Fanatik Yahudiler Mescidi Aksa’ya Baskın Düzenledi
İsrail’in Mescid-i Aksa’ya Yönelik Baskınları: Yasa Dışı Yerleşimcilerin Provokatif Eylemleri Artıyor
Fanatik Yerleşimcilerin Aksa’ya Baskını: Provokasyonun Yeni Boyutu
İsrail polisinin koruması altında gerçekleşen son olayda, 900’den fazla fanatik Yahudi yerleşimci, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi. Bu tür baskınlar, özellikle İsrail polisinin müdahalesi olmadan gerçekleştirilmesi, Filistinliler tarafından büyük bir provokasyon olarak görülüyor. İsrail yönetimi, bu baskınları dini özgürlük adı altında meşrulaştırmaya çalışsa da, Filistin halkı bu durumu tarihi ve dini değerlerine yönelik bir saldırı olarak değerlendiriyor.
Bu baskınlar, Filistinlilerin ibadet hakkını ihlal ederken, uluslararası hukuka da aykırı. BM kararlarına göre Doğu Kudüs, İsrail işgali altında kabul ediliyor ve Mescid-i Aksa, Müslümanların kutsal mekanı olarak tanınıyor. Ancak, İsrail’in bu baskınlara göz yumması, bölgedeki tansiyonu daha da artırıyor.
Ekim 2023’ten Bu Yana Artan Baskı ve Gözaltılar
7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’ne başlatılan saldırıların ardından, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te Filistinlilere yönelik baskı, gözaltı ve saldırılarında belirgin bir artış gözlemlendi. İsrail güvenlik güçleri, Filistinlilere karşı sert müdahalelerde bulunurken, çok sayıda kişi haksız yere gözaltına alınıyor. Bu baskılar, Filistin toplumunda büyük bir korku ve endişeye yol açıyor, zira gözaltına alınanların büyük bir kısmı herhangi bir suçlama olmaksızın aylarca hapsedilebiliyor.
Bu süreçte, İsrail askerleri tarafından yapılan ev baskınları, Filistinli ailelerin hayatını altüst ediyor. İsrail’in bu tür eylemleri, insan hakları örgütleri tarafından sıkça eleştiriliyor ve uluslararası hukuka aykırı bulunuyor. Ancak, İsrail yönetimi bu eleştirileri görmezden gelerek, güvenlik gerekçesiyle bu baskıları sürdürüyor.
Uluslararası Tepkiler ve İsrail’in Savunması
İsrail’in bu eylemleri, uluslararası toplumdan büyük tepki alıyor. Birleşmiş Milletler ve birçok insan hakları örgütü, İsrail’in bu tür baskınlarını kınayarak, Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerine son verilmesi çağrısında bulunuyor. Ancak, İsrail hükümeti bu eleştirileri reddederek, bu tür eylemleri güvenlik gerekçesiyle savunuyor.
İsrail, Mescid-i Aksa’da düzenlenen baskınları ve Batı Şeria’daki operasyonları, terörle mücadele kapsamında değerlendiriyor. İsrail yönetimi, bu tür eylemlerin, Yahudi yerleşimcilerin dini özgürlüğünü korumak ve Filistinlilerin olası saldırılarını engellemek amacıyla yapıldığını iddia ediyor. Ancak, bu savunma, uluslararası arenada pek kabul görmüyor ve İsrail’in izole edilmesine yol açıyor.
HABER YORUM
Tarihte Kudüs ve Mescidi Aksa ne zaman Müslümanların himayesine geçse, oraya barış ve huzur gelmiş, üç din mensubu da o bölgede rahat bir şekilde yaşamıştır. İbadetlerini de özgürce yerine getirebilmişlerdir…
Ancak bu kutsal belde ne zaman Yahudi ya da haçlıların eline geçse, o bölgede kan ve göz yaşı eksik olmamıştır…
Özellikle Yahudilerin kendilerini üstün ve seçilmiş ırk olarak görmesi, dünyanın neresinde olursa olsun onları şımarık, ukala ve terbiyesiz hareketlere sevk etmiştir. Bir de buna “Vaat Edilmiş Topraklar” hülyalarını eklersek, Yahudiler arsızlıkta sınıf atlamış, katillikte ise sınır tanımamıştır.
Yukarıda ki görüntüler bu şımarıklığın ve arsızlığın yansımasından başka bir şey değildir…
“Yahudiler ve Hristiyanlar: “Biz Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz” dediler. De ki: “Öyleyse Allah sizi niçin günahlarınız yüzünden cezalandırıp duruyor? Doğrusu siz de O’nun yarattığı sıradan insanlarsınız.” O, dilediğini bağışlar, dilediğine de azab eder. Göklerin, yerin ve aralarında bulunan her şeyin mülkiyeti ve hâkimiyeti Allah’ındır. Sonunda dönüş de ancak O’nadır.” (Maide Suresi 18)
MİRATHABER.COM