İslam, en yüce, en mükemmel, en doğru ve beşer üstü gerçek bir sistemdir. Eğrisi büğrüsü, alaveresi dalaveresi yoktur. Dün öyleydi, bugün böyle olacak tutarsızlığını reddeder. Akrep dâhil, hiçbir canlıya eziyyet edilmez. Onu ateşe atıp yakamazsın, suda boğamazsın. Her zararlı bertaraf edilir. Fakat eziyyet etmeye izin verilmez. Sistemde “kıst” adaleti esastır.
Bu adaletin dışında kim olursa olsun, Kâinat mülkünün sahibi Allah Teâlâ, hükmüne müdahale etmeye yeltenen her kesin yetkilerini ve canlarını alarak O, hepsine restini çeker. Allah mutlak hükümdardır. Bunu en iyi anlaması gereken din ilimlerini bilenlerdir. Başta Diyanet olmak üzere her kes Allah Teâlâ’nın emirlerine yeteri nispette duyarlı olmalıdır.
Bugün müslümanlar Kur’an’dan soğumuş uzaklaşmışlar, dinî bilgilerden mahrum kalmışlardır. Cehalet kol gezer olmuştur. Milletin temel dayanağı aile, kokuşmuş, yıkılmıştır. Bunlar neyi savundukları belli olmayan feministlerin önüne yem olarak atılmışlardır. Baştan sona kadar toplum, Din ve millet düşmanı TV programlarına adapte edilmişlerdir. Ahali vahşi ve zâlim kapitalizmin faizine mahkûm edilmiştir. Bunları bilenlerimiz aldırış etmiyorlar.
Ancak üzerlerine elzem olmayan işlerde millete eziyyet etmekte rekor kırıyorlar. Vaizler, müezzinler ve imamların büyük çoğunluğu, ses yönetimini milletin aleyhine kullanarak eziyyet etmekten haz duyuyorlar. Genelde bu görevliler, vaazlarında, hitabetlerinde ve ezan okumalarında hiç bir kurala itibar etmiyor ve âvâzları çıkabildiği kadar bağırıyorlar. Buda yetmiyor, mikrofonu ağızlarına dayıyorlar. Dışarıda olup bitenden tamamen habersiz ve dinleyen insanların etkileşimlerinden duyarsız olarak bağırabildikleri kadar bağırıyorlar. Uğruna canlarını vermekten çekinmeyen müslümanlar, ezan sesinden rahatsızdırlar. Bu konuyu daha iyi anlayabilmek için Hazreti Lokman aleyhisselamı hatırlamak gerekiyor.
Oğluna nasihatinin sonunda iki ahlâkî değere dikkat çekiyor; Yürüyüşünü ayarla, böbürlenerek yürüme. Sesini alçalt, bağırma. Çünkü seslerin en hoşlanılmayanı, şüphesiz eşeğin sesidir. (Lokman:31/19) Elbette bu ifadede eşeğe hakaret söz konusu değildir. Çünkü o hayvan bağırırken doğal sesi ile anırır. Çünkü onun sesinin akordu yoktur ve yegâne notasız sestir. Ancak burada onun sesinin örnek gösterilmesinin ilginç bir sebebi vardır. O hayvanın sesi, kontrolsüz bir sestir. Bizi burada ilgilendiren de budur. Din hizmeti veren hizmetlinin her şeyde olduğu gibi seslerini de kontrol etmeleri insan olmalarının belirtisidir.
Rabbimiz, insana sesleri duyması ve algılaması için kulak denen iki anten vermiştir. Bu antenler doğal sese göre ayarlanmışlardır. O küçücük antenlere kapasitesi fevkinde bir ses yüklendiğinde eziyyet olur. Bu eziyyet ise müslüman olsun gayrimüslim olsun kime olursa olsun haramdır. Ayni zamanda insan hakkına tecavüzdür. Ezan gibi bir değerimizi kötü uygulayan kişi kat kat haram işlemiş olur. “Sesini alçalt, bağırma” ifadesindeki emre uymayan ve haddi aşan biri olduğu gibi ezana da saygısızlık yapmış olur. Merhum Mehmed Akif’in; “Bu ezanlar ki, şahadetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli” şuurunda önemlidir. Bu “şahadetleri” okuyan insanın öncelikle müslümanlara ve başka insanlara da eziyyet etmemesi gerekmektedir. Biz, karınca ezmeden yürümesini bilmeliyiz.
Cenabı Hak buyuruyor k; Müminlerle, müminelere, işlemedikleri bir günahla eziyyet edenler, doğrusu açık ve ağır günah yüklenmişlerdir. (Ahzab;33/58) Bir ayette de; Rabbinize yalvararak ve için için dua edin. Gerçekten Allah, bağırıp çağırarak haddi aşanları sevmez. (A’raf:7/55) Bu ayet karşısında, ezanı gürültü ve metalik ses ile işkence çektirerek okuyanlarıAllah sevmez. Öyleyse haddini bilmezler ne yapmak isterler? Bu tipler kendilerine de ihanet ederler de anlamazlar. Bırakında o güzel seslerinizin doğal ritmini dinleyelim.
Siz de, Allah’ın hududunu aşan zalimlerden olmayın. Allah’ın emrine ve Resûlünün sünnetine uysanız, ne kaybedersiniz? Bekleyip görelim! Esselamu aleykum.
İlhan ORAL
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi