EDİTÖRDEN

Ey İnsan! Sen Bu Hayata Bir Camide Gözlerini Açmışsın, Haberin Var mı?

Ey insan! Sen bu hayata bir camide, (bir ibadethanede) gözlerini açmışsın ve Müslüman olarak dünyaya gelmişsin, haberin var mı?  

İçinde yaşamış olduğun şu dünya, bir cami, bir zikirhane ve bir ibadethanedir.  

Biri kalkıp diyebilir: 

-Bu alemin bir cami ve ibadethane olduğunu ve her insanın dünyaya Müslüman olarak geldiğini nerden çıkardın?  

Biz de ona cevap olarak şöyle deriz: 

-Bu âlemin bir cami ve bir ibadethane olduğunu Allah’ın ayetinden, her insanın Müslüman olarak doğduğunu da Hz. Muhammed (sav) efendimizin hadisinden çıkardım.  

Allah buyurmuş:  

تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪ وَلٰكِنْ لَا تَفْقَهُونَ تَسْب۪يحَهُمْۜ اِنَّهُ كَانَ حَل۪يمًا غَفُورًا  

“Yedi kat gök, yer ve bunların içindekiler, (hepsi ve her şey) Allah’ı tesbih etmekte, (Onu anıp anlatmaktadırlar).  O’nu övgüyle anmayan hiçbir şey yoktur. Lakin siz, onların zikirlerini anlayamiyorsunuz. Şüphesiz Allah halimdir ve çok bağışlayıcıdır.”[1][1] 

Gerçekten biz de görüyoruz bu kâinatta her şey haliyle ve diliyle Allah diyor ve Allah’ı anlatıyorlar. Alah’ın zâtî ve sübûtî sıfatlarını, esma-i hüsnasını dile getiriyorlar. Bu âlemde şeytan ve şeytanın güdümüne girmişler hariç, Allah’a itaat ve ibadet etmeyen hiçbir varlık yok. Her şeyin Allah’a ibadetle meşgul olduğu bir yer, cami veya ibadethane olmaz mı?  

Dünyaya gelen her insan yavrusunun Müslüman olarak doğduğunu da Hz. Muhammed (sav)  efendimiz haber vermiş ve şöyle buyurmuştur: “Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.”[2][2]  

Madem dünya bir cami, bir zikirhane ve bir ibadethanedir, madem insan Müslüman olarak doğmuştur; öyleyse böyle bir varlığa yakışan, mabede aykırı davranmamak, camiye aykırı giyinmemek ve Müslümanlığına yakışır işler yapmaktır. 

Her şeyin zikir ve ibadetle meşgul olduğu bir camide yani şu dünyada insan, Müslüman olarak doğduğunu unutursa, caminin ruhuna aykırı hareket ederse, caminin içinde haram ve günahlarla meşgul olursa kâinattaki bütün ibadetle meşgul olan varlıklar, ondan davacı olurlar. Kâinat Camiinin sahibi de vakti gelince onu alır, kural tanımazların, namaz kılmazların hırsızların, yolsuzların, ayyaşların, müstehcenlerin, zinakârların yanına, bir ceza yurdu olan cehenneme gönderir.   

Allah’ın memur meleklerine: “Tutun onu, zincire vurun, sonra da cehenneme atıverin.”[3][3] ayeti de bunlara işaret etmektedir.  

Bugün bu dünyada birçok insana, birçok zalime hemen dokunulmuyor, yaptıkları yanına kalıyor sanılıyor. Hayır, hiç kimse böyle sanmasın. Allah çok net haber vermiş: Önünüzde çok yakın bir gelecekte vakti belirlenmiş yevm-i fasl var. Yani Allah’ın emirlerini tutanla tutmayanın, günah ve haramlardan uzak duranla durmayanın, namaz kılanla kılmayanın, haksızlık yapan zalimlerle, haksızlığa uğramış mazlumların, avret yerlerini örtenlerle örtmeyenlerin ayırt edileceği, haklı ile haksızın belli olacağı bir gün var. Bugünün adı “yevm-i fasl”dır.  

Nebe’ suresinde anlatıldığına göre: O gün sura üfürülecek, herkes saf saf gelecek, gökler açılacak, kapı kapı olacak, dağlar yürütülecek, serap olacak, cehennem avını bekleyen bir tuzak gibi azgınları bekleyecek, orası sayısı belli olmayan yıl ve asırlarca onlara karargâh olacak. Şu dünya mabedinde azıp sapan, Allah’tan başka her şeye tapan o azgınlar, orada ne ferahlatan bir serinlik ve ne de bir meşrubat bulamayacak ve tadamayacaklar. Onların meşrubatı, uygun bir ceza olarak sadece kaynar su ve irin olacak. Çünkü o azgınlar, bir gün bu durumla karşılaşacaklarını, hesaba çekileceklerini ummadılar. Allah’ın ayetlerini, emir ve yasaklarını yalanladılar. Halbuki Allah her şeyi görüyor ve kaydettiriyordu. Ama onlar bunun farkında değillerdi. Nihayet onlara şöyle denilecek: “Şimdi tadın şu azabı, size azaptan başka bir şey artırmayacağız.”[4][4] 

Öyleyse gelin biz de şu dünyayı bir mescit, bir mabed görelim. İbadet ve zikirle meşgul varlıklardan bir nefer de biz olalım. Allah’ın yasaklarını hem de camide çiğnemekten, emirlerini tutmamaktan utanalım. İki cihanın cennetine kavuşalım vesselam. 

Dr. Vehbi KARAKAŞ 


[5][1] İsra, 17/44 

[6][2] Buhârî, cenâiz 92; Ebû Dâvut, sünne 17; Tirmizî, kader 5. 

[7][3] Hakka, 69/30-31 

[8][4] Bkz. Nebe, 78/17-30  


Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

3 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

3 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

7 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

8 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

9 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

9 saat ago