‘’Söz verip sözünü yerine getirmeyen adam değildir ’’
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Ak Parti gurup konuşmasında kamuoyunu meşgul eden Emeklilikte Yaşa Takılanlarla ilgili bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Ak Parti Gurup konuşmasında EYT ilgili şunları söylemişti;
‘’…Vatansever halkım dünyanın hiçbir yerinde 38 yaşında emeklilik diye bir uygulama yoktur. 20 yıl çalışıp 38 yaşında emekli olacak bir kişi 40 yıl çalışmadan devletten maaş ve sağlık sigortası hizmeti alacak demektir. Böyle şey olur mu?
Buna dünyanın hiçbir ülkesinin sosyal güvenlik sistemi dayanamaz. Zaten oralarda da böyle bir uygulama yok. Ortalama insan ömrünün 60 yaşı dahi bulmadığı dönemlerde 40’lı yaşlarda emekli olmanın belki bir izahı vardı ama bugün ülkemizde ortalama insan ömrü 78. Bırakın 38’i, 48 yaşında emekli olan bir kişi bile yaklaşık 30 yıl sistemde kalacak demektir.
Ülkemizde ortalama sigortalılık süresi 26 yıl iken emeklilikte geçen ömür 27-31 yıl arasındadır. Avrupa’da sigortalılık ortalama süresi 35 yıl iken emeklilikte geçen süre genellikle 20 yılın altındadır. Ülkemizde bir emekli tüm çalışma hayatı boyunca ödediği primi, 6 yılda emekli maaşı olarak geri almaktadır. Görüldüğü gibi mevcut durumda dahi emeklilik sistemimiz içler acısı bir haldedir.
Yıllık ilave maliyeti 26 milyar lira, toplam maliyeti 750 milyar lira.
SGK’nın hesaplamasına göre emeklilikte yaşa takılanlar denilen gruba giren 6.3 milyon kişi bulunuyor. Bunların 1 milyon kadarı devlet memuru iken kalanı hizmet akdi ile veya kendi hesabına çalışanlardan oluşuyor.
Bunlardan 1.3 milyonu hemen emekli olabilecek durumda, kalanları da peyder pey emekliliğini talep edebilecektir. Bu teklifin ülkemize yıllık ilave maliyeti 26 milyar lira.
Erken emeklilikten yararlanacakların tamamı göz önüne alındığında bu rakam toplamda 750 milyar lirayı buluyor. Bizim ekonomik kurtuluş savaşı verdiğimiz bir dönemde böyle bir yükü milletimizin sırtına bindirmeye hakkımız var mı?
‘Ekonomik kurtuluş savaşının verildiği dönemde fırsatçılar türedi’
Erken emekli olacak gidecek başka bir işte de çalışmaya devam edecek. Yani çift dikiş. Böyle bir şey olamaz. Buna adalet, hak denmez.
Bugün Batı dünyası yaşta emekliliği tırmandırıyor. 65’in altına eyvallah etmiyor, yukarı doğru çıkarıyor.Ülkeye maliyeti çok fazla da onun için.
‘Sosyal güvenlik sistemimizi yeni bir batağın içine niye sürükleyelim?’
Bir kesimi mutlu etmek adına ülkemizin tüm dengelerinin bozulmasına müsaade edemeyiz. Bir siyasi ranta dönüştürülmemelidir. Şu gerçeği hepimiz çok iyi biliyoruz.
Bugün emeklilikte yaşa takılanlar denilenlerin önemli bir bölümü emekli maaşı almaya başladıktan sonra da çalışmayı sürdürecektir.
Bir yandan devletten maaş alacak diğer yandan da işlerine devam edecekler. Hakikat buyken sosyal güvenlik sistemimizi yeni bir batağın içine niye sürükleyelim?’’
Cumhurbaşkanımızın bu konuşmasını kendi ifadeleri ile değerlendireceğiz. Ancak olayın iyice anlaşılması için; MHP’li milletvekili Cemal Enginyurt, Milliyetçi Tv’de yaptığı bir konuşmada ne diyor şimdi ona bakalım.
‘’Ak parti kadrolarına Mecliste yaptığım bir konuşmada şunu söyledim; Sayın Cumhurbaşkanı yanlış bilgilendiriliyor.Altı milyon Emeklilikte yaşa takılanlar var deniliyor. Yok böyle bir şey.Bunların sayısı 400 bin ile 700 bin aralığında. Bu aralığı neden çok tutuyorum. Çünkü emekli olacaklarla olamayacaklar var aralarında. Örneğin devlet memuru olanlar var, bu kanunu çıkarsak da emekli olmayacaklardır. Çünkü emekli olduklarında maaşları yarı yarıya düşüyor. Bu adam zaten isteseniz de emekli olmuyor.
İlk etapta Emeklilikte Yaşa Takılanlar için çıkarılacak bir kanunda faydalanacak olanlar 130 bin kişidir. Bunun yarısı da demin dediğimi gibi devlet memuru olduğunu düşünürsek demek ki 65 bin 70 bin civarında insan emekli olacak. 70 bin kişi ortalama 1500 TL aylık alsalar bu da yaklaşık 10 milyar yapar. Ama sayın CB ne diyor 750 milyar yük getirecek. Dolayısı ile konunun iyi anlatılmadığından hareketle, konuyu Ak partiye anlatmaya gayret gösteriyoruz. Konu çözümlensin diye uğraşıyoruz.
Nedir mesele diyelim ki Akın Çiçek 1991 yılında sigortalı olmuş Akın Çiçek, 25 yıl sonra emekli olacaksın. Ama Akın Çiçek işe başladıktan 9 yıl sonra demişiz ki Mecliste bir yasa çıkardık 4447 sayılı olarak. Yasayı geriye yönelik işletmişiz 8 yıl önce işe giren Akın Çiçeğin hakkını gasp etmişiz. Tarih 2018 olmuş. Akın çiçek 28 yıldır pirim ödüyor. Akın çiçek 28 yıldır sigorta ödüyor. Akın Çiçeğe demişiz ki; Akın Çiçek biz sana 91 yılında başlarken 25 yılı tamamladığında emekli olacaksın dedik ama 99 yılında senin hakkını elinden aldık, gasp ettik. Senin haberin yok bundan demişiz.
Dolayısı ile bu 4447 sayılı yasanın geriye işlemesi hukuksuzluktur diyoruz. Bunun giderilmesi gerekir. Yani biz emeklilikte yaşa takılanlara bir lütuf vermeyeceğiz kanun değişikliği ile. Gasp edilen haklarını iade edeceğiz.
Akın Çiçek olarak şu an işin var, pirim ödüyorsun, sağlık hizmetlerinden faydalanıyorsun. Ama Allah göstermesin işini kaybetsen, hastaneye gidemiyorsun, sağlık hizmetlerinden faydalanamıyorusun. Sağlık hizmetlerinden bile faydalandırmıyorsun.. Biz bunun çözülsün istiyoruz.
İyi parti Emeklilikte Yaşa Takılanlar araştırılsın diye bir önerge veriyor. Biz bunu kabul ettik. Sonra arkadaşlarla bir değerlendirme yaptık dedik ki; arkadaşlar biz neyi kabul ettik. Eğer mecliste Araştırma komisyonu kurulsun kabul etsek, Kasım ayından itibaren kurulamayacak. Ocak ayından itibaren meclis seçim atmosferine girecek, seçimden dolayı komisyon kurulamayacak.
Nisandan sonra kurulacağını düşünürsen komisyon 3 ay görev yapıyor 7 ayın birinde de meclis tatile girecek. Demekki dedik 2019 birinci ayında gündeme alınacak. Burada araştıracak ne var ki dedik. Neyi araştıralım. EYT sorunu belli değil mi? Belli. Sorun belli. 4447 yasa ile EYT hakkı gasp edilmiş bir kanun çıkartarak bunun telafi edilmesi gerekir. Hakların iade edilmesi gerekiyor. Bunun içinde olması gereken bir kanun. 290 milletvekili Ak Partide. Söz verip sözünü yerine getirmeyen adam değildir.’’
Sayın Cumhurbaşkanımızın EYT ilgili yaptığı açıklamayla ilgili bizde MHP milletvekili Cemal Enginyurt gibi; Cumhurbaşkanımızın eksik bilgilendirilip yönlendirildiğini düşünüyor, ancak verdiği rakamlar konusunda bizde emin değiliz. İşin bu bir yönü. Bu gerekçeler var olsa da, bu gerekçelerin varlığı, başlı başına faizci sistemin oluşturduğu gerekçelerdir.
Cumhurbaşkanımız faiz karşıtlığını ifade ederken, faizin oluşturduğu genel ekonomik olumsuzlukların halka yansımasını da aynı karşıtlık içinde görmesi gerektiğine inanıyoruz. Faize karşıyım ama oluşturduğu sonuçlarda haklılık payı var gibi algı oluşturmak yanlıştır.
Bu gerekçelerin söylenmesi, mevcut hak ihlalini sürekli kılan bir faizci düzeninin değişmesini sağlamıyor. 2019 yılında 117 milyar faiz ödemesinin yapılması planlanıyor, bütçeye girerek normal bir rutin olay gibi algılanıyor. Ama EYT konusu bir devlet sorununa döndürülüyor.
Millete verilen maaş para her ne isimde olursa olsun, ekonominin tabanına akıtılan bir parasal canlanmadır. Bu maaşların harcanarak gideceği yer küçük esnaflardır. Verdiğiniz maaşlar sadece üretimi besler tüketime yönelik bir taban finansmanı gibi düşünülebilir.
Ancak hali hazırda sisteme itiraz etmeden, sistemdeki adaletsizliği kendi içinde çözmeden, atılan adımlar sorun çözücü olmayıp, sadece faizli yapının süreçsel olarak işlerliğini devam ettirecektir.
Konuşmasında Cumhurbaşkanımız Avrupayı örnek veriyor. Yeri geldiğinde bizim için referans kaynağı Avrupa yeri geldiğinde başka bir şey oluyor. İnsanlarımızın geçimleri için maaş alması konusunda Avrupa hiç bir zaman bizim için referans kaynağı olamaz. Tabi kendi müktesebatınızdan, kendi değer sayımlarınızdan hareketle; kendi milli sosyo ekonomik kalkınma iktisat modelinizi kurarsanız. Aksi halde yaşam modelinizi de, sık sık kızdığınız ve düşman gördüğünüz batının değerleri ile oluşmuş modellere dayarsınız.
Biz diyoruz ki; gelin kurulu faizci düzenin para kredi sistemini değiştirelim. Bu değişimle milli iradenin paraya hakim olma gücü sayesinde; doğal bir iktisat modeli içinde yeni bir iktisat modelini kuralım. O zaman sadece EYT değil, bütün toplumda zorunlu minimum gelir diyebileceğimiz, parasal ve fiyat istikrarına katkı sunacak planlı bir ekonomiyi oluşturacak, kalkınma alternatiflerini uygulayalım. Faizin nasıl bitirileceğini, olmaz diyenlere küçük dillerini yutturarak gösterelim.
Cumhur ittifakı faize karşıda ittifak etmek zorundadır. Bugün EYT’yi emekli edemiyor, maaş veremiyor, mezun ettiğimiz öğretmenlere ve diğer fakültelerdeki milyonlarca insanımıza iş veremiyorsak, uygulamadaki faizci para kredi sistemi yüzündendir. Çünkü yılda 250 milyar bu faizciler devleti milleti sömürüyor. Bu sömürüyü Cumhur ittifakı sessiz mi kalacak?
Cumhur ittifakı bu faizci sistemle boşanmak zorundadır. Bekara karı boşamak kolaydır diyenler olabilir. Ama biz evliyken de kadının nasıl boşanacağını biliyoruz.
Allah Cumhur ittifakının sürdürdüğü bu faizci düzenden asla razı değildir. Şehitlerimiz faizciler bu ülkede devleti milleti sömürsünler diye canlarını vermiyorlar. Onların kurduğu sömürü çarkı sürsün diye ölmüyorlar. Onlar mensup olduğu milletin malını canını korumak için canlarını veriyorlar. Faiz sömürüsünden de bu milletin malları korunması için Cumhur ittifakı ekonomik kararlarıyla sorumludur. Hiç bir gerekçe faizciliği haklı kılamaz. Allah faizin sürdürülmesini kendisine açılmış savaş hali olarak tanımlar.
Bu savaşı Cumhur ittifakı sürdüremez, sürdürmemelidir. Mutfakta acil yeni yapılanma için çalışılmalıdır. Aksi halde göklerden melekler inmeden de bu savaşı Cumhur ittifakı kaybedecektir.
Selam ve dua ile…
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi