Zihinsel engelli çocukların ruhsal yönden sağlıklı yetişebilmeleri için, çocukların cinsel yönden fıtratlarına uygun olarak eğitilmeleri ve terbiye edilmeleri ne kadar önemli ise, ebeveynin de bunları bilmesi ve benimseyerek bunları tatbik etmesi de bir o kadar önemlidir.
Diğer pedagojik tedbirler de olduğu gibi, cinsel eğitim konularında da inter-disipliner bir yaklaşımın sergilenmesinde fayda vardır. Dolayısıyla bu alanda ebeveynlerle sıkı diyalog içinde bulunmak gerekmektedir. Cinsel eğitimde yer alan kişiler arasında şeffaflık içinde karşılıklı fikir alış verişin yanında dayanışma elzemdir. Cinsel meseleler dile getirilirken, aile fertlerinin sosyo-kültürel ve dinî hassasiyetleri dikkate alınmalıdır. Ancak, zihinsel engelli çocuğun psiko-sosyal gelişiminin sağlanması hedefinden taviz verilmemelidir.
Ebeveynlerin zihinsel engelli çocuklarının cinsel ihtiyaçlarına cevap bulmakta zorlanmaları, Türk toplumunun mahremiyet ve aile çocuk ilişkileri ile ilgili konularda takındıkları geleneksel görüş ve tavırların ötesinde bizzat özel eğitimin zorluğunda yatmaktadır. Özellikle cinsel eğitim alanında bilinen ve her zaman geçerli olduğu düşünülen pedagojik yöntemlerin zihinsel engelliler üzerinde pek de etkili olmadığını söylemek mümkündür. Dolayısıyla özel cinsel eğitime dönük farklı ve/fakat işlevsel olan yeni pedagojik yöntemlerin geliştirilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan şunu da açıkça ifade etmeliyiz: hangi pedagojik yöntem tercih edilirse edilsin, zihinsel engellilerin cinsel tutum ve davranışlarını sosyal yönden kabul edilebilir bir düzeye getirebilmek, birkaç gün içinde gerçekleştirebilecek bir konu değildir. Ancak, zihinsel engelli çocukların cinsel eğitimine erken yaşta başlayan ve bu hususta hassas davranan veliler daha başarılı olabilmektedir. Yetişkin zihinsel engellilerin cinsel davranışlarında görülebilecek muhtemel sapmalara karşı cinsel sağlık ve eğitim ile ilgili bilgilerin erken yaşta verilmesinde her zaman fayda vardır.
Cinsel eğitim alanında sorunların başında belki de zihinsel engelli çocuklarla kurulan sosyal münasebetler çerçevesinde oluşan bedenî yakınlık gelmektedir. Eğitici personel, çocuğun yaşı ve zihnî gelişimine göre ilişkilerini samimî bir atmosfer içinde sürdürmeli, ancak sosyo-kültürel sınırları da aşmamak için azamî çaba göstermelidir.
Özel cinsel eğitimde esas olan temel kriter veya yaklaşım tarzı, zihinsel engelli çocukların idrak seviyesine uygun olarak örnek modeller üzerinde öğretmek olmalıdır. Ayrıca, yapılması gereken işlem ve görevlerin parçalar haline bölünmesi ve gerçek hayat şartlarına endeksli olarak somut ve pratik davranış kalıplarının geliştirilmesi gibi yöntemler de özel cinsel eğitim alanında geçerli olabilmektedir. Daha somut bir ifadeyle, özel cinsel eğitimde pedagoji ve metot yöntemi olarak “Bunu çocuğuma nasıl söyleyebilirim veya anlatabilirim?” den ziyade “Bunu çocuğuma nasıl gösterebilirim?” sorusu ve yaklaşımı önem arz etmektedir.
Eğitilebilir seviyede olan zihinsel engellilere cinsel eğitim verilirken, yanlış anlaşılmalara ve yorumlamalara sebebiyet vermeyecek bir şekilde ifadelerin somut ve açık olması gerekmektedir. Soyut, üstü kapalı veya imalı sözlerin etkinliği burada pek geçerli olmadığını düşünmeliyiz. Zihinsel engelli çocuk ve gençlerin cinsel yönden uyumsuz hâle gelmemeleri, istismara ve karmaşık cinsel saplantılara uğramamaları için, veliler ve eğitimciler şunlara dikkat etmelidir:
Gelecek yazımızda özel cinsel eğitimde yapılan hatalara vurgu yapılacaktır. Yeniden buluşmak dileği ile….
Prof. Dr. Ali SEYYAR