islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4690
EURO
36,3690
ALTIN
2.962,53
BIST
9.277,71
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

EY CİHAD! SENİ ARIYORUM…

EY CİHAD! SENİ ARIYORUM…
5 Kasım 2024 09:00
A+
A-

Yanlış veya eksik bir tasavvurla cihad, sadece kıtale/savaşa indirgenerek öldürme makinasına dönüştürüldü.
Diğer bir pasif algı ile de cihad, sadece söze, nefis terbiyesine, zikir ve sohbet toplantısına, hatta slogan ve hamasi nutuk atılan toplantı ve mitinglere hapsedildi.

Oysa cihad, insan öldürmek, müslüman uyutmak ve adam kaybetmek değil; adam kazanma ve insan diriltme ibadetidir.
Cihadın sebebi, gayesi ve amacı, kafirleri ve müşrikleri öldürmek midir? yoksa gizli veya açık düşmanların, hem müslümanlara, hem de İslam’a karşı yürüttükleri tahrik, hakaret, şiddet, şantaj, zülüm ve saldırılarını önlemek midir? Tıpkı Gazze, Filistin, Lübnan ve TUSAŞ saldırılarında olduğu gibi.

Bu tür saldırı ve savaşlar, insanlık tarihi boyunca hep var olmuştur ve halen de devam etmektedir. Cihad, bu savaşlara adalet, merhamet, ahlak ve hukuk kazandıran bilgi, bilinç ve iman yüklü insaniyet inşasıdır.
Ahlaksız ve vicdansız savaşlar, ya ırk ve din üstünlüğü sağlamak veya işgal ve sömürü ya da insanları köleleştirip kullanmak için yapılmaktadır. Nitekim bugün de Gazze’de Filistin’de ve Lübnan’da yapılan bu…
Cihad, savaşlardaki bu gayri ahlakî ve gayri insanî zulmü, sömürüyü önlemek, insan hak ve özgürlüklerini geri almak, insanın insanca yaşamını sağlamak, Allah’ın koyduğu bu kozmik yasanın ve sistemin herkesin hakkı olduğu gerçeğini temin ve tesis eden bir değerler bütünüdür.

CİHAD, cehd, cahid, mücahid, mücahede ve ictihad hep aynı kökten türeyen kelimelerdir. Zorluk, güçlük, meşakkat içinde olsa bile, gayret göstermek, olumlu bir şeyler yapmak anlamını içerir.
Mekkî ayetlerde cihad, Kur’an’ı hakkıyla anlamaktır, yaşamaktır, temsil etmektir. İnsan ile Kur’an arasındaki engelleri kaldırmaktır cihad.

İyi, doğru, güzel insan olmak, muttaki/sorumlu, muhsin/iyilik elçisi ve güzel ahlak sahibi, fıtratına/fabrika ayarlarına bağlı bireyler ve toplumlar inşa etmenin adıdır cihad.

1096’da başlayan haçlı seferleri, Hristiyanlar tarafından “kutsal savaş” olarak adlandırıldı. Bunun üzerine Müslümanlar da kendi savaşlarına aynı kutsiyeti izafe ettiler. Böylece mübarek cihad, mukaddes savaşa indirgenmiş oldu. Yani insanı yaşatma ve iyi insan yapma hedefindeki cihad yerine; ırk, çıkar, sömürü ve işgal uğruna insanı öldürme uğruna yapılan savaş, cinayet ve soykırımlar kutsallaştırıldı. Hatta Tevbe Suresi 5. ayeti, “SEYF/KILIÇ ayeti” olarak İsimlendirilerek yaklaşık 124 ayetin neshine/geçersizliğine sebep gösterildi. Böylece Kur’an‘daki barış, sözleşme, antlaşma, adalet, merhamet, özgürlük, iyilik, birbirine saygı ve anlayış ayetleri hükümsüz/geçersiz kılındı. Şüphesiz bu kanaat, müslümanlar arasında ittifakla kabul edilmiş bir tasarruf değil ama yine de istismara varan büyük bir kapı açılmış oldu sözde cihad adına. Nitekim 18. ve 19. yüzyılda hız kazanan ve günümüzde dahi bütün şiddet ve hiddeti ile devam eden işgal ve sömürü için küresel güçler, velayet savaşlarında cihatçı taşeron örgütler kullanmaya başlamıştır. Artık küresel güçler elleriyle ateş tutmuyor; müslümanı, müslümana kırdırıyor. Bu süflî emelleri, işgal ve sömürüleri için aradıkları taşeron örgütleri, kendileri kurdu ve sahaya sürdü. Özellikle PKK/KCK, PYD, YPG, el-Kaide, Deaş/İşid, Şebab, Boko haram gibi terör örgütleri küresel güçlerin vekâlet savaşlarında onlar adına taşeron olarak aktif rol aldılar. Ve maalesef cihatçı isimleriyle cihadı da istismar ederek işgalci, sömürücü güçler adına müslümanlara yönelik şiddet, işkence, kaçırma ve öldürme gibi cinayet ve tedhiş/cana kıyma, mala konma gibi terör faaliyetlerinde rol aldılar.
Sözde cihatçı bu örgütlerle yakmak istedikleri ateşi, ellerini sürmeden yakan ve müslüman ülkeleri yangın yerine çeviren küresel güçlerin en büyük kazanımları, İSLAMOFOBİ/İSLAM KORKUSU propagandasında başarılı olmalarıdır.

Hem taşeron Müslüman örgütlerle müslümanı müslümana kırdırdılar. Hem “ İşte Müslümanlar baş kesme-can almada, mala konmada ne kadar da acımasızlar!” reklam ve videolarını pazarladılar. Hem de bu propaganda ile İslamofobi/İslam korkusu endüstrisini oluşturdular. Üstelik bu korku ile halklar arasında “Müslümanlar ve diğerleri” diyerek kutuplaşma ve düşmanlıklar yarattılar. Bunun sonucunda ABD ve Avrupa’da 11 Eylül 2001 sonrası müslümanlara yönelik saldırılar, öncesine göre 1600 kat arttı.

ABD’nin öncülüğünde yaratılan, büyütülen ve desteklenen el-Kaide, Deaş/İşid, PKK ve versiyonları, Afrika’da Şebab ve Boko haram gibi taşeron örgütleri de kullanarak Küresel güçler Afganistan, Irak, Yemen, Suriye ve Afrika ülkelerinde milyonlarca Müslüman katledildi, milyonlarcası evinden-barkından ve yurdundan edildi.
Bir taşla kaç kuş vurulurmuş canlı canlı yaşadık, ama hala aklımızı başımıza almadık.
Âhh cihad âhh… seni de tutamadık elimizde, bitirdik dilimizle. Seninle dirilelim, diriltelim diyecek yerde; seninle öldürdük, öldürdük; ve biz de ruhen ve ahlaken öldük, öldük maalesef…

NURİ ÇALIŞKAN

MİRATHABER.COM -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.