İstanbul seçimlerinde AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi adayları halka birçok taahhütlerde bulundu. Süreç o kadar hızlı gelişti ki kamuoyunda bu taahhütlerin yerine getirilmesi konusunda kaynak sorgulanması ya da proje altyapısının olup olmadığı hiç sorgulanmadığını görüyoruz.
Bütün kamuoyu adeta adayların şahsiyeti üzerine kilitlenerek; belediye başkanlığının partiler tarafından kazanılması için projelerin gerçekleşip gerçekleştirilemeyeceği konusu gündeme getirilmedi.
Bizim seçim sürecinde ısrarla kamuoyunun ve adayların dikkatini çekmeye çalıştığımız şey; 52 milyar gibi bir yükümlülüğün altına girmiş bir belediyenin, kasasında bunu karşılayacak parasının olmadığı gerçeğinden hareketle bu taahhütlerini yerine getiremeyeceği konusundaki açıklamalarımızı sık sık yaptık.
Belediyenin mali işleri de borç sisteminin bir parçası olarak sürekli döndürülmeye çalışılması mümkün değildi. Ekrem İmamoğlu gelir gelmez İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisinden borçlanma yetkisi istemesi söylediklerimizi teyit eder nitelikteydi.
Sürekli borçlanma köleliği belediyelerimiz için de geçerliydi. Bugün bu sistem bütün belediyeleri borç batağı içerisine sokmuştur. Kanser gibi her tarafı sarmış bu sürekli borçlanarak iş yapılmaya çalışılmaktadır. Gelecek nesiller borçlandırılarak iş yapanların partilerinin farklı olması bir şey değiştirmiyor. Temel değer sayımları bu konuda aynı. Bu bir ekonomik zihinsel hastalık olup panzehri de vardır.
Hizmet yapabilmeniz için önce kasamızda para olması lazım borcunuzun olmaması gerekir. Borçlanarak yapılan hizmet gelecek nesilleri köleleştirmek ten başka bir şey değildir. Borçlanarak hizmet yapacağım diyen zihniyet, üretken bir zihniyet değil bağımlı bir zihniyettir.
Tabii bu ciddi bir kuramsal model çalışmasını gerektirdiği için, partilerin bu konuda hiçbir hazırlığı olmadığından, sadece kişilerin üzerinden belediye başkanlığı seçimi halkın önüne pişirilerek getirildi.
İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığına kazanan Ekrem İmamoğlu birçok farklı proje sunarak sosyal ağırlıklı çalışmaların bu projelerde büyük yer tutacağını açıkladığı projelerini halka duyurmuştu. Bunlardan bir tanesi her mahalleye sosyolog psikolog projesiydi.
Bu projenin ne işe yarayacağını İmamoğlu propagandası süreci içerisinde kısa bir şekilde açıklamıştı. Bu projenin İlk sahibi Dünya Sosyologlar Derneği olup ilk gündeme getiren ve bunu adaylara bir proje olarak sunan sivil toplum örgütü olmuştu
Ancak aradan yaklaşık 2 yıl geçti. İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu bu projesini gerçekleştirmedi. Şimdi siz imkânlar yok gibi gerekçeler üretebilirsiniz.
Ancak bu gerekçelerinizi üretmeden önce siz seçim esnasında bu projelerin kaynağını hesaplama adınız mı?
Aklınıza düşen ya da size getirilen bir projeyi sadece dikkat çekici niteliği ile alttan alma alanı olarak görüp kullanmak sizin için yeterli mi?
Amaç sadece seçilebilmek mi?
Seçildikten sonra taahhütlerin yerine getirilmesi siyasiler için ne kadar önemli?
Evet, bu soruların cevabını doğrusu sözü veren Ekrem İmamoğlu vermesi gerekir.
Söz bizim ahlakımız da borçtur. Topluma bir söz verdinizse bu sözü yerine getirmelisiniz.
‘Her Mahalleye Bir Sosyolog’ projesinin sahibi olarak, Dünya Sosyologlar Derneği tarafından 19 Eylül de saat 14:00’da Saraçhane parkında konuyla ilgili olarak bir basın açıklaması yapılacaktır.
Selam ve dua ile…
Yunus EKŞİ