Milli Eğitim ve Aile Bakanlığı Ak Parti’nin en çok eleştiri alan bakanlıkları olduğu için yeni dönem herkes, iyi seçimler yapılmış olmasını umut ederek bekledi bakanların açıklanmasını.
Okullar yıllarca sınav, not ve ezberciliğe dayanan köhne eğitimiyle çocukları okullardan nefret ettirdi. Ayrıca çocuklara ve gençlere ahlaki bir katkı yapmadığı gibi bir de son yıllarda öğrenciler arasında deizm, uyuşturucu, alkol, fuhuş ve akran şiddeti ve öğretmene şiddet yaygınlaştı.
İnançlı insanların iktidar olduğu bir dönemde gelecek nesillerimiz nasıl bu kadar ihmal edildi anlamak mümkün değil.
İktidar “gezi olaylarında” gençliğin ne kadar önemli olduğunu bir parça anladı. Fakat yine eğitimde olumlu ciddi bir adım atılmadı. İçi boşaltılmış imam-hatipleri saymazsak. Onlarla ilgili de her gün bir facia duyuyoruz.
Ak Parti hükumeti 2012 de “İstanbul Sözleşmesi” diye anılan Avrupa Birliği sözleşmesini kabul etti. Sözleşmeye hiçbir çekince konulmadan TBMM’ de hiçbir itiraz almadan tüm partilerden bütün milletvekillerinin onayıyla geçti.
Bir bürokrat: “Milletvekillerinin önlerine gelen kanunları okumadan imzaladıklarını” söylemişti, büyük ihtimal bunu da okumadılar. O gün bu korkunç kanuna imza atanlar nasıl hesap verecekler?
O gün aile birliğinin köküne dinamit koyan “İstanbul Sözleşmesi” ve ona bağlı çıkan 6284 kanunu “delil şahit önemli değil, kadın beyanı yeterlidir” diyerek hem adalet ve aileye büyük bir darbe vurmuş oldu hem de eşcinsel haklarını garanti altına aldı. Bununla birlikte cinsiyet eşitliği politikaları da kabul edilmiş oldu.
2015 yılında ETCEP “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Geliştirme Projesi” okullarda uygulamaya geçti. Milli Eğitim Bakanlığı bütün kitaplardan cinsiyet rolleri ile ilgili ne varsa temizledi. Tüm ülkede öğretmenlere cinsiyet eşitliği eğitimleri verilmeye başlandı, öğrencileri cinsiyet eşitliğine uygun yetiştirsinler diye. O dönem bu konunun tehlikesini yazdım fakat yetkililer kulaklarını tıkadı.
“Cinsiyet eşitliği” kulağa masum geliyor oysa burada bir kelime oyunu var. Sanki hak-hukuk anlamında bir eşitlik isteği gibi algılanıyor. Oysa uygulamada kızlar ve erkekler aynileştirilmeye çalışılıyor. Bu proje kapsamında eğitimciler öğrencilere: “Kız ya da erkek doğmak biyolojiktir, kız ve erkek rollerini toplum size dayatıyor, siz istediğiniz cinsiyeti kendi özgür iradenizle seçebilir onu yaşayabilirsiniz.” diyorlar.
Cinsiyet eşitliği eğitimleri, çocukların cinsiyet rolleri ile ilgili kafalarını karıştırıyor. “Erkekler pembe giysin, erkekler de ağlasın, kızlar da erkeklerin yaptığı her işi yapabilir, bir farkınız yok, istediğiniz cinsiyeti seçin…” Bir çocuğun dünyasında ne kadar ağır zihin bozucu dayatmalar.
Cinsiyeti ile ilgili kafası karışan çocuk ki bunlar ilkokul çocukları, ergenlikte nasıl tercihler yapacaklar toplumda görülecektir. Batı toplumlarında toplumsal cinsiyet eşitliğini sonucu 5 yaşında 9 yaşında çocuklar cinsiyet değiştirme ameliyatı oluyorlar ve eşcinsellik hiç olmadığı kadar arttı. Cinsiyet eşitliği eğitimi ile çocuklara: ” Toplum size cinsiyet rolü dayatıyor, özgür olun” diyerek kendileri de eşcinselliğe yönlendiriyorlar.
Cinsiyet eşitliği çalışmaları çok göz önünde olmadığı MEB de dikkat çekmeden yürüttüğü için üstü kapanmıştı. Konunun tekrar gündeme gelmesi ise yeni bir uygulamanın duyulması ile oldu. Milli Eğitim Bakanlığı son üç yılda farklı şehirlerde 162 okul seçmiş öğrencileri cinsiyetsizleştirmek için yoğun uygulamalar yapılmış. Uygulama bitiminde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk uygulamanın başarıyla yapılıp tamamlandığı, çalıştay yapıldığını ve projelerin devamı geleceğini bir gazeteye açıklama yapınca kıyamet koptu.
Sosyal medyada bu konuyu dert edinmiş ben ve birkaç insaf sahibi uygulamanın tehlikelerini yazdık, takipçilerimiz sağ olsunlar büyük tepki gösterdiler, duyarlı gazeteciler haber yaptı derken olay büyüdü. Seçim öncesi hükumet böyle bir olayın patlak vermesinden rahatsız oldu. Milli Eğitim ETCEP sayfasını hemen kapattı. Ardından MEB şöyle bir açıklama yaptı:
“Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi” hakkında medyada yer alan haberlere ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur.
“Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi” Orta Öğretim Genel Müdürlüğü tarafından 2014 – 2016 yılları arasında yürütülmüş ve tamamlanmıştır. Söz konusu projenin pilot uygulamaları da geçtiğimiz eğitim-öğretim yılı itibariyle tamamlanmıştır. Basından gelen talepler üzerine, Sayın Bakanımız yapılan pilot uygulamaların çıktılarını değerlendirmiştir.
Bakanlığımızın gündeminde bu alanda devam etmekte olan bir proje yoktur. “
Bu söz üzerine herkes rahatladı ETCEP projesi bitti zannedildi. Oysa orada bir kurnazlık, bir söz oyunu var. Biten ETCEP projesi değil, biten 162 okulun projesi. “Pilot uygulamalar bitti. Devam eden bir pilot uygulama yok.” diyor. 162 okul projesinin bittiğini zaten biliyoruz. Üç yıl boyunca binlerce çocuğu zehirleyebildikleri kadar zehirlediler.
Eğitimde; ahlak, irfan, maneviyat tamdı tek eksiğimiz cinsiyet eşitliği miydi acaba! MEB bunu ön sıraya aldı.
Rabbimiz Nisa suresi 32. âyet-i kerimede kadın ve erkeği birbirinden faklı özelliklerde üstün yarattığını ve birbirlerine özenmemeleri konusunda ihtar ediyor. Hadisi şeriflerde de kadınlaşmış erkeklere ve erkekleşmiş kadınlara lanet ediliyor. Bu lanetli çalışmayı kim ne hakla bu memleketin evlatlarına reva görüyor.
Bu proje sebebiyle Bakan Ziya Selçuk’a yüklenildi. ETCEP projesinin sahibi Ziya Selçuk değil, o bu makama projeyi en iyi uygulayacak kişilerden biri olduğu için getirildi. Fakat başlatan o değil.
Bu proje hükumetin Avrupa Birliğine girmek için kabul ettiği bir proje ve Avrupa Birliği bunu takip ediyor. Yapılmazsa hem parayı keserler hem notumuzu düşerler! Eşcinselliğin yaygın olmadığı bir Avrupa topluluğu olabilir mi? Eğer Avrupalı olacaksak aileden ve dinden parça parça vazgeçmemiz gerekiyormuş. Onlara benzemeden onların topluluğuna dahil olamayız, doğal olarak değil mi?
MEB in ETCEP le ilgili kapanan sayfasında ETCEP tanımı şöyle yapılıyordu:
“Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi (ETCEP), temel olarak, kamuoyunda toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının yaygınlaştırılmasına katkı sağlamayı amaçlar. Proje faaliyetleri özelinde ise eğitim sisteminin tüm bileşenlerine toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısını yerleştirmeyi hedefler.”
Aynı tarifteki gibi eğitim sisteminin tüm bileşenlerine cinsiyet eşitliği bakış açısını yerleştirdiler, bütün kitapları tarayıp cinsiyet eşitliğini kitaplara yedirdiler. Öğretmenlere eğitimleri verdiler. Pilot okul uygulaması işin iyice uç noktasıydı. Ondan da şimdilik vazgeçtiler ne de olsa önümüzde seçim var. Açıklamada “devam etmekte olan bir proje yok diyor” bu proje devam etmeyecek demiyor. İlerde projeyi tekrar yaptıklarında bu açıklamayı gösterirler bize. “Biz bitti dememiştik, siz öyle anladınız.” Derler artık.
Tepkileri bakanlara değil, hükumete göstermemiz gerekiyor, çünkü bakanlar sadece istenenleri uyguluyorlar. Hükumet dindar insanlardan oy istiyorsa bir an önce İstanbul Sözleşmesi ve ETCEP ten vazgeçmesi gerekiyor. Avrupa Birliğine girmek için cinsiyetimizden, dinimizden, öz değerlerimizden vazgeçemeyiz ve vazgeçmek isteyenlere de fırsat vermeyiz gücümüz yettiğince.
İngiltere’nin burun kıvırıp çıktığı Avrupa Birliğine girmek için Hükumet kendini niçin bu kadar parçalıyor anlamıyorum. Şu eziklik psikolojisinden çıkalım artık.
İslam’ın şerefi müminlere yeter. Hristiyan Birliği yerine İslam birliğini hedefleyip çalışalım gayri.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi