11 Ekim günü akşamı haberleri izlerken 11 Ekim’in Dünya Kız Çocukları Günü olduğunu öğrendim. Anneler günü, babalar günü ve sevgililer günü gibi Dünya Kız Çocukları Günü’nün de diğer günler gibi maddi kazanç vesilesi yapılacağında şüphe yoktur.
Allah’a, Onun yasalarına ve Onun huzurunda sorgulanacağına inanmayan insanlık, insanı kutsallığından soyutlayarak sıradan bir canlı haline indirgemiştir. İnsanı en güzel kıvamda yaratılmış en değerli varlık olarak göremeyen maddeci insanlık, cinselliği ve iş gücünü sömürdüğü ve şiddete maruz bıraktığı kadınlara ne verebilmiştir ki kadınların küçüğü olan kız çocuklarına verebilsin.
Bu gibi günlerin bizler için kayda değer faydası, kız çocuklarını nasıl değerlendirmemiz gereğini anlatmamıza vesile olmasıdır. Şimdi geliniz biz de bu imkânı değerlendirmeye çalışalım.
Önce Anneye İhsan
İslâm Dini, bizlere “Anaya -babaya İhsan‘ı” emretmiştir. İhsan sözlerimizi, davranışlarımızı ve işlerimizi Allah görüyor bilinci içinde güzel yapmak ve karşılıksız iyiliklerde bulunmaktır.
İhsan ile yükümlülüğümüzü bildiren emirlerinde Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:
“ Biz, insana, anasına-babasına ihsanda bulunmasını emrettik. Hamileliği döneminde Anası onu bin bir güçlükle taşımıştır. İnsanı iki yıl süt emebilir kıldık . (Bu sebeple emrimizi şöylece yineledik.) Bana şükret, ana-babana da teşekkür et. (Sorgulanıp ceza veya mükâfat görmeniz için) dönüşünüz yalnızca Bana’dır. (Lokman 14, ayrıca bak. Ahkaf 15)
Peygamberimizin Uyarıları
Şanlı Peygamberimiz, her türlü iyiliği, güzelliği ve yardımı içine alan ve mecburiyet ifade eden ihsan vazifemizi bütün ayrıntılarıyla izah buyurmuşlardır. İhsanda bulunmanın sağlayacağı iç huzuru ve ebedî saadeti müjdeleyerek ve bu mübarek görevden kaçınmanın doğuracağı ruhî buhranları ve âhiret azabını bildirerek bizleri uyarmışlardır.
Kız Çocuklarımızı Yetiştirme Görevimiz
Dinimiz anaya ihsanı görev kılmakla yetinmemiş, geleceğin anaları olan kız çocuklarının, analığın kudsî mevkiini doldurabilecek ölçüde inançlı, bilgili, iffetli ve ibâdetli olarak yetiştirilmelerini de emretmiştir.
Yüce Allahımızın ilk Kur’ânî emri, “ YaratanRabbi’nin adıyla oku.” olmuş ve Peygamberimiz de «İlim, İslâm’ın hayatı, mü’minin sevgilisi ve kadın, erkek bütün Müslümanların ödevidir.» buyurmuşlardır. Bu ilahi ölçüler çizgisinde kız çocuklarımızı gerekli bilgilerle donatarak maddî ve manevî bakımdan güçlü birer insan olarak yetiştirmek pek tabiidir ki ana görevimiz olmuştur. Görevlerimizi somutlaştıralım:
a – İslâm Dini’nin iman esaslarını, farz kıldığı görevleri ve haram kıldığı sözler, davranışlar ve işleri; kadınlara ait öze hallerin hükümlerini, Kur’ân okumasını, yeterli ölçüde Peygamberimizin hayatını, İslâm tarihi ve millî tarihimizi öğretmeliyiz. Onlara ev işleri ve ekonomisi de öğretilmeli, sağlık ve ilk yardım bilgileriyle çocuk bakımı bilgileri de kazandırılmalıdır.
b- Kabiliyeti olanlarını el sanatlarında, ebru, tezhib ve hat…ve benzeri güzel sanat dallarında yetiştirmeliyiz.
c- Çok zeki ve yetenekli olanlarını başta İslamî İlimler, Edebiyat, Tarih ve Tıp olmak üzere doğaları ve ev merkezli toplum hayatları ile barışık ve sosyal aktiviteleri için de yardımcı olabilecek alanlarda yüksek öğrenime ve ihtisasa yönlendirmeliyiz.
Bütün bunların yanı sıra bir kadın için ulaşılabilecek en yüksek sosyal konumun iyi bir eş ve ana olmak olduğu şuurunu da yerleştirmeliyiz. Namaz ve Örtünme terbiyesine ise özel önem vermeliyiz.
Güç yetirebildiğimiz ölçüde onları inançlı kadroların elinde, kız-erkek karışımına yer vermeyen, örtünme emrini çiğnetmeyen bir eğitim düzeni içersinde öğretmeli ve yetiştirmeliyiz.
Müslüman için hayat iman ve kültürel cihad olduğuna göre kız çocuklarımız için mücadeleyi Cennet’e yürüyüş olduğu inancıylavermeliyiz. Çünkü kızlarımız geleceğin eşleri ve anneleridir. Annelerin her biri ise bir cemiyet/toplum mimarıdır. İlk büyük öğretmendir; canlı ve muhteşem bir kitaptır; çocukların ahlâkî seciyesini, temizlik ve sadâkat cevherini oluşturup – geliştirecek kaynaktır.
Anneler Örnek Olmalıdır
Şanlı mazimizde, kuvvetli imanı, güçlü ahlâkı ve iffeti/namusu ile yavrusuna örnek olabilen, bilgisiyle çocuğuna öğüt verebilen ibâdetli ve duâlı anne, evlâdının gözünde melekleşen bir kıymetti. O, anneliğin ulvî mevkiini doldurabiliyor, yavrusuna sevgi ve hürmet duygusu aşılayabiliyordu.
Devrimizde, fiili güzel örnekler verilerek yetiştirilmediği; bilgi ve bilinçle güçlendirilmediği, ahlâk ve iffet çeyizleriyle donatılmadığı için, en basit zevklerinden feragat edemeyen ibâdetsiz ve duâsız anne, anneliğin kudsî vasıflarından soyulmuştur.
Karma ve maddeci eğitim düzeni içinde İslâm karşıtı değer yargılarının ve radyo/televizyon, sinema/basın gibi kurumların yozlaştırıcı etkilerine açık olarak yetiştirilen kız çocuklarımızdan pek tabiidir ki verimli sonuçlar almak mümkün olmayacaktır.
İmanlı, bilgili, ibâdetli, kalbini ve bedenini koruyabilen analar yetiştirmedikçe pek tabîidir ki sevgili/saygılı ve yararlı çocuklar da yetişmeyecektir.
Kız çocuklarımızı açıklamaya çalıştığımız şekilde yetiştirmeye çalışmanın âhiret saadetimizi sağlayacak değerde olduğunu da burada müjdelemek isterim. Şanlı Peygamberimiz şöyle buyururlar:
[«Her kimin bir kız çocuğu olur da… onu küçümsemez, erkek çocuğunu ona üstün tutmazsa, Allah, o kimseyi Cennet’e koyar.»
«Bir kimse, iki kızını(evleninceye kadar güzelce) terbiye eder; haklarına riayet hususunda Allah’tan korkarsa, ben o kimse ile birlikte Cennete girerim.»] (Et- Tac, 5/8; S.Tirmîzi Hn. 1915.)
Batıl İnanlarımız ve Örflerimiz
Kız çocuklarımızı gereğince yetiştirmemizi engelleyen batıl inançlarımız ve örflerimizin varlığını bilmeliyiz. Daha da önemlisi onları İslâmî inanç ve ahlâk değerleri, helal ve haram düsturları çizgisinde yetiştirmemizi engelleyen haklar ve özgürlükler karşıtı modern ve de zalim gericilerin ve kurumların varlığını da unutmamalıyız.
Bu bilgi ve bilinçle geliştirilmiş zengin müfredatlı Kur’ân Kursları açmalıyız. Daha da geliştirerek İmam-Hatip Liselerimizin cazibesini artırmalıyız. İlgilileri Kız Sanat Liselerine yönlendirmeliyiz.
Ayrıca özel kişiler veya vakıflara bağlı olup İslâm’a ve özgürlüklere saygılı orta öğretim kurumları ve üniversitelerin kurulması, ıslahı ve sayılarının çoğaltılması için de gayret göstermeliyiz. İnternet yoluyla özel eğitimi de değerlendirmeliyiz.
Bütün bunlar için çalışmak Diyanet İşleri Başkanlığımızın, Mahalli İdarelerimizin, Sendikalarımızın… siyaset, iş , ilim ve sanat adamlarımızın, din alimlerimizin ve de bütün inananların vazifesidir.
Yazımızı bir âyetle bitiriyorum:
“Ey insanlar! (İslâm’a göre yaşayarak ve yaşatarak,) canlarınızı, eşlerinizi ve çocuklarınızı yakıtı insanlar ve taşlar olan Cehennem ateşinden koruyun…”( Tahrim, 6)
Ali Rıza Demircan
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…