islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4690
EURO
36,3690
ALTIN
2.962,53
BIST
9.277,71
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Ev Kadınları E-Ticarete Başlıyor

Ev Kadınları E-Ticarete Başlıyor
A+
A-

Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, ev kadınlarını üretim sürecine dahil etme, hem ev bütçesine hem de huzuruna destek sağlama hedefiyle “Nar” projesini hayata geçirdi. Aynı zamanda unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarını hatırlatması planlanan projenin destekçilerinden biri de İpek Açar… Göksu ve Açar ile buluştum, Nar’ı ve ufuktaki diğer projeleri konuştum.

◊ Esenler’de ev kadınlarının yüzünü güldürecek bir projenin startı verilmiş. Hayırlı olsun diyeyim öncelikle.
– Mehmet Tevfik Göksu: Çok teşekkürler. İnşallah “Nar” çok güzel yerlere gidecek. Esenler’in resmi olarak nüfusu 500 bin ama resmi olmayan rakam daha yüksek. Yani yoğun bir nüfusa sahip ve kadınların büyük bölümü ev hanımı.

◊ Ve siz de istediniz ki bir şekilde üretime katılsın artık o nüfus…
– Mehmet Tevfik Göksu: Evet. Kent ekonomisine katılmaları, aile bütçelerine katkı sağlamaları, aynı zamanda kendilerinin de motive olmaları gerekiyor. Sosyoekonomik profile baktığımızda bunu çok net görüyoruz. Ne yapalım, nasıl bir çözüm üretiriz diye düşünürken bu fikir doğdu.

◊ Bu fikrin temelinde yatan ne?
– Mehmet Tevfik Göksu: E-ticaretin payının giderek artması. Genel anlamda e-ticarete dönüş var. Biz de iki showroom ve lojistik merkezi açalım, kadınların evlerinde hazırladıkları ürünleri bu showroom’lara koyalım, her kadın adına da bir sanal market açalım dedik.

◊ Talep kadınlardan mı geldi?
– Mehmet Tevfik Göksu: Yok, projeyi biz ürettik, onlar bilahare dahil olacak. Şimdi her kadın adına bir market açılacak. Orada kendi evlerinde ürettikleri ürünler yer alacak. Satın alınan ürünlerin adreslere gönderimini de lojistik merkezlerimiz sağlayacak.

◊ Bu projeye dahil olmak için tren kaçtı mı yoksa başvurular sürüyor mu?
– Mehmet Tevfik Göksu: Tabii ki devam ediyor. Nar projesi sürekli gelişecek. Binlerce kadın olacak. Esenler’deki her kadın için böyle bir imkan var.

◊ Yiyecek içecek gibi gıda ürünleri de olacak mı?
– Mehmet Tevfik Göksu: Elbette…

◊ Hijyen denetimi nasıl yapılacak?
– Mehmet Tevfik Göksu: Zaten o noktada tek mesele hijyen denetimi, buna bir formül bulmamız gerekiyor. Kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz. Şahıslar, hijyen denetimini geçtikten sonra satışa başlayabilecek.

◊ Hedef ne tam olarak?
– Mehmet Tevfik Göksu: Biz istiyoruz ki Esenler’de her eve ayda bin-2 bin lira ekonomik katkı sağlanabilsin. Bu dolaylı olarak aile huzuruna da katkı sağlayacaktır…

◊ Sınırlar keskin mi? Civar belediyelere tümüyle kapalı mı bu proje?
– Mehmet Tevfik Göksu: Maalesef. Esenler’de ikamet etmek ve bir üretim yapmak kaydıyla portföye dahil olunabiliyor. Aslında bu projenin temelde üç faydası var.

◊ Nedir onlar?
– Mehmet Tevfik Göksu: Bir defa hanımlar kendi el emekleriyle değer ürettiklerini görünce motive olacaklar. Bir şehirde en önemli şey, orada yaşayan insanlara gelecek tahayyülü vermektir. Miskinlik ve yoksulluğu bir şekilde aşabilirsiniz ama toplumda motivasyon giderse, işte en büyük yoksulluk odur. Psikolojide buna tükenmişlik sendromu diyorlar ya. Siz bunu aşarsanız toplum hızla mesafe kat eder.

◊ Ya diğerleri?
– Mehmet Tevfik Göksu: İkincisi, bu proje sayesinde yeni yetenekler keşfedeceğiz, ondan eminim. Üçüncüsü de şu; anne motive oldu, çalışıyor ve heyecanlanıyor. O heyecanlanınca yanındaki çocuk da heyecanlanır. Malum, çocuk rol model aldığı insanın hareketlerine bakar. Eğer anne sürekli uyuyorsa o da uyur, anne sürekli dizi izliyorsa çocuk da dizi izler. İşte o açıdan biz çocuklarımızı da motive etmiş olacağız. Belki zamanla onlar da kendi yeteneklerini ortaya çıkaracak. Böyle böyle şehir kendini değiştirecek, geliştirecek.

◊ Projenin adı nereden geliyor?
– Mehmet Tevfik Göksu: Nar bereket demek biliyorsunuz. Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane misali (gülüyor). Burada da bir annenin emeği, binlerce insana dokunacak neticede.

◊ Bu ilçede kadınlar bir araya gelince hep iş mi konuşacaklar artık?
– Mehmet Tevfik Göksu: Ne güzel işte, dedikodu olmaz (gülüyor).

◊ Herhalde üretimden kastınız sadece pasta, börek, dolma değildir…
– Mehmet Tevfik Göksu: Tabii ki hayır. Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarımız tekrar gündeme gelecek, asıl önemlisi o. Dantel, örgü işi, patik, oyalı yemeniler… Bulunmuyor bunlar artık. Oysa hepsi çok önemli maharetler. O yetenekleri Türkiye’ye kazandıracağız. Bir de organik ürünler hepimiz için çok önemli, çünkü hasretiz. Bu açıdan bakıldığında da el emeği ürünlerin kıymeti büyük.

◊ Arz tamam da talep beklediğiniz kadar olur mu, ne dersiniz?
– Mehmet Tevfik Göksu: Neden olmasın? Her ürünün bir alıcısı vardır, yeter ki siz üretin. Hatta belki sonunda Nar çok önemli, uluslararası bir marka haline gelir. Böyle bir şey olursa, portföydeki her kadın bu markanın hissedarı, ortağı olur.

◊ Bu proje ilçenin nüfusunu artırmasın…
– Mehmet Tevfik Göksu: (Gülüyor) Yer yok yer, doluyuz. Kapalı gişe oynuyoruz her şeyi.

◊ Beklediğiniz kadar talep gelirse ve kadınlar bu talebi karşılamakta zorlanmaya başlarsa, onlara üretim anlamında da destek verecek misiniz peki?
– Mehmet Tevfik Göksu: Yok, öyle bir şey söz konusu olamaz.

◊ Kendileri seri üretime geçer o zaman…
– Mehmet Tevfik Göksu: O da mümkün değil. Çünkü kanunda çok net belirtilmiş, bunu endüstriye dönüştürdükleri takdirde o iş vergi kapsamına girer. Kaldı ki böyle bir şey istesek, fabrika kurar hepsini üretiriz. Ama bu işlerin orijinalliği hepsinin alın teri, el emeği göz nuru olması. Fabrikasyon olmaz. Bir toplumda en kıymetli hazine nedir biliyor musunuz, insan. Bizde insan var. En kıymetli cevher nedir, insan. Bizde insan var. Bitti, daha ötesi var mı?

YAKIN ZAMANDA EVLiLiK DE OLUR

◊ İpek Hanım, uzun zamandır Alper Kömürcü ile birliktesiniz? Ufukta evlilik göründü mü?
– İpek Açar: Bunlar hep nasip kısmet işi. Siz bir yola çıkıyorsunuz ama o yol boyunca başınıza neler geleceğini hiçbir zaman bilemiyorsunuz. İstiyoruz tabii bunu ama net olarak belli değil.

◊ Evlilikle ilgili ne düşünüyorsunuz?
– İpek Açar: Evlilik çok değerli bir şey. Aklım da, kalbim de, ruhum da bunu söylüyor, buna inanıyor. Şu anda nişanlılık sürecini yaşıyoruz, yakın zamanda inşallah o da olur.

UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ EL SANATLARIMIZ HATIRLANACAK

◊ İpek Hanım, siz bu projeye nasıl dahil oldunuz ve tam olarak misyonunuz ne?
– İpek Açar: Ben destek veren tarafım sadece… Adı gibi çok güzel bir proje. Nar berekettir ve hanımın elinin değdiği her şey bereketlenir bence.

◊ Nesi size bu kadar cazip geldi?
– İpek Açar: Projenin en güzel tarafı, unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarını gündeme getirecek olması. Ayrıca bana göre kadına dokunmak, etrafındaki herkese dokunmaktır; çocuğuna, eşine hatta anne-babasına. Dolayısıyla onlara ne kadar destek verebilirsek o kadar güzel olur.

◊ Sizin Esenler Belediyesi ile yolunuz ilk kez kesişmiyor bildiğim kadarıyla…
– İpek Açar: Doğru. Esenler’in aslında tüm projeleri çok güzel ve ben de yakından takip ediyorum. Hatta bizim başka bir projemiz vardı.
– Mehmet Tevfik Göksu: Evet, ninniler projesi. Unutulmuş ninnileri tekrar hayata kazandırmak hedefimiz.
– İpek Açar: Çok eski, büyük büyük babaannelerimizin, anneannelerimizin söylediği ama bizim hiç bilmediğimiz, unutulmuş ninnilerin yeniden çocuklara ulaştırılmasını hedefliyoruz.
– Mehmet Tevfik Göksu: Modernleşmenin negatif getirilerinden biri bu. Çok hızlı ilerliyoruz, çok hızlı büyüyoruz, ama fıtratımız bunu tasvip etmiyor, tekrar fıtrata dönme ihtiyacı duyuyoruz. Dikkat edin, insanların büyük kısmı çalışıp çabalayıp zirveye ulaşıyor, sonra yine doğaya dönüyor. Fıtrata dönüş bu… Er veya geç, kaçınılmaz.
– İpek Açar: Aslında geleceği yaşamanın en güzel yolu geçmişe sahip çıkmak bence… Değerlerimize, anneannelerimize, büyüklerimizin bize bıraktıklarına sahip çıkarak daha güzel yaşayabiliriz geleceği. Günümüzde ise her şey geçmişi unutarak geleceğe bakmak üzerine kurulu. Gerçi yavaş yavaş bu hazinenin farkına varmaya başlıyoruz.

NiNNi FESTiVALi’NiN DÜNYADA BENZERi YOK

◊ Peki bundan sonra Nar projesi için neler yapmayı planlıyorsunuz?
– İpek Açar: Bana ne görev düşerse yapmaya hazırım…

◊ Bunun da sözünü aldım bakın…
– İpek Açar: (Gülüyor) Her zaman, ne demek…
– Mehmet Tevfik Göksu: Bence bu proje Esenler’de müthiş bir kadın dayanışmasını ortaya çıkaracak.

◊ Nasıl olacak o?
– Mehmet Tevfik Göksu: Şöyle olacak… Günlük koşuşturmaca içinde insanlar hep kendi “ben”ini, kendi hayatını yaşıyor. Bu proje aynı zamanda çok önemli bir sosyalleşme ortamı sağlayacak. Eminim ki bu proje sayesinde kadınlar kendi içlerinde yeni platformlar yaratacak, yeni hısımlıklar oluşturacak. Görün bakın neler ortaya çıkacak.
– İpek Açar: Esenler hakikaten ilk düşünülmüş projelerin öncüsü. Bir ninni festivali var mesela. Dünyada bir benzeri var mı bilmiyorum.
– Mehmet Tevfik Göksu: Yok.

◊ Başladı mı böyle bir festival, yapılıyor mu?
– Mehmet Tevfik Göksu: Oldu oldu.
– İpek Açar: Hatta bu yıl dördüncüsü olacak. Çok önemli bence.

EVLAT EDiNMEYi DÜŞÜNÜYORUM

◊ İpek Hanım biraz da sizin müzikal projelerinizden söz edelim mi?
– İpek Açar: Tabii… “Yolu Sevgiden Geçen Şarkılar” adlı senfonik bir projemiz var devam eden. Onun dışında kendi konserlerim de oluyor.

◊ Belli olan konser tarihleri var mı?
– İpek Açar: Belli oldukça sosyal medya hesaplarımdan paylaşıyorum. Bu yaz Harbiye Açıkhava’da da olacak ama tarihi henüz netleşmedi. Bu arada çok yakında iki şarkılık bir single çıkaracağım. Bir de 23 Nisan’a yetiştirmeye çalıştığım bir çocuk şarkıları albümü var. Beste’nin (Açar) sözlerini yazdığı, Alper Kömürcü’nün aranjelerini yaptığı, Beste, oğlu Rüzgar ve benim birlikte seslendirdiğimiz bir çocuk albümü geliyor.

◊ Ninniler, çocuk şarkıları… Çocuklarla ilgili projelerin bu kadar ağırlıkta olmasının özel bir sebebi var mı?
– İpek Açar: Çocukları çok seviyorum çünkü. Allah bağışlasın, Aslı Gönül’ümüz 19 yaşında artık. Üniversite talebesi. İngiltere’de fizik okuyor. Ama benim içimde hep bir çocuk aşkı var hâlâ. Nasip olursa ileride evlat edinmeyi düşünüyorum.

◊ Aslı Gönül ne olmak istiyor? Kayahan ve sizin izinizden yürüyüp müzisyen olur mu?
– İpek Açar: Yok. O bilim insanı olmak istiyor. Aslında müziğe de yeteneği var. Besteler yapıyor, piyano ve gitar çalıyor, çok güzel sesi var. Ama bizim gönlümüz nasıl müzik aşkıyla doluysa, onun da gönlü bilim aşkıyla dolu. Bilim insanı olmak istediğini söylüyor, ben de elimden geldiğince destekliyorum. Hayat onun hayatı sonuçta.

Tülay DEMİR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.