Haber siteleri arasında dolaşırken göz attığımız yazılar ve haberler arasında dikkatlerimizi çeken başlıklar veya ara başlıklar olur. Bunlardan bazıları bizi derinden etkiler. Bunlardan biri de şu ara başlık olmuştur.
“Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır.”
Başlığın amacı açık. Kullanan zihniyet belli ama hakikat hakikattir. Mühim olan da bizde yaptırdığı çağrışımdır.
Bu ifadeyi kullananlar eksik bir anlayış ve kavrayışla yalnızca sömürücü şahısları kast ediyor. Oysaki içinde bulunduğumuz “Laik Kapitalist ve Kemalist “ sistem haramları helalleştirerek insanları çalmaya yöneltiyor. Üstelik çalma meşrulaştırılarak devlet güvencesinde yapılıyor-yaptırılıyor.
İslam’dan hareketle misaller verelim:
a.) 51 Banka 12500 şube ve 200 000 personel ile Bankacılık Ülkemizde ana çalma yoludur.
Başta kaydi para oluşturma olmak üzere kullanılan örtülü yöntemlerle milyarlar değil trilyonlar çalınıyor. Şimdilerde yüzde atmışa varan mevduat faizleriyle bütün bir millet faizin zalimi ve mazlumu oldu ve sistem savunucusu edildi.
b.) Resmi türleriyle kumar meşru. Milletimizin baş belası olmuş alkolü içkilerin üretimi ve pazarlaması mubah. Evliler için bile zina yasal. Yazılı ve görsel medyada erotik yayınlar ve kavatlık helal.
Bütün bu alanlarda kazanılanlar da bizim inançlarımıza göre toplumdan çalımadır.
c.) Rüşvet, karaborsa, ihale ve kredi yolsuzlukların hepsi de çalma.
d.) Yukarıda üç madde halinde sayılanları geçtik, Allah’ın zenginlerin malında Hak olarak belirlediği zekâtı vermemek veya gereğince vermemek de toplumdan çalmaktır.
Çalma ayıptı, günahtı, Cehennem idi. Laik Kapitalist ve Kemalist sistem bütün bunları haram olmaktan çıkardı. Artık haramlar-zulümler-namuzsuzluklar Devlet güvencesinde yapılıyor.
Sömürü üzerine kurulu ruhumuza yabancı sistem Diyanet’i bile dilsiz şeytanlaştırdı. Ümidimiz ve geleceğimiz olan İmam Hatip nesli de artık düzene alkış tutan seyirci edildi.
Allah’ın kullarını İslam’a yönelmesine ihtiyacı yok. Herkes inancı ve amelinin dünyada karşılığını bulacak. Ahirete gelince, oda önümüzde ve sanılan aksine çok yakın. Okuyalım:
“DÜNYA HAYATINI ve onun görkemini, zenginliğini isteyenlere gelince, onlara bu hayatta yapıp-ettiklerinin karşılığını tam olarak ödeyeceğiz ve onlar da hak ettiklerinden asla yoksun bırakılmayacaklar:
İşte bunlar, ahirette paylarına ateşten başka bir şey düşmeyecek kimselerdir- çünkü onların bu dünyada yapıp-ettikleri hep boşa gidecektir; yapıp-ettikleri zaten değersizdi.” (Hûd 11/15-16)
ALİ RIZA DEMİRCAN
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-