Efendim!
Herkese selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.
Uzun bir zamandan bu yana Kur’an-ı Kerim’i Türkçeye ve Kürtçeye tercüme etmeye çalışıyorum. Katıldığım sohbet toplantılarında da Kur’an-ı Kerimden bazı sure ve ayetleri okuyarak açıklamaya çalışıyorum. Gerekli yerlerde ayetlerin kısa bir tefsiri, açıklamalarını da yapıyorum. Bundan itibaren bu yazdıklarımı kısa bölümler halinde sizlerle paylaşacağım. Nasip oluşa ilerde basıma vermek için, yapıcı tenkit ve değerlendirmelerini göz önünde bulundurarak gerekli düzeltme açıklamalarda bulunacağım. Yazdıklarımın okuyuculara yararlı olmasını Yüce Allah’tan niyaz ederim. Şimdiden sizlere teşekkür ediyorum. İlk olarak FÂTİHA SURESİ başlıyorum.
FÂTİHA SURESİ
Tertip sırasına göre Kur’an-ı Kerim’in birinci suresi olan ve 7 ayetten oluşan bu sure, Mekke’de nazil olmuştur. Bu sure, Kur’an-ı Kerim’in özeti ve girişi durumundadır, giriş mahiyetinde olduğu için Fatiha diye isimlendirilmiştir, başka çeşitli isimleri de vardır ve tam olarak, bir bütün halinde nazil olan ilk suredir.
1 – Hamd,[1] âlemlerin Rabbi olan Allah’adır.[2]
2 – O, Rahman ve Rahimdir.[3]
3 – Din gününün[4] sahibidir.
4 – Biz, sadece Sana ibadet eder[5] ve sadece Sen’den yardım dileriz.[6]
5 – Bizi doğru yola yönlendir.
6 – Kendilerine nimet vermiş olduğun kişilerin yoluna.[7]
7 – Gazaba uğramış ve sapıtmış kişilerin yoluna değil.
Selam, saygı ve hürmetler.
Anahtar Kelimeler: Allah, Kur’an, Fatiha suresi, iman, ibadet, dürüstlük.
[1] Teşekkür.
[2] Allah, yaratmış olduğu tüm insanların, tüm varlıkların Rabbidir. O, herkesin rabbi olduğuna göre, insanlar arasında ayırım yapmak, Allah’ı gerektiği gibi tanımamış ve ona inanmamış olmak demektir.
[3] Herkes ve her şey için şefkat sahibidir; onları sever.
[4] Ahiret hayatındaki hesap gününün sahibidir.
[5] Hamd,[1] âlemlerin Rabbi olan Allah’adır
[6] İnanan insan, her dilediğini sadece Allah’tan ister. Asla başkasına el açıp dilekte bulunmamalıdır.
[7] Allah’ın kendilerine nimet vermiş olduğu kişilerin yolu, peygamberlerin, onların yolunda yürüyenlerin ve Kur’an-ı Kerim’in yoludur. Bu yoldan sapanlar ise, sapıtmış ve bu nedenle Allah’ın gazabına uğramış kişilerdir.