Allah’ın Resûlü, Akabe Cemresini taşlayıp kurban kestikten ve de tıraş olduktan sonra ihramdan çıktı. Mekke’ye gidip farz tavâfını yapmadan güzel kokular süründü. Hz. Âişe, O’nu misk içeren bir kokuyla bizzat kendi elleriyle kokulamıştı.
Bütün bu görevlerin yapıldığı Zülhicce’nin onuncu Cumartesi günü devesine binerek Minâ’dan Mekke’ye indi. Aynı gün (öğleden önce) farz tavâfını yaptı. Kova ile çekilen Zemzem suyundan ve dağıtım için hazırlanan şıradan içti. Öğle namazını Mekke’de kıldı, sonra da Minâ’ya döndü.
Eşi Ümmü Seleme, insanların arkasından binekli olarak tavâf etti, çünkü hastaydı. Bu konudaki mazerete dayalı talebini Hz. Peygamber kabul buyurdu. Âdetinden temizlendiği için Hz. Âişe de gusül abdesti alarak tavâf etti.
Salât ve Selâm üzerine olsun. Allah’ın Resûlü farz tavâfını yaptıktan sonra eşleriyle yakından ilgilendi. [71]
HACİBÂDETLERİNDESIRATAKİBİ
Sakınca yok
Yoğun geçen Zilhicce’nin bu onuncu günü, Hz. Peygamber’e pek çok da soru yöneltiliyordu. Örneğin; Peygamberimizin büyük şeytan sembolünü taşlama, kurban kesme, tıraş olma ve tavâf yapma şeklinde sıra takibi yaparak örneklendirdiği hac görevlerini, sıra değişikliği yaparak uygulayan kişiler tarafından ne yapmaları gerektiği soruldu. Hz. Peygamber, Sa’y’i tavâftan önce yapmak dâhil sıra değişikliği ile ilgili her soruya şöylece cevap verdi:
-Sakınca yok/zorluk yok, sakınca yok. (Yaptığınız gibi de yapılabilir.) Ancak sakıncalı olan, Haksız olarak bir Müslümanın arkasından onun şahsiyetini yaralayıcı, aşağılayıcı söz söyleyen kişinin yaptığıdır. Sakıncalı olan ve yıkıma uğratan budur. [72]
Allah’ın Resûlü, Minâ’ya döndüğünde onu görmek ve dinlemek isteyenler çevresini kuşatarak ona yaklaşmaya çalışıyor ve yüzünü gördüklerinde de şöyle diyorlardı:
-İşte mübarek yüzlü Peygamber…
(Yöneltilen bir soru sebebiyle olacak o gün) Hz. Peygamber, Allah’ın, ihtiyarlık dışında her hastalık için şifa aracı olacak bir madde yarattığını açıkladı.
Ayrıca, “Canlarınız, mallarınız ve şahsiyetinizi oluşturan değerleriniz dokunulmazdır,” buyurdu.
“Müslümanın Müslümanı iteklemesinin bile haram kılındığını ” duyurdu. Ardından da şöylece tanımlamalarda bulundu:
–Müslüman, insanların dilinden ve elinden zarar görmedikleri, güvencede oldukları kişidir.
Muhacir, küçük ve büyük günahları terk eden, mücâhid ise Allah’a itâat yolunda nefsini yönlendirmeye çalışan kişidir.
MİNÂGECELERİVETAŞLAMA
Hz. Peygamber, Cumartesi günü Hac tavâfını yaparak döndü Minâ’da gününü tamamladı ve orada geceledi. Geceleriyle birlikte Pazar ve Pazartesi günleriyle Salı gününü de Minâ’da geçirdi.
Bu günler Minâ günleridir, farz namazların ardından tekbîr getirme günleridir. Ayrıca bu üç günün her birinde zevalden; güneş tepe noktasını aşarak batıya yöneldikten sonra şeytan sembolleri olan cemrelerin her birine yedişer taş atılır.
Hz. Peygamber yaya olarak geldiği taşlamaya, Minâ Mescidi’ni takîb eden Küçük Şeytan sembolünü taşlamayla başladı ve orada uzunca duâ etti. Sonra Orta şeytan sembolünü taşladı, orada da aynı şekilde duâda bulundu. Büyük şeytan sembolü olan Cemre-i Akabe’yi taşlayınca, orada durup duâ etmedi. Her bir taşlamada da tekbîr getirdi.[73]
Devam Edecek
Ali Rıza DEMİRCAN
[71] Buharî Hac 129
[72] Buharî Hac 130; Ebu Davûd Hn.2015
[73] Ebu Davûd Menasik 78; et-Tac 2/150
İlahiyatçı – Yazar Ali Rıza Demircan’ın “Bir Kuşluk Vakti”nde Güzel Kul Olma Mücadelem – Hatıralar” adlı yeni kitabını sipariş vermek için görsele tıklayınız.