islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4888
EURO
36,2725
ALTIN
2.958,62
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

ESAS SİSTEM SAHİBİ KİM?

ESAS SİSTEM SAHİBİ KİM?
1 Ağustos 2021 10:47
A+
A-

İnsanların kimileri, hakka ve hakikate âşina olamadığından aklını kullanamaz. Tutarsızlıktan ve dengesizliklerden arınamaz. Nice âfet ve felaketle karşı karşıya olduğu halde çözüm üretemez. Nice problemi yanında sistem kavgaları içine gömülür bocalar da bocalar.

Bir tarafta doğal âfetler, diğer tarafta sosyal kokuşmalar, bir diğer tarafta ekonomik çarpıklıklar, bir diğer tarafta savunma çılgınlıkları baş döndürür. Daha nice tehdid altında geleceği kararırken diğer tarafta felaket sebeplerinin önüne geçecek çarelerini gündemine almaz. Hem de gezegenimizi daha çok riskin altına atarak tehlikeleri artırır. Bu kadarı ile yetinmez, sistem savaşlarını da inadına körükler. Kendi huzur ve güvenini sıfırlayacak eylemler üzerine çılgınca yüklenir. Dur durak kabul etmez. İnsanî değerleri dejenere ederek daha büyük felaketlere yelken açıyor. Sabıkalı sistemleri insanlık platformuna servis yapıyor. Özellikle İslam ülkelerini uydurukça sistemleri ile daha derinlere batırmaya devam ediyorlar.

Bu felaket bezirgânlarının çoğu demokrasi tüccarlarıdır. Demokrasi uğruna tahribata devam ediyorlar. Bu tahribatın en çarpıcı örneklerinden biri, zamanımızda haçlıların özellikle İslam davasına ve ülkelerine vahşice saldırılarıdır. Tarihin ve insanlığın belası işgalci güçleri genelde İslam ülkelerine, demokrasi götürme iddiaları ile giriyorlar ve tahrip ediyorlar. Daha doğrusu, “hurda demokrasi” ihracatçıları olarak yıkıma devam ediyorlar. Bunun için de pazarlamaya çalıştıkları demokrasinin ambalajındaki göz kamaştıran ilkelerin tamamen zıddına İslam âlemini işgal altında tutmayı sürdürüyorlar. Manevi değerlerini çökertiyor, maddi değerlerini gasp ediyor çalıp götürüyorlar. Bu kadar iğrenç ve pis kokulu operasyonları, başta Amerika birleşik Devletleri, Birleşik Britanya Krallığı ve çoğu Avrupa ülkelerinin sözüm ona demokratik ülkeleri, eski sabıkalı eylemlerini zevkle pekiştiriyorlar.

Bu terörist işgaller, demokratlaştırma iddialarını masumane sunarak ve dâhili hempalarını ustaca kullanarak çapulacı eylemlerini çılgınca sürdürerek sömürüye devam ediyorlar. Bu demokrasi pazarlamacı hokkabazlar, kendilerinden başkalarının hak, hukuk, kültür ve mülkiyetlerini talan ederek çalma becerilerini sürdürüyorlar. Aynı zamanda bu talan zorba güruhları olarak Afrıkanın tamamını ve İslam coğrafyasının çoğunu soyup soğana çeviren bozguncu şebekelerdir. Bu demokrasi ve özgürleştirme pazarlamacıları, İslam ülkelerinde fuhuş iğrençliğinden asimile etme eylemlerine de taviz vermiyorlar.

İslam âlemi üzerinde bu denli kara bulutlar dolaşıp hüküm sürerken, bozguncuların yaptıkları İcraatlardan daha vâhim gelişme ve bocalamayı dünya müslümanları yaşıyorlar. Yaşadıkları zillet hayatı onları uyarıcı dozda etkilemiyor ve Allah Teâlâ’nın kitabına da hiç yaklaşmıyorlar. Rabbimiz Allah Teâlâ bütün müslümanları şiddetle uyarır ve buyurur ki; Kâfirler de birbirlerinin dost yardımcılarıdır. Eğer siz birbirinize yardımcı dostlar olmazsanız, yeryüzünde fitne yayılır ve büyük fesat çıkar. (Enfal:8/73) Bu muhteşem uyarıya göre dünya müslümanları, aralarına sızma ihtimali olan fesat ve büyük fitneyi sokmayacak kalitede birbirlerinin dostları ve yardımcıları olacak nitelikte basiret sahibi ve kalitede olmalıdırlar.

Bunun için de olmazsa olmaz mutlak bir ilkeyi içtenlikle benimseyip kabul etme zorundadırlar; Bütün müminler sadece kardeştirler. O halde ihtilaf eden kardeşlerinizin arasını ıslah edin. Allah’a karşı gelmekten ittika edip sakının ki merhamet edilesiniz. (Hucurat:49/10) Bir başka olmazsa olmaz ilke de; Kim İslâm’dan başka bir sistem ararsa ondan bu asla kabul olunmaz ve o, âhirette de hüsrana uğrayanlardandır. (Âli İmran:3/83)

Evet, buraya kadar yaptığımız açıklamada iki kavram insanlığın yönetim tarzı olarak dile getirilmektedir. Biri “beşerî sistemdir” diğeri ise “Yaratan Allah’ın davasıdır.” Ey insanlar! Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Size, gökten ve yerden rızık veren Allah’dan başka bir yaratıcı var mı? O’ndan başka bir ilâh yoktur. Nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz? (Fatır:35/3) Şimdi mantık kurallarını kullanalım; ”insanlar bir yerlerden geliyorlar ve bir yerlere gidiyorlar. Pekiyi her şey bir sisteme bağlı olduğuna göre bu geliş gidiş hangi sistem ile gerçekleşmektedir? Bu kadar etkin sistemi kim yönetmektedir?

Tabii ki, Allahtan başka hiç kimse!

Esselamu aleykum                  

İlhan ORAL

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.