<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
Eşler Arasında Cinsel Haramlar “Îlâ Yapmak”
Eşler arasındaki cinsel haramlardan biri de Îlâ’dır.
Aşağıdaki açıklamalarımızdan anlaşılacağı üzere îlâ; işleme dayalı bir haram değil, cinsel hayattan çekilmek şeklinde bir haramdır.1
Îlâ Nedir?
Îlâ; kişinin zaman belirlemeden veya dört ayı aşan bir zaman belirleyerek karısıyla cinsî münâsebette bulunmayacağına yemin etmesidir.
Kur’an‐ı Kerîm’in Bakara Sûresi’nin 226‐227. âyetiyle Îlâ şöylece açıklanmıştır:
“Îlâ yapanlar; kadınları ile cinsî münâsebette bulunmamaya yemin edenler yeminlerini ancak dört ay sürdürebilirler. Eğer dört ay içinde îlâ’larından dönerlerse şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcı ve pek merhametlidir. Eğer îlâ yapanlar, îlâ’larından dönmeyip, kadınlarını boşamaya karar verirlerse boşanırlar. Şüphesiz Allah işitici ve bilicidir.”
Yapılması halinde geçerli ise de îlâ kişinin karısının cinselliği aleyhine bir atılımı olduğu için zulümdür; dolayısıyla haramdır.
Cinsel bakımdan zararına yönelik olduğu için kadın îlâ’da bulunan kocası aleyhine dâva açabilir.
Koca dört ay içinde sözlü veya fiilî olarak îlâ’sından döner ve cinsel ilişkiye başlarsa îlâ ortadan kalkmış olur.
Eğer îlâ’sından dönmezse, ilgili âyetleri yorumlayan Hânefî mezhebi bilginlerine göre dört ay dolar dolmaz, hukûkî bir işlem gerekmeksizin kadın kocasından boş olur.
Diğer üç büyük mezheb müctehidlerine göre ise dört ayın sonunda, baş vurulması halinde hâkim îlâ sahibine îlâsından dönmesini veya karısını boşamasını emreder. Dönmez veya boşamazsa koca ile karısını ayırır; evliliği sona erdirir.
Îlâ; erkek gibi kadının da cinsel hakları olduğunu ortaya koyan, kadının cinsel yoksulluğa mahkûm edilemeyeceğini belgeleyen ve de kadının cinsel hakları ile ilgili içtihâdlara mesned teşkil eden ve edecek olan pek mühim bir kurumdur.
Cinsî münâsebette bulunulmayacağına dâir de olsa mâhiyeti itibariyle îlâ bir yemin türü olduğu için, îlâ’dan dönülmesi yemin keffâretini gerektirir.
Îlâ kadın için bir zulüm olduğundan, Allah’a isyan vasfındaki her yemin gibi bozularak keffâretinin verilmesi gerekir. Ancak ödemekten âciz olan kişiden yemin keffâreti düşer.
Îlâ keffâreti ileride açıklanacaktır…
ALİ RIZA DEMİRCAN
DİP NOTLAR
1 Yüce Allah iyilik etmemek, fenalıktan sakınmamak ve insanların arasını bulmamak üzere kendi zâtı üzerine yemin edilmesini yasaklamaktadır. Bilerek yapılan yeminden ötürü sorguya çekeceğini bildirdikten sonra, Îlâ’nın hükmünü açıklamaktadır. Bu tertip, bir yemin türü olan Îlâ’dan kaçınılması gereğine işaret buyurmakta ise de, Îlâ’nın haramlığı zulmü içermesinden kaynaklanmaktadır. Büyük bilgin İbn‐i Hacer Heytemî şöyle der:
‐ Her ne kadar bundan önce Îlâ’yı büyük günahlardan sayanları görmedimse de Îlâ’yı büyük günahlardan saymak uzak bir ihtimal değildir. Zira bu yeminde kadına büyük zarar vardır…
Merhum Ömer Nasûhî Bilmen Hocamız da Îlâ’yı şöylece vasfeder:…
Îlâ mekruhdur, mezmumdur, uhrevî mes’uliyeti câlibdir… Îlâ haddi zâtında zevcenin/kadın eşin hukûkuna bir tecavüz demektir. Bu cihetle bir nevi zulümdür… (Bak. İslâm’da Helâller ve Haramlar 2/156, H. İ. ve İ. F. Kamûsu 2/309, 310). Îlâ ile ilgili geniş bilgi için bak. V. Zühayli İslâm Fıkhı Ans. 9/419