Türkiye’de emrolunduğunuz gibi adaleti gözeterek yazan yazarların sayısı maalesef çok az. Kalemin gücünü hakkın açığa çıkması konusunda oynatmak, elbette zalimliği yaşam tarzı haline getirmişleri rahatsız eder.
Taraf olmak, insana inandığı değerleri ayaklar altına almaya kadar götürebiliyor. Gündemde olan siyasal gelişmeler üzerinde tarafgir lığını adalet ölçülerini hiçe sayarak ortaya koyan kalemlerin; em büyük vurdumduymazlığı bankacılık sistemine karşı tepkisizliği…
Milletimizi, devletimizi kurulu bir para sistemi üzerinden faizle sömüren sisteme itiraz etmeyen alim, gazeteci, kanaat önderleri, millete karşı sorumluluklarını yerine getirmiyor.
Her zaman ısrarla söylediğimiz halde bela kendisini vurana kadar bizi dinlemeyenlerin, daha sonra bize ulaşmaya çalışıp çıkış yolu arayışında hepsine şunu söylüyorum; sizi bu hale getiren bir parasal tiyatro oyunu var. Bu sizin mal varlıklarınızı faiz yolu ile almaya göre kurgulanmış. Çıkış yolunuz sistem içinde yoktur. Sistemin değişmesi için yüksek toplumsal bir talep oluşturulması gerekiyor. Bunun için hep birlikte mücadele etmemiz gerekir diyorum. Bize haklısınız demenin ötesinde bu mücadeleyi yapacak bizimle beraber yürüyecek insan lazım. O zaman bu temel sorunu birlikte çözebiliriz.
Şimdi bu zulmün kaynağı faiz düzeninin son rakamlarına bakarak; faizcilerin nasıl toplumun kanını emdiğini rakamlarla ortaya koyalım.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilen bilgilere göre; bankaların geçen yılın 11 ayında elde ettiği toplam faiz geliri, 2018’in aynı dönemine kıyasla yüzde 17,4 artarak 387,1 milyar lira oldu. 2018’in aynı döneminde bu rakam 330 milyar lira düzeyinde bulunuyordu.
Bankalar, Ocak-Kasım 2019 döneminde kredilerden 297 milyar lira faiz geliri sağladı. Bunun 57,8 milyar lirası tüketici kredilerinden, 13 milyar lirası kredi kartlarından, 34,3 milyar lirası taksitli ticari kredilerden ve 192 milyar lirası diğer kredilerden alınan faizlerden oluştu.
Nerde bu dindarlar?
Şu dindar vakıflar nerede?
Diyanet neden ses çıkartamıyor?
Kürsüde hocalar niye dilsiz, müftüler sessiz?
Ekonomi ile ilgili yazıp çizen fıkıhçılar, tarihi geçmiş İslam toplumların hayatlarına yönelik verilmiş fetvaları evirip çevirip günümüz Müslümanına yutturuyorlar. Söyledikleri, yaşamda yer bulması mümkün olmayan sadece anlatıyorlar. Milleti mevcut faiz düzenine karşı ne uyandırıyorlar, nede sorun çözme gibi bir çalışmanın içine giriyorlar. Hem korkaklar hem de narkozlular.
Yapılan çalışmaları da yakinen takip ettiğimizde, mevcut faiz düzenine sözde bir itiraz ile yine o faiz düzeninin kuralları içinde sözde İslami faizsiz çalışmalar öneriyorlar.
Yaptıkları ticaretin hiç biri faiz işlemlerinden beri olmazken, milletin gözlerinin içine baka baka ‘’faizsiz’’ yalanları ile milleti aldatabiliyorlar.
Bu tepkilere baktığımızda sözde muhafazakâr dindarların yıllık günah çıkartma refleksleri olarak karşımıza sadece gaz alıcı milli piyango tepkileri çıkıyor. Oysa ilginç olan şey; Allah, Kitap, Peygamber derken çatır çatır ya faiz yiyor ya yedirmeyi ihmal etmiyorlar. Bunlar maalesef azınlık istisna denebilecek bir zümre değil.
Kurulu faiz düzeni bütün muhafazakârları bu hale getirmiştir. Artık muhafazakârlarda faiz düzenini muhafaza ediyor. İmamından tutun müftüsüne kadar, diyanetine kadar hepsi sessizliği oynuyor.
İdarecilerimiz faize karşıtlığını söylüyor ama faiz ödemeleri akıl almaz biçimde artıyor. Devletin faiz gideri 117,3 milyar liraya, 2020’da 147,7 milyar liraya, 2021 yılında ise 171,4 milyar liraya kadar çıkacak. Dolayısıyla bu yıl dâhil 2021’e
kadarki 4 yıllık dönemde devlete borç para veren kişi ve bankalara tam 512 milyar 800 milyon lira faiz ödemesi yapılacak.
Nurettin Canikli EYT’lilerin büyük yük getireceğini söyleyerek bunun 26 milyar lira olduğunu söylemişti.
Peki, faizcilere 512 milyar 800 milyon nu bu milletin cebinden alıp bütçeye yük getirmiyor mu?
28 milyar lira bütçeye yük getirecek diyen; dindar, muhafazakar Sayın Canikli; 512 milyar 800 milyon faizi hangi iman kriterlerine göre faizcilere ödemeyi uygun görüyor ki sesi bu konuda çıkmıyor?
Dindarlık faizcilikle bir araya getirildi. Her ne kadar Kur’an’da Allah ‘’Ey iman edenler faizden vaz geçin. Eğer vaz geçmezseniz Allah ve Resulü ile harp halinde olduğunuzu bilin. (bakara 279)’’ dese de, halkın büyük bir kısmının narkozlu bir ruhla ifade ettiği ’’ canım onların bir bildiği var. İmkân olsa kaldırmazlar mıydı’’ demesi, bakalım ahirette diyeni mi denilenimi kurtaracak.
Selam ve dua ile…
Yunus EKŞİ
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Kıymetli hocam! Allahın haram kıldığı ve Müslümanlar üzerinde büyük bir bela olarak nitelendirdiği Faiz konusunda ki yazılarınızı takip ediyor, bu konuda ki gayretlerinizden dolayı sizi tebrik ediyorum.
Şaban hocam çok teşekkür ediyorum.
İnancım odur ki Allah bu yolda mücadeleyi zafere ulaştıracaktır.
Ömrümüz Yeter mi yetmez mi takdiri ilahi.
Ama mutlaka faizciler kaybedecektir.
Milletimiz uyandığı an bu işin ne kadar kolay bitirileceğini çok iyi görecekler.
Allah’ın izniyle bu algıyı ciddi oranda kırdık.
Gayret bizden Zafer Allah’tan…