Türkçe yayın yapan bir önemli ülke sitesinin haberi şöyle:
Dünya Bankası: Depremler Türkiye’de 34,2 milyar dolarlık hasara neden oldu.
Dünya Bankası, 6 Şubat’ta Türkiye’yi vuran depremlerin ülkede 34,2 milyar dolarlık fiziksel tahribata neden olduğunu; yeniden inşa ve toparlanma maliyetlerinin ise iki kat daha yüksek olabileceğini söyledi.
Yorumumuz
Müslümanlar olarak Allah’ın kitabı olduğuna inandığımız veya inanır göründüğümüz Kur’ân’a göre depremi yorumlayamadığımız açık.
Böylesi bir felaket sonrasında tövbe ederek Rabbimize ve yasalarına yönelemediğimiz de bir gerçek. Bir tek güzelliğimiz var oda fıtrat/yaratılış çizgimizi koruduğumuzun kanıtı olan yardımlaşmamız. Yaralarımızı sarmada tek vücut oluşumuz.
Bu durum millet olarak bir saldırıya uğramamız halinde bir bütün olarak hareket edebileceğimizi de dostlar yanısıra düşmanlarımıza da göstermiştir.
***
Yabancı gözle bakıldığında 6 ŞUBAT depreminde tahmini zararımız 34.2 milyar dolar. Yeniden inşa çalışmalar için de yaklaşık 70 milyar dolar, yani takriben 1.4 trilyon Türk lirasına ihtiyacımız var.
Biz millet olarak yani devlet ve özel sektör olarak yaklaşık bu miktar paraları her yıl borç faizi olarak ödüyoruz.
Üstelik bu miktar bir parayı da biz bankalara kaydi para olarak oluşturtuyoruz. Bu sebeple bankaların kârları 2022’de bir önceki seneye göre yüzde 400 arttı.
Buradan bizi asıl çökertenin her yıl tekrarlanan ekonomik yani faiz depremleri olduğunu anlıyoruz.
Bizler depremin yaralarına sarmada olduğu gibi borca dayalı para sistemine ve faize müstenit ekonomi düzenine karşı bir milli mutabakat kurabilirsek bütün ülkemizi yeniden inşa edebiliriz.
Hulâsa ihtiyacımız paraya değil akladır ; bir diğer anlatımla İslami doğrultuda veya fıtrat çizgisinde kullanacağımız akladır.