Bugün ARDEV’e gelirken, Necmettin Erbakan Hocam düşüverdi benliğime. Belki yaklaşmakta olan seçim düşürmüştü onu aklıma. Belki de hocama olan sevgim, saygım ve özlemim…
Seçim atmosferine girdiğimiz, ittifakların kurulduğu ve oy hesaplarının yapıldığı şu günlerde, “Erbakan hoca yaşasaydı” türünden polemikler yapılıyor ve kurulan ittifaklar Hoca yaşasaydı bizi desteklerdi türünden akıl yürütme ya da polemikler üretiyor. Böyle bir durumda işin güzel tarafı ise, herkesin Necmettin Erbakan hocayı sahiplenmesi galiba…
Bendeniz özledim Erbakan Hocamı. Onun gülüşünü özledim, esprilerini özledim, siyasete kattığı renkliliği özledim. Siyonizm’e ve haçlı zihniyetine açtığı cihatta dirayetli duruşunu özledim.
Erbakan hoca bugün yaşasaydı hangi ittifakta olurdu bilmiyorum ama bildiğim kesin bir şey var… Gelişen olaylara ve sorunlara esprili cevaplar verir, tebessüm ve söylemleriyle seçmeni konsolide etmeyi başarırdı.
Rakiplerine kızmak, kötü söz söylemek ve ortamı germek yerine, kibar ve nazik üslubuyla siyasi rakiplerini altüst eder açıkoturum programlarında ve mitinglerde öne geçmeyi bilir ve başarırdı.
Türk milletinin en büyük handikabı, değerli insanlarının kıymetini yaşarken değil öldükten sonra anlamaları ve bilmeleri.
Hükümete geldiklerinde bir yıl içinde mükemmel icraatlar yapan ve belli çevreleri icraatları ile korkutan, bu sebeple de “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları atarak darbe ile hükümeti görevden uzaklaştıranlar, bugün “Erbakan hoca yaşasaydı” diye söze başlayıp onu kendi tarafında göstermeye çalışıyorlar.
Ne garip bir siyaset anlayışımız var değil mi?
“Gariplik mi yoksa makyavelist anlayış mı?” sorusunun cevabını siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.
Ben Erbakan Hocamı, savunduğu fikirler ile birlikte özledim. Gerisi… Gerisi lafı güzaf…
Selam, saygı ve muhabbetlerimle….
Şaban Doğan
ANAHTA KELİMELER: Erbakan Ardev