Okulu, medyayı anladık. Peki camiler de mi de bizim olmaktan çıktı. Cuma hutbeleri ve vaazları ile faiz konusunda bilgilendirilip bilinçlendirilmemiz gerekirken hangi zalim güç ve hangi derin gaflet bunu engelliyor. Yoksa ana konularda İslâm’a geçit vermeyen derin devlet hâlâ işlevsel mi?
Diyanet İşleri Başkanlığı
Önce şu gerçeği ifade edelim: Her dönemin idareci kadroları da sorumlu olmakla birlikte muhatabımız yöneticiler değil, Kurum olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’mızdır.
30-35 yıl kadar önce Süleymaniye camiinde görevli iken Cuma cemaatimden merhum Nevzat Yalçıntaş beyefendi bir gün bana şöyle dedi:
Ordu ve Diyanet
“Hocam Türkiye Cumhuriyeti Devletinin iki önemli kuruluşu vardır. Bunlardan biri Ordu, diğeri de Diyanettir. Burada nefes alış verişle bile kontrol altında tutulur.”
Ordumuz giderek demokratikleşiyor. Bir ölçüde de olsa İslâm ile barışmaya çalışıyor. Dilerim Kurucu İrade’nin dışlayıcı, ötekileştirici ve baskıcı laiklikle prangaya vurduğu Diyanetimiz de özgürleşebilir. Özgürleşerek İslâm’ı tebliğ görevini gereğince yerine getirebilir.
Faiz Yasağı
Ortak akıl, ekonomi bilimi ve borç bataklığında çırpınan insanlığın acı tecrübeleri faizin nasıl kan emici bir sömürü düzeni olduğunu bilir. Ama biz Müslümanlar için daha da önemlisi faizin Allah’ın emri gereği savaş açılması gereken bir haram oluşudur. Kullarına merhameti sonsuz olan Allah, hiçbir yasağını faizi yasakladığı gibi ağır bir dille yasaklamamıştır:
“Ey iman Edenler! Allah’ın yasalarına aykırılıktan korunun. Eğer gerçekten iman ediyorsanız faizli işleri bırakın/bıraktırın. Faize dayalı işlemleri bırakmazsanız Allah ve Peygamberi tarafından; Allah’ın ve Peygamberinin yasalarını uygulayan kişi ve kurumlar tarafından size savaş açılacağını bilin. Faizsiz uygulamaya dönüş yaparsanız ana paranız sizindir. Böylece ne faiz alarak zulmetmiş ve ne de faiz vererek zulme uğratılmış olursunuz.” (el-Bakara 2/278-9)
Bigilendirme… İmkânlarına Sahibiz
Her hafta okunan Cuma hutbeleri ile milyonlarımızı bilgilendirme ve bilinçlendirme imkânlarına sahibiz. Bu imkânı kullanıp kullanmama Diyanet İşleri Başkanlığımızın elindedir.
Müslüman milletimiz aileyi bir tarafa bırakırsak okuldan, medyadan ve camiden bilgi alır. Aldığı bilgiye göre bilinçlenir ve hayatı için tercihler yapar.
Okulu, medyayı anladık. Peki camiler de mi de bizim olmaktan çıktı. Cuma hutbeleri ve vaazları ile faiz konusunda bilgilendirilip bilinçlendirilmemiz gerekirken hangi zalim güç ve hangi derin gaflet bunu engelliyor. Yoksa ana konularda İslâm’a geçit vermeyen derin devlet hâlâ işlevsel mi?
Devlet ve Millet Olarak Sömürülüyoruz
Devletimiz, çok çalışanlı özel sektörümüz, çiftçimiz, esnafımız, kobilerimiz ve şimdi de kredi kartları aracılığıyla milyonlarca insanımız faizle sömürülüyorken faizin haramlığı olsun bize hatırlatılmalı, dünya ve ahiretimiz için uyarılmalı değil miydik?
Kurulduğu bilinen dönemden beri onlarca yıldır resmen bağımsız bir tek Faiz Hutbesi bile okutmayan Diyanet -istemeyerek de olsa- faizli düzene destek vermiyor da ne yapıyor?
Amacımız yermek değil, uyarmaktır. Uyaralım ki Görev yapılsın. Yapılsın ki sömürüldüğünün farkında bile olmayan milletimiz uyansın/uyandırılsın.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi