İnsanlar, aşırı sevdikleri eşlerini/dostlarını/liderlerini kaybetmelerinde çoğu zaman ruhsal bunalıma girer ve ölüm gerçeğini ya kabullenememenin, ya da ölenle birlikte ölme arzusundan psikolojik olarak kurtulamamanın bir soncu olarak kendi hayatlarına da son verme eğilimine girer. Bu konuyu geçmiş yazımızda hem Durkheim cephesinden, hem de Salih Bozok ve “Sati” örnekleriyle ele almıştık. Bugün ise sizlere yine Durkheim’in tespitleriyle diğer iki intihar türüne yer verip, Türkiye açısından kısa bir değerlendirme yapacağız.
Sosyal Çevreyle Bağların Kopmasına Bağlı Bireysel İntiharlar
Bu intihar türü, aile, komşu, akraba, dinî cemaatler gibi kurumlar ile kişi arasındaki ilişkilerin boyutu üzerinde durmaktadır. Kişinin, bu kurumlarla olan sosyal kaynaşma oranı ne kadar düşük ise intihar riski de o nispette yüksektir. Durkheim, bu bağlamda Protestan mezhebine mensup Hıristiyanların intiharlarının Kiliseye organik yönden daha bağlı/yakın olan Katoliklerininkine göre çok daha yüksek olduğunu tespit etmiştir. Protestan inancında kişi, Tanrı ile manevî bağını kilise kurumundan bağımsız olarak yani kendi vicdanî duygularla kurabilme özgürlüğüne sahip olmasına karşılık kurumsal himayeden mahrum olmanın bir yansıması olarak kendini bazen ruhsal boşlukta hissedebilmekte ve buhranlarını daha zor atlatabilmektedir. Benzer durum kişinin, aile, akraba, komşu ve devlet gibi sosyal/siyasî kurumlarla olan ilişki ağının zayıf olması durumunda da geçerlidir. Çevresel ilgisizliğin olumsuz yansımaları sonucunda kendini yalnız hisseden bir insan, depresyon ve melankoli atmosferine girer ve intihara meyleder.
Anormal Şartlara Bağlı İntiharlar
Durkheim’in tespit ettiği 3. intihar türü, modern toplumlarda sık sık görülen türdendir. Sosyal düzenin bozulması, serbest piyasada rekabete dayanan iktisadî/ticarî teşebbüs, zenginlik ve kariyer için mücadele kültürünün geliştirilmesi gibi unsurlar, özellikle beklentilerin yüksek olmasını tetiklemektedir. Ne var ki böyle stresli ortamlarda hırsa rağmen başarısızlıklar söz konusu olduğunda duygusal krizlere bağlı olarak intihar vakıalarında bir artış gözlemlenmektedir. Hayal kırıklığına uğrayan insanlar, tepkilerini sabırla değil de aşırı öfke ve kin ile vermeleri durumunda suçu genelde çevrede ve sistemde bulur. Menfî duyguların insan ruhunda oluşması ile intihar vakıaları gibi bazı acı sosyal gerçeklerin ortaya çıkmasına sebep vermektedir.
Ezcümle
Bir intihar olayı, şüphesiz şahsa bağlı bireysel psikolojinin bir konusudur. Ancak intiharların sebeplerini, çevresel sosyal bağlamından kopararak, sadece psikolojik yaklaşımlarla izah etmek kendi başına yeterli değildir. Onun için toplumda meydana gelen bütün intiharların oluş şekli ve süreci, kişilerin içinde bulundukları reel sosyal konum/ortamdan yola çıkarak izah edilmelidir. Bu doğrultuda bir ülkede normal şartlarda meydana gelen intihar oranlarının yıllara göre hemen hemen hep sabit olduğu ortaya çıkacaktır. Ancak savaş, ekonomik kriz gibi sosyal dengelerin alt üst olduğu olağanüstü durumlarda intihar vakıalarında dikkat çekici bir artış eğilimi görülmektedir.
Türkiye’de son yıllarda bireysel ve kolektif intihar olaylarında bir artış gözlemleniyorsa bunun sosyal sebebi, yıllardan beri zaten var olan yüksek enflasyon, işsizlik, yoksulluk gibi ekonomik verilerin son dönemlerde daha da kötüye gitmesi olabilir. Ancak bir faktör daha var ki bu da bizi düşündürmelidir. O da “Sosyal Çevreyle Bağların Kopmasına Bağlı Bireysel İntiharlar”dır. Türk insanı, iyice kalabalıklaşan şehirlerde yoksa ters orantılı olarak gittikçe yalnızlaşıyor olmasın? Sosyo ekonomik hayat şartlarının gittikçe kötüye gitmesi bir yana toplumda Allah rızası odaklı sosyal dayanışma eğiliminin zayıflaması ve bununla birlikte etkin bir kamusal sosyal hizmet ve siyaset uygulamalarının yetersizliği, özellikle risk grubu kapsamındaki insanlarımızı duygusal ve manevî yalnızlığa itmektedir. Çözüm, sosyal sistemin insan fıtratına uygun insanîleştirilmesinden ve daha duyarlı bir toplumun meydana gelmesini sağlayan maneviyat odaklı sosyal hizmet ve politikalardan geçmektedir.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi