.
Son söz olarak: Cumhurbaşkanımızın başkanlığında ülke olarak bizim insanlık lehine iyiliğin hakimiyeti için attığımız her adım, yaptığımız her icraat, söylediğimiz her söz Cenab-ı Allah’ın memnuniyetini kazanacağına sonsuz inananlardanım. Bizim bu duruşumuz belki kötülerin hakimiyetini yıkmaya yetmeyecektir amma maazallah İlahi helakla neticelenecek bir süreçte bizlerin hem bu dünyada hem de ahirette kurtuluşumuza vesile olacaktır. İnşallah.
Selam ve dua ile Allah’a emanet olunuz.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi