Haber şöyle:
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre Ekim ayında yıllık enflasyon yüzde 48,58 oldu.
{Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Ekim’de aylık bazda yüzde 2,88 artış gösterdi. Yıllık enflasyon da yüzde 48,58’e geriledi.
Yıllık TÜFE geçen ay açıklanan verilerle birlikte yüzde 50’nin altında kalmayı sürdürdü.
Böylece TÜFE, yıllık bazda Temmuz 2023’ten bu yana en düşük oran olarak kayıtlara geçti.}
Düz bir mantıkla değerlendirildiğinde de görüleceği üzere faiz maliyetler üzerine gelen ilave yüktür. Fiyatlara yansır. Ekonomi bilgiçliğiyle kendinizi ve çevrenizi kandırmaya kalkışmazsanız en iyimser yaklaşımla enflasyonun faiz oranlarına eşit veya üstünde olduğunu görebilirsiniz.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre yıllık enflasyon oranı yüzde 48,58. Bu oran ENOG verilerine göre gerçek enflasyonun çok altında ama biz doğru kabul edelim. Enflasyon faiz oranlarının üstünde. Bu aylardır devama eden bir durum.
Yüzde ellilerde seyreden bir enflasyonla ve faiz oranlarıyla ekonominin dar boğazdan çıkarılamayacağı açık seçik bir hakikat. Çünkü yeni yatırımlar yapılamadığı gibi eski yatırımlar da tökezler. Üstelik halkın tüketim gücü azalacağında üretim de düşer.
Bu enflasyon ve faiz oranları altında borçlanma ve tüketimin kısılması yoluyla ekonominin düzelemeyeceği artık kabul edilir olmaya başladı.
Faizlerin artırılmasını çare görenler şimdilerde feryat etmeye başladılar.
04 Kasım 2024 tarihli Odatv haberi şöyle:
[ Patronlar Katı isyanı: Ülke batıyor
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, “Ülke batıyor, yüzde 50 faizle bir ülkenin ayakta kalma şansı yok…” diye konuştu.
Yüksek rekabetçiliğin olduğu alanlarda önümüzdeki dönemde daha fazla sıkıntı yaşanabileceğini vurgulayan Gültepe, yüksek faiz ortamı için istihdama dikkat çekerek, “Yüzde 50 faizle bir ülkenin yatırımını, istihdamını artırma şansı yok. Üretim ve istihdam tarafında iş gücü kayıpları var artık.]
Sözü Rabbimize bırakalım:
“ Allah, faiz ve tefecilikle elde edilen kazancı yani ribâyı bereketsiz kılar, sadakaları ise kat kat artırır. Nitekim faiz ve tefeciliğin yaygınlaştığı toplumlarda, çıkarcılık ve bencillik duyguları egemen olur. Sürekli sınıf çatışmaları, anarşi ve toplumsal bunalımlar yaşanır. Karşılıksız yardım ve iyiliklerin yaygınlaştığı toplumlarda ise kardeşlik, birlik ve dayanışma duyguları hâkim olur; refah ve zenginlik toplumun her kesimine yayılır. İşte bu yüzdendir ki, fakirlere verilen sadakalar cennet nimetlerine, faiz kazançları ise cehennem azabına sebep olur. Çünkü Allah, nankörlüğe batmış günahkârların hiçbirini sevmez.” (Bakara 276)
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-