Kuraklıktan şikâyet ediyor, sellere sebep olmaksızın barajlarımızı da dolduracak yağmurlar bekliyoruz.
Allah kullarına merhametlidir, üstelik çocuklar, yaşlılar engelliler ve hayvanlar var.
Allah ümitlerimiz kesildiğinde de yağmurlar göndereceğini şöylece müjdeliyor:
“İnsanlar bütün ümitlerini yitirdikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini yayan O’dur. Gerçek dost ve koruyucu, her türlü hamde lâyık olan da O’dur.” (Şura 28)
Peki biz Allah’ın rahmetini hareketlendirecek atılımlar yapıyor muyuz?:
Peygamberimiz, zekât ve nafaka gibi malî görevlerimizi yapmanın, bir diğer anlatımla Allah için vermenin nasıl düzenli yağmurlar ve bereketli ürünlere vesile olacağını bir örnekle bize şöyle anlatıyor.
Peygamberimizden Rahmet Şifresi
“Sizden önceki topluluklardan adamın biri bir gün ovada/kırda dolaşırken başı ucunda bir bulut beliriverir. Kafasını kaldırır, buluta bakar.
Bu sırada bulutun içinden ya da buluta yönelik bir ses işitir: Ey bulut, git falanca adamın bahçesini sula. Bu emri alan bulut yön değiştirerek gider. Adamcağız da merakla takip eder ve bir süre sonra bulut taşlık bir alan üzerine suyunu boşaltır ve bu su mecrasını bularak bir bahçeye doğru akar.
Adam takip etmektedir. Suyun yönelip aktığı bahçeyi bir zat sulamakta ve gelen suyu dağıtmaktadır. Adam, sulamakta olan bahçe sahibinin yanına gelir, selam verir ve “ Ey arkadaş adın nedir?” diye sorar. Bahçe sahibi niçin soruyorsun deyince macerayı anlatır ve ilave eder:
Arkadaş! Bu işin sırrı nedir? Senin için buluta nasıl emir verilir, der.
Bahçe sahibi de şöyle der: