Tuncay Özkan ile Kanal D’de iken bir program yaptık. Ama yüz program etkisi yaptı. Mesela yayının gerçekleştiği akşam haberlerinden sonra geç vakitlere kadar Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek tebrik etmek için beni aradı durdu.
22 Ocak 1997 tarihli program, Fadime Şahin-Ali Kalkancı merkezliydi ve Refahyol hükümet aleyhine kullanılacak bir tertipti.
Erbakan Hocanın başbakanlık konutunda verdiği ve benim de katıldığım 11 Ocak tarihi ünlü iftar yemeğinden on gün sonra ve 28 Şubattan 37 gün önce yani 22 Ocak 1997 günü öğle saatlerinde Tüncay Özkan beni aradı. Nikâh konusunda soracakları sorulara cevap vermem için, beni telefonla programa bağlamak istediklerini bildirdi ve katılmam ricasında bulundu. O zamanlar ‘Kanal D’ Mecidiyeköy’den yayın yapıyordu. Emirgan’da oturduğumu, programa bizzat katılabileceğimi söyledim. Daha iyi olur dediler.
Akşam haberleri için Kanal D’ye gittiğimde Fadime Şahin ile karşılaştım. Haberlerde, aldatılıp cinselliği sömürülen masum kız rolüne çıkarılan Fadime’nin yüzünde, profesyonel bir elce yapılmış ince fakat ilk nazarda göze çarpan derin bir makyaj vardı. Görür görmez anlatıldığı gibi masum olmadığını anlamıştım.
Program başlayınca söz verilen Fadime Şahin, acındırıcı bir üslûp ile fakat profesyonelce konuşmaya başladı, ama ne konuşma…Etkilenmemek mümkün değil. Çünkü başarılı olacağına inanıldığı için seçilmiş konu mankeniydi,
Soru yöneltilerek söz bana verilince, cevabımdan önce kısa bir değerlendirme yapmak istediğimi söyleyip onay almadan konuşmaya başladım:
– Fadime Şahin! Sen cinselliğini sömürtecek şekilde ilişkiye girme onayını kimden aldın. Sömürenler olarak suçladığın Ali Kalkancı’nın da, Müslim Gündüz’ün de Allah cezasını versin. Allah onların cezasını versin de, asıl suçlu onlar değil, gençliğimize Yüce Dinimizi tanıtmayan, mânevî değerlerimizle kaynaştırmayan, helâl ve haram ölçülerini öğretmeyen ve onları istismar edilebilir konuma düşüren eğitim sistemimizdir, içinde Kanal D’nin de yer aldığı medyasal yayınlarımızdır.
Yukarıda bir paragrafta özetlediğime bakmayın, müdahale edilme fırsatını vermeksizin kendimden geçerek vecd içinde yaptığım dakikalarca süren konuşmam, yayıncıların planını bozduğu gibi, dinleyicileri de heyecanlandırmış, hatta ağlatmıştı. Yayının ertesi gün aldığım telefonlardan birinde bir izleyicimiz şöyle demişti:
– Hocam, sizi izleyip dinlerken yüreğimin yağları eridi, gözyaşlarım da sel oldu, Allah senden razı olsun. Yayın, Kanal D aleyhine yorumlara vesile olacak şekilde öylesine etkili olmuştu ki Kanal D, konuşmamızı o günün gece haberlerinde bile yayınlamamıştı.
“Ali Rıza Demircan Bir Kuşluk Vaktinde GÜZEL KUL OLMA MÜCADELEM, sayfa 495-6”
ALİ RIZA DEMİRCAN