Mâlik-i Yevmiddîn’in Anlamı
Bütün övgüler, hamdler onadır. Çünkü O Rabbül’âlemindir, çünkü O el-Rahman’dır, el-Rahim’dir ve çünkü O Mâliki yevmiddin’dir… Dünyanın, evrenin, fizik ötesi âlemlerin ve ahiret âleminin, sorgulama ve ceza gününün de Malik’idir-sahibidir.
Fatiha sûresinde Mâlik-i yevmiddin, Melik-i yevmiddin şeklinde de okunur. Din gününün maliki yani tek hâkimi veya yönetici egemen gücü odur.
Din Gününün Oluşumu
Özetleyeyim; Kıyamet olgusu ile birlikte başlayacak Yevmiddîn önümüzde, inkârcılar uzak görseler de yakında ve yakınımızdadır.( el-Meâric,70/7) O gün, kendilerine özgü kabirlerindeki ruhlarımızla yeniden inşa edilecek bedenlerimiz birleştirilecek ve meleklerin bizler için hazırladığı ve Kur’an’ın el-Kitap dediği hayat filmimize göre sorgulanacağız. Bilmemiz gerektiği üzere, bizlerle görevli melekler, iradeli sözlerimiz, davranışlarımız, işlerimiz ve ilişkilerimizi kayıt altına alıp yakın çekim ile görüntülemekte ve yargılanmamıza esas teşkil hayat filmimizi hazırlamaktadır. Şu anda melekler beni ve de okuyucular-dinleyiciler olarak sizleri kayda ve görüntüye alıyor. el-Kitab olan hayat filmimiz önce bize okutulacak-izletilecek. (el-İsra 17/14)
Şu şu tarihlerde falancaya zulmedilmiş, anneye babaya üzücü tavırlar sergilenmiş, zina yapılmış, filanca aldatılmış.
Günahkârlar okuyup izledikleri görüntülere göre hayır diyecekler ama, Yasin Sûresi’ndeki açıklamaya göre; “Ağızlara mühür vurulacak, organlar yapılanlara tanıklık yapacaktır.“ ( Yasîn 36/65)
Bu sebeple irademizle özgürce önemli kararlar alırken iyi düşünülmelidir. Meleklerin gözetimi altındayız. Gizli kayıt ve çekim yok.
“Hayatımız Filme Alınıyor” başlıklı bir konuşma yapmıştık, merak edenlerimiz ARDEV TV’ye giyip izleyebilir
Yevmiddin izafet tamlaması iki kelimeden oluşmaktadır, yevm ve eddin.
Yevm ve ed-Dîn Kelimelerinin Anlamı
Yevm kelimesi, Kur’an-ı Kerim’de farklı anlamlara gelir. 24 saat anlamına geldiği gibi bin hatta elli bin yıllık bir süreç anlamına da gelmektedir. Eddîn de ödül ve ceza, manasına gelir.
Yevmiddin Kur’an’da, İnfitar sûresinde “ hiçbir kişinin hiçbir kişiye fayda sağlayamayacağı, yargının ve hükmün yalnızca Allah’a ait olacağı gün, “ olarak tanımlanmaktadır.
Evet, Rabbimiz Mâliki yevmiddin’dir. O gün Allah’ın izni olmaksızın ne anne ve babanın çocuğuna, ne çocuğun ana basına, ne de şeyhin müridine bir faydası olacaktır. Yaradan’ın izni olmadan mazeret beyanında da bulunulamayacaktır. (el-Casiye 45/35)
Mümin Sûresi âyet 17’de şöyle buyrulur.
“O gün herkes yaptıklarının karşılığını bulacak. O gün zulüm yoktur. Hiç şüphesiz Allah hesabı süratle görendir. “
Yaradan’ı tanımayan, Yaradan’ın buyruklarına göre hayatını düzenlemeyen herkes zalimdir. Ama nefsine, ama topluma, ama tek tek insanlara karşı zalimdir. Kulca yaşamayan aslında yalnızca kendi nefsine zulmeder. Bu tipler için aracılığı kabul edecek candan hiçbir dost da olmayacaktır.
Kişi anasından, babasından, eşinden, çocuklarından kaçacak. O gün herkesin kendine yeter derdi olacak.
Fatiha sûresi bize rabbimizi tanıtıyor. Biz de bu sûre ile rabbimizi tanımış, bilmiş, övgümüzü bu vasıfları içinde ona sunmuş oluruz.
İyyâke Na’budü ve İyyâke Neste’în’in Anlamı
Sûrenin ikinci bölümüdür. Ancak sana ibadet eder ve yalnızca senden isteriz. İbadet, yaradılış sebebimizdir, ölünceye denk devam edecek vazifemizdir.(el-Zariyat 51/56; el-Hicr 15/99) Dünyamızın istikrarıdır. Ahiretimizin saadetidir. İbadet deyince namaz, oruç ve zekat denir, doğru ama eksik. İbadet, Yüce Rabbimizin her bir emrine itaattir. Her bir yasağından sakınmaktır.
Biz de “İyyâke na’budü” diyerek hayatımızı yalnızca Rabbimizin buyruklarına göre yaşayacağımızı dile getiririz. Ve iyyâke neste’în, diyerek de yalnızca Ondan isteriz.
Müslüman için asıl olan Allah’tan alıcı, insanlara ve canlılara verici olmaktır. Almak bir zaruret halidir.
Müslüman Yaradan’a gereğince kulluk yapabilmek için yalnızca Ondan istemelidir. Çünkü yoktan var edebilecek, sebepleri hâlk edebilecek ve insanları yönlendirebilecek olan sadece Odur. İhtiyacımızı Ona arz edeceğiz. Özgür olmak istiyorsak irtibatı Rabbimizle kuracağız. Yaradan onaylarsa, insanlar yardımcı olabilir. Yaradan’dan istemesini öğrenemedik. Çünkü Ona güven oluşturamadık. Aslında iman etmek güvenmektir.
Kıldığı her farz namazın ardından Peygamberimizin yaptığı şu dua ne kadar anlamlıdır:
Mecbur kalırsak yalnızca Ona inananlara halimizi arzedeceğiz.
Rabbimize gereğince hamd etmek, âhiret bilinciyle yaşamak, emirleri ve yasaklarına uyarak yalnızca Allah’a ibadet etmek ve sadece Ondan isteyecek irfana ermek için “sırat-ı müştekim”de olmak gerek. Onu da Rabbimizden istememiz gerektiği için bizlere şöylece dua etmemiz öğütlenmektedir:
İhdinessırâtel müstakîm’in Anlamı
Ya Rab bizi sırat ı müstakîm olan dosdoğru olan yoluna erdir. Bu yolun ana özelliği “Sırâtellezine en’amte aleyhim,” oluşudur. Bu yol Allah’ın kendilerini nimetleriyle yücelttiği ve sevdiği kişilerin yoludur.
Kur’an’ın Nisa sûresi 69. âyetinin işaretine göre bu yol, insanlığın rehber yıldızları olan Peygamberlerin yoludur. Bu yol özünde sözünde dosdoğru olan ve hakikatin şahidleri olarak yaşayan müminlerin yoludur. Bu yol bütün hayatları ilahi ölçülere uyumlu olan kişilerin yoludur.
Sırat-ı Mustakîm genelde bütün Peygamberlerin tebliğ ettiği İslâm, özelde Kur’an’dır. Bir başka ifadeyle bu yol inkârları ve isyanları Allah’ı öfkelendirenlerin, hak çizgiden sapanların yolu değildir.
Fatiha, Kur’an’ın en büyük sûresidir. İçerdiği anlam itibariyle fevkalade önemli olduğu için namazlarımızın olmazsa olmazıdır.
Peygamberimiz; “Namaz ancak Fatiha okunarak kılınır ve kabul edilir,“ buyuruyor. Fatiha, ruhlarımıza şifadır, bedenlerimiz için de şifadır. Haza şifadır. Konuşmanın başında Fatiha Kur’an’ın özünü yansıtır demiştik. Bir ilave yapalım, Fatiha, Allah ile bizler arasında yapılan bir sözleşmedir. Fatiha ile Allah bize kulum, der.
Şimdi size müjdeli bir hadisi sunarak yazımızı sonlandıralım. Aziz Peygamberimiz Allah’ın Fatiha’yı kullarıyla kendisi arasında sözleşme kıldığını müjdeleyerek şöyle buyurur:
“. Kul, “Elhamdü lillâhi rabbil’alemin” dediği zaman Allah ‘kulum bana hamd etti’, der. Kul “Errahmânir’rahim” dediği zaman Allah, ‘kulum beni övdü’ der. Kul ‘Malik-i yemiddîn’ dediği zaman da ‘Kulum beni yüceltti’ der.
Kul, ‘ İyyâke na’budü ve iyyâke neste’în/ancak sana ibadet eder ve yalnızca senden isteriz’ dediği zaman Allah ‘bu kulumla benim aramda ortak olan kısımdır’ der. Kul, ‘ İhdinessırâtel müstakîm sırâtellezine en’amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn’ dediği zaman, Rabbimiz, ‘bu yakarış kuluma özgüdür ve kuluma istediği verilecektir.’ buyurur.
Fatiha sûresini bilgi ve bilinçle okunduğumuz zaman Rabbimiz katında bir değer kazandığımızı, Rabbimizin “kulum beni övdü-yüceltti” dediğini bilelim. Allah bir kulu için kulum beni övdü, kulum beni yüceltti derse” ona lütuflarını yağdırmaz mı? Her Fatiha okuduğumuzda “âmin” diyerek de duamızı pekiştirelim. Peygamberimiz bir hadislerinde buyuruyor:
“Kişi besmele çeker Fatiha Sûresini okur sonra da âmin/Allah’ım kabul et derse göklerdeki bütün yakınlık sırrına ermiş melekler o kula dua ederler.“
Hepinize hayırlar, huzurlar, mutluluklar dolu Fatiha çizgisinde ömürler niyaz ediyorum, aziz okurlarım…
Ali Rıza DEMİRCAN
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…