Peygamberlerin, sıddıkların, şehitlerin ve salihlerin tevhid medeniyeti, Tüm medeniyetlerin, en sağlam bağla bağlanmış, benzeri ve dengi olmayan sistemdir. Tarih buna şahittir, insanlık buna şahittir, kurduğu devletler ve yönettiği milletler buna şahittir.
Fakat bu açık gerçeği müslümanların unutmaması gerekirdi. Genelde medeniyetler de kullanılan eşya ve elbise gibi eskiyorlar. Bütün medeniyetler karşısında yegâne eskimeyen medeniyet, İslam medeniyetidir. İslam medeniyetinin Kur’an gibi eskimeyen kanunlar bütünü bir kitabı ve Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem gibi mükemmel lideri vardır. Ona tabi olan her toplum, insanlık tarihinin en değerli ilim adamlarını, en etkin de devlet ricalini yetiştirmiş, en âdil devletlerini kurmuş ve büyük fetihler yapmış girdiği ülkeleri adaletle yönetmiştir. Her devirde ideal nesiller yetiştirerek yönettiği milletleri asimile etmeye kalkışmadan huzurla idare etmiştir. Buna rağmen bunları, özellikle müslümanlar unutmuştur.
Her şeye rağmen müslümanlar, Kur’an’a ve Kur’an’ın mübelliği olan Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e bağlılıklarını gönüllerinden çıkarmadılar. Harici ve dâhili baskılar yoğunlaşınca bir yolunu bulup şer güçlere derslerini vermeyi bilmişlerdir. Fakat başlama noktasını belirleme ve hedefi tutturma beceri ve bilgi yetersizliklerinden dolayı başarı sağlanamıyor. Bütün bunlara rağmen dünya küfür odaklarını şaşkına çeviriyorlar.
Bu soylu davranış, temelsiz ve dayanaksız şov cinsinden bir harekât değildir.Böylesi şahlanışın temelinde,Peygamberlerin, sıddıkların, şehitlerinve salihlerintevhid enerjisi vardır. Bu enerji kıyamete kadar sürecektir. Aslında müslümanlar Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i seviyor ve yoluna kurban olma hususunda kalpleri ile O’na bağlılıklarını sürdürüyorlar. Ancak “İyyake ne’budu ve iyyake neste’inu”yu Onun gibi okuyamadıkları anlaşılmaktadır. Mesajın özü de buradadır. Müslümanların yalnızca Allah Teâlâ’ya kul olmaları ve yardımı da yalnızca Ondan istemeleri imanları gereğidir. Resûl örnek liderdir.
Allah, müslümanların imanda yalpalamalarını asla kabul etmez. Allah Teâlâ Peygamberinden bile en basit bir tereddüdü kabul etmeyip reddederek yasaklar ve müeyyidesini koyar. Kesin ve net dayatma ile Onun da açık, şeffaf korkusuz ve net olmasını öğütler. Ey Resûlüm, onlar az kalsın sana vahyettiğimiz şeyden başkasını Bize iftira edesin diye seni fitneye düşüreceklerdi. O zaman seni elbette dost edineceklerdi. Eğer biz sana iman ve ilimde sebat vermemiş olsaydık, sen onlara az bir şey meyledecektin. O takdirde sana hayatın da kat kat azabını, ölümün de kat kat azabını tattırmış olurduk. Sonra kendin için Bize karşı bir yardımcı da bulamazdın. (İsra:17/ 73-75) Bunu geçen haftaki yazımızda kaydettiğimiz şu ayetle bağlantı kurduğumuzda muhteşem mesaj ortaya çıkar. “Eğer o Peygamber, bazı sözler uydurup bize isnat etseydi, Elbette ki onu sağ tarafından yakalardık. Sonra O’ndan şah damarını keserdik.” Müslümanlar bu mesajı anlamalıdırlar.
Peygambere bu ifadeleri kullanan Cenab-ı Hak korkunç mesajlar veriyor. Kıyamete kadar gelecek kullarının dikkatini çekiyor. Sistem Allah Teâlâ’nın sistemidir. Her kim sistem dışında bir hayat düzeni peşine düşerse, cezası vardır, bu cezalar çok ağır ve herkes için geçerlidir. Allah Teâlâ, peygamberinin böyle bir şey yapmayacağını elbette bilir. Ancak peygamberini muhatap alarak, kullarını dehşetle uyarıyor. Bu uyarıda; Kur’an’a karşı yapılan en ufak bir tolerans bile gözden kaçırılmayacaktır. Kur’an’ın ahkâmına mugayir hiçbir hüküm, hiçbir icraat kabul edilmez ve cezasız kalma ihtimali de yoktur. Kıl payı şaşmayan ilâhî adalette tavize yer verilmemiştir. Müslüman, mümin ve muhlistir olmalıdır.
Aslında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, imanında halis, hayatında muhlis, her halinde sadık, benliğinde muhbit ve geleceğinde mutkindir. Biz, o Peygamberleri mûcizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Resûlüm, sana da Kur’an’ı indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara anlatasın olur ki; tefekkür ederler. (Nahl:16/44) Ey Resûlüm, seni ancak âlemlere rahmet olasın diye gönderdik. (Enbiya:21/107) Ey Resûlüm! Muhakkak ki sen pek büyük bir ahlak üzerindesin. (Kalem:68/4) O, böyle ise ümmetinin nasıl olması gerekecektir?
Mesajı idrak edebilmek için eğitilmiş kalp gerek! Esselamu aleykum.
İlhan ORAL