Alternatifler oluşturamayan İSO adına bizim teklifimiz
İSO’nun açıklamasına göre: Sanayi kuruluşları, elde ettikleri 52 milyar liralık esas faaliyet kârlarının yarıdan fazlasını yüzde elli beşini finansman gideri yani en başta ve büyük çoğunluğuyla faiz olmak üzere borçlanılan tutarlarla ilgili faiz, kur farkları, komisyon vb. olarak ödüyorlar.
Kazancının yarıdan fazlasını faiz… Olarak bankalara ödeyen sanayicilerin Are-Ge çalışmalarını ve gelişmelerini engelleyen, rekabet güçlerini kıran ve geleceğe yönelik planlamalarını darbeleyen bu sömürücü yapıya isyan etmeleri gerekmez mi? Çözümler üretmeleri, ürettikleri alternatif çözümlerinin yasallaşmasını sağlamak için kamuoyu oluşturarak girişimde bulunmaları icap etmez mi? Ama hayır. Onlar nedense mevcut sömürücü yapıyı değiştirilemez bir kader gibi görüyorlar.
Alternatif Çözüm Yollarından Biri Olarak Denetimli Borsacılık
Bir ilahiyatçı olarak biz devletin etkin denetimi altına alacağı Borsacılığı çözüm yollarından biri olarak görüyoruz.
Devlet banka mevduatlarına verdiği garantiyi mutlak kontrolü altına alacağı borsaya da vermelidir. Halkımız da Diyanet, İSO ve diğer sivil örgütler aracılığıyla borsaya yönlendirilmelidir. İş adamlarımız da hisse satarak finansman ihtiyacını sağlamalıdır.
İslâmî alt yapımız buna uygundur. Eğer gerekli teşvikler yapılırsa Müslüman halkımız Rabbinin buyruğuna itaat ederek küçük de olsa yatırımlarını devlet garantisindeki borsa hisselerine yönlendirebilir.
Şimdi değinilen İslâmî alt yapıya bakalım. Rabbimiz el-Bakara 219’da zaruri harcamaların dışındaki küçük-büyük birikimlerin İnfakedilmesini emrederek şöyle buyuruyor:
“(Ey Peygamber!) Sana sarhoşluk veren içkilerden ve kumardan soruyorlar. De ki: Onların her ikisinde de hem büyük bir günah/zarar hem de insanlar için bazı faydalar vardır. Ancak yol açtıkları günahlar/zararlar sağladıkları faydalardan daha büyüktür.
Yine sana neyi İnfak edeceklerinisoruyorlar. De ki: İhtiyacınızdan arta kalanını İnfak edin. İşte, Allah düşünebilmeniz için mesajlarını size böylece açıklıyor.”
Kur’ân dilinde İnfakmutlak anlamda harcamadır. Bu harcama zekât ve hayır yollarıyla olabildiği gibi Allah yolundan engellemek için de olabilir.(el-Bakara 267; Âl-i İmran 92; Enfal 36) Her hangi bir şekilde de olabilir. Biz ihtiyacımızdan arta kalanını yani yeterinden fazlasınınİnfakedilmesi emrini yatırım olarak anlıyoruz. Böyle anlaşılması da gerekir. Çünkü yeterinden fazlasını İnfaketmeyi bütünüyle zekât ve hayır harcamaları olarak anlayamayız. Böyle bir görevimiz yoktur. Bize böylesi bir görev verilseydi Mevlâ’mızın da açıkladığı üzere cimrilik eder yapamazdık, üstelik de kinlenirdik. (Muhammed 36-38) İnfak emrini israf ve lüks harcamaları olarak da göremeyiz. Çünkü israf ve lüks harcamaları da haramdır. (el-A’raf 31; el-İsra 26,27; el-Kasas 58)
Önümüzdeki tek yol kendimizin/sanayicilerimizin ve toplumumuzun yararına harcama olan yatırımdır. Küçük miktarlarda da olsa etkin denetimli borsaya yatırım yapmak şirketleşmedir. Şirketleşme ise farz görevimiz olan birlikteliğin ekonomik boyutudur. (Âl-i İmran 103; Enfal 46)Birlik, kültürel, siyasî ve ekonomik olabilir. Şirketleşme de ekonomik birliktir.
Mevcut imkânlarımızın değerlendirilmesi için ana ihtiyacımız faiz karşıtı zihniyet devrimidir.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi