islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4852
EURO
36,4080
ALTIN
2.960,47
BIST
9.359,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

EMZİRENİN İNANCI ve AHLÂKININ EMEN ÜZERİNDE ETKİSİ VAR MIDIR?

EMZİRENİN İNANCI ve AHLÂKININ EMEN ÜZERİNDE ETKİSİ VAR MIDIR?
8 Ağustos 2024 09:00
A+
A-

 

a.) Emilen süt, çocuğu İslâm’a veya kâfirlik türlerine yöneltici değildir.

Yöneltici olsaydı gayr-ı müslim kadın eşlerle evlenip çocuk sahibi olmamız caiz olmazdı. Oysaki onlarla evlenip çocuk sahibi olmak Allah’ın Kur’ânî hükmü olarak caizdir. (Mâide 5/5) Kaldı ki çocuklarını emziren materyalist ve batıl inançlı nice annelerin Allah’ı birleyen çocukları olduğu da bilinmektedir.

Bu arada Peygamberimizin süt annesi Hz Halime’nin Hanîf yani Allah’ı birleyenlerden olmayıp Müşrike  olması da muhtemeldir. Çünkü o dönemde Hanîf kişiler son derecede azdı.

Kur’ânî çizgide İslâm’a göre kâfir olanların Pis (Neces /Rics) olduğunu söylenebilir.  (Tevbe 28, 125) Ancak  onların  Pis olan vücutları ve emzirecekleri sütleri değil, inanç  kimlikleri olduğu da bir hakikattir.

b.) Bedeni arızaların sâri olmadığı bir gerçektir. Ancak ahmaklık gibi psikolojik rahatsızlıkların olumsuz etkileri olabilir. [1]

Bu, tıbbın araştırması gereken bir konudur.  Nitekim senedi yönüyle eleştirilebilir olsa da bu konuda Allah’ın Resûlü’nden   “Ahmak olan kadınların emzirmesini (sütanne olarak tutulmasını ) yasaklayan… .” hadisler rivayet edilmektedir. (Bak: Ebu Davud, Mürseller, h:207)

c.) Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm de Helâl olan ve Helâl kılınan yollarla kazanılan gıdaları Tayyip/tertemiz- olup genleriyle oynanmamış bir şekilde yememizi emretmektedir.

Böylesi yemelerin güzel ameller yapılmasına vesile olacağına işaret etmektedir. (Maide 88; Müminûn 51)

Peygamberimiz de Helâl ve Tayyip olarak yenmeyen gıdaların ibadetlerimizin kabulüne engel olacağına değinmektedir.

Sonuç : Süt annelerin psikolojik rahatsızlıklarının ve aldıkları gıdaların emen çocukları etkileyebileceği ileri sürülebilirse de konunun tıp bilginleri tarafından incelenmesi gereğine inanıyoruz.

KAÇ EMME İLE SÜT AKRABALIĞI OLUŞUR?

Hanefî Mezhebi alimleri Kur’ân-i Kerimde bir açıklık getirilmediği gerekçesiyle bir emme ile süt akrabalığı oluşacağını söylerler. Şafii ve Hanbelî Mezhebi bilginleri ise   aşağıda değinilecek bir rivayete dayanarak süt akrabalığı için beş defa emmeyi şart koşmaktadırlar. Bu iki temel görüşü tespit etikten sonra ağırlık vereceğimizi görüşün Kur’ân ve Sünnet çizgisinde ayrıntılarına geçebiliriz.

Kur’ân’da Emme-Êmzirme Sayı ve Süresi

Kur’ân-ı Kerîm’de süt akrabalığı oluşturacak emme – emzirme ile ilgili sayı ve    süre verilmemektedir. Ancak konu ile alakalı bazı işaretler alınabilmektedir. Biz bu işaretlere değineceğiz.

Hz. Musa Olayı

a.) Kur’ân-i Kerîm’de yer alan işaretlerden biri Hz.Musa’nın annesi tarafından emzirilmesi konusudur. Şimdi bu olayı görelim.

Firavun yönetiminin İsarailoğulları’nın erkek çocuklarını öldürme kararını alıp uygulamaya başladığı  dönemde Allah doğum yapan Musa’nın annesine çocuğunu emzirmesini ve öldürüleceği korkusunu  yaşadığında onu Nil Nehri’’ne bırakmasını, ama telef olacağı için korkup üzülmemesini, çocuğunu kendisine iade edeceğini ve onu Peygamberlerinden kılacağını vahyedip  bildirir.

Firavun ailesi, annesi tarafından Nil nehrine bırakılan çocuğu  bulur ve sahiplenir. Musa’nının annesi tarafından Nil’de çocuğunun  takibi ile görevlendirilen ablası, kendisini fark ettirmeden  nehirde çocuk Musa’yı izler, bulunduğu ve sahiplenildiğini uzaktan görür. Firavun ailesine gelerek çocuğu emzirmesi için güvenilir bir aileyi kendilerine önerebileceğini bildirir. Sonuçta Musa annesine döndürülür. Kur’ân da bu olay şöylece aktarılır:

“Musa’nın anasına: Onu memenden emzir, kendisine zarar geleceğinden endişelendiğinde onu denize (Nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu sana geri vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız, diye bildirdik.” (Kasas 7)

“Biz daha önceden (annesine geri verilinceye kadar) onu memelerinden emzirecek süt analarını kabulüne (emmesine) müsaade etmedik. Bunun üzerine ablası: Size, onun bakımını namınıza üstlenecek, hem de ona iyi davranacak bir aile göstereyim mi? dedi.” (Kasa 12)

Değerlendirme: Bir anne olarak çocuğunu emzirmesi tabii olan Musa’nın annesine  emzirme emri verilmesi , onu kendisine ve göğüslerine alıştırması için olsa gerektir. Çünkü Musa’nın süt annelerini emmemesi ve neticede annesine döndürülmesi için bu alıştırma gerekliydi. Eski Ahid’den bu alıştırma süresinin 3 ay olduğu anlaşılmaktadır. (Çıkış 2/2) Bu durum dolaylı olarak evlilik engeli olacak süt akrabalığının bir emme-emzirme  değil de hadislerde beyan edildiği şekilde kemik geliştirici ve et bitirici şekilde ikiden fazla olması yani çocuğun anneye ve sütüne alışacak bir süre olması  gereğine işaret olabilir.

Mürdı’atün ve Merâdı’ Kelimeleri

b.) Kur’ân’da (Hac 22/2) Kıyamet gerçeğine şahit olacak emzirici annenin olayın dehşetinden ötürü çocuğunu terk edeceği hakikatine dikkatler çekilirken İf’al babından İsm-i fail kipi olan “Murzı’atin” kelimesi kullanılmaktadır.

Üst maddede değinilen Hz. Musa’nın emzirilmesi olayında ise  Mür’dıatü’nün kelimesinin çoğulu Merâdı’ kelimesi  kullanılmaktadır.

İsm-i fail sıgaları/kipleri  sürekliliğe delalet etmektedir ki bu da  evlilik engeli olacak süt akrabalığının, göğüsten ve de bir hadiste  beyan edildiği üzere bir iki emme-emzirme ile değil daha uzun süre emme ve emzirme ile oluşacağına işaret etmektedir. Nitekim doyurucu beş emme ve emzirmenin gerekeceğini açıklayan hadisler de rivayet edilmektedir. (Müslim Kitabur-Redâ’)

Fisal Kelimesi

c.) Kur’ânın “çocuğun memeden ayrılmasına” ilişkin olarak Fisal kelimesini kullanmaktadır.

Fisal kelimesi , Müfâale babındadır. Bu bab, iki kişi arasında bir tarafın daha etkin olacağı ortaklık anlamında olduğu için Fisal çocuğun annesinden, annenin de çocuğundan ayrılması anlamını taşımaktadır ki  anne tarafının etkin olduğu bu çift taraflı ayrılış da evlilik engeli oluşturacak süt akrabalığının ancak süreli ile olarak emme-emzirme ile  oluşacağına işaret etmektedir.(Bakara 233; Lukman 31/14;Ahkaf  46/15)

Sünnet’te Emme-Emzirme Sayı ve Süresi

a.) Nebevî Sünnet’e göre emmenin –emzirmenin doyurucu olup bir iki defadan fazla olması gerekir.

Çünkü Peygamberimiz sav “Süt akrabalığı bir iki emme- emzirme ile oluşmaz.” buyurmuşlardır.[2] Aynı şekilde “Emmenin çocuğun açlığı sebebiyle olması,” gerektiğine dikkatlerimizi çekmişlerdir.[3] Çocuğun açlığı sebebiyle yapılacak

Emmenin-emzirmenin  kemiği geliştirici ve eti bitirici” vasıfta olması gerektiğine açıklık getirmişlerdir.[4]

Naklettiğimiz sübutü yönünden  farklı dereceli bu hadisler emmenin-emzirmenin ikiden fazla  ve daha da  çok olması gerektiğine işaret etmektedir.

 Sonuç: Kur’ânî işaretler, aktarılan hadisler ve Hz.Âişe rivayeti akrabalık oluşturacak emme-emzirmenin birden  fazla ve en az beş olması gerektiğini kabule götürmektedir ki ilmî kanaatimiz de budur.

ALİ RIZA DEMİRCAN

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

[1]  Merhum Ömer Nasuhi Bilmen hocamız  Kâmûs’unda şöyle der:

Bir çocuğun müşrikeden, zimmiyeden, fâcireden, hamkadan, su-i ahlâk sahibesinden, zenciyeden, cüzzamlı, beresli kadınlardan, behimeden süt emmesi bunların sütleriyle beslenmesi mekruhtur. Çünkü redâ’/ emme tabiatleri tağyir eder, murzıadaki a’razın çocuğa tesirinden korkulur.”  (Ömer Nasuhı Bimen H.İ.ve I.Fikhiyye Kamûsu 2/92)

[2]  Tirmizî Redâ’ 3,Hn.1150;  Muhtasar .Sahih-i Müslim Hn. 878

[3]  Muhtasar Sahih-i Müslim Hn.882

[4] Ebu Davud, Radâ’, Hn. 2059-2060

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.