EDİTÖRDEN

Fatiha Suresinin Mesajları (15)

Tüm müslümanların bilgi hazinelerini zenginleştirecek, irfanlarını artıracak, kalp âlemlerini aydınlatacak, işlerini salih amel yapacak, merhamet duygularını canlandıracak, öfke selini dindirip ayarlayacak ve bütün müminlerin gönül bağı olacak mesajlar kümesi bir ibadetimiz vardır. Bu önemli ibadetimiz, müslümanlar arasında ihtilaf konusu olagelmiştir.

Ancak ihtilafların kemikleşmesi şirke sebep olacağını da unutmamak gerekir. Çünkü ihtilafların hükmü ancak Allah Teâlâ’ya aittir. Allah Teâlâ’ya ait olan her hangi bir hakka mani olmak Ondan başka hiçbir kimsenin hakkı değildir; Her hangi bir şeyde ihtilâfa düşerseniz, artık onun hükmü Allah’a aittir. “İşte O Allah’tır benim Rabbim. O’na tevekkül ettim ve yalnızca O’na, müracaat ederek sığındım.” (Şura:42/10) Allah’ın hakkını gasp etmeye kalkışmak, şirkten başka bir ifade ile anlatılamayacağı önemle bilinmelidir.

Müslümanların, Allah Teâlâ’ya ait olan hakkı olduğu gibi kabul edip uygulamaları gerekir. Bu onların imanlarının gereğidir. Sözü edilen ibadet, önemli ibadetlerimizden biridir ve bu ibadet zikir ibadetidir. Peygamberimiz Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem bu ibadet hakkında ağır bir uyarıya muhatap edilmiştir.  Ey Resûlüm! Rablerine, sırf O’nun rızasını kazanmayı ve cemaline kavuşmayı umdukları için, sabah akşam dua edenlerle beraber olmakta sabret! Dünya hayatının süslerini arzulayarak sakın gözlerini onlardan başkasına kaydırma. Kalbini Bizi zikretmekten gafil bıraktığımız, hevasına uyan ve işi hep aşırılık olan kimse’ye itaat etme! (Kehf:18/28) Bu uyarı, doğrudan doğruya Peygamberimiz Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e direktiftir. Bu hitabın hedefi re’sen Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’dir. Fakat ümmet içinde hiçbir mümin bundan muaf değil, re’sen mükelleftir. Bu ibadet öylesine önemlidir ki, ihmali, kalbin kararmasına sebep olur.

İman edenler için hâlâ zamanı gelmedi mi ki, kalpleri Allah’ın zikri için ve Hak’tan gelen Kur’an için haşyet içinde bulunsun? Ve evvelce kendilerine kitap verilmiş kimseler gibi olmasınlar ki, üzerlerine uzun zaman geçmiş de kalpleri katılaşmıştır ve onlardan birçoğu fâsıklardır. (Hadid:57/16) Bu ayeti kerimede verilen mesajları, aklî dengeleri yerinde, bilgisi Kur’an’a, sünnete uygun, şuuru net, niyeti halis ve imanı yeterli olan her kesin kabul edip uygulamasını gerektirmektedir. Özellikle zikir ibadetinde zaman kaybı müminin aleyhinedir. Müminin kalbi ancak Allah Teâlâ’yı zikir ve Kur’an’ın ruhaniyeti ile haşyete ve huzura kavuşur. Ömürlerinde zikir yapmadan yaşayan müslümanlar neye güvenirler bilinmez. Kalbi katılaşanların fasık olma riskleri yüksektir. Akıllı insan her tür zarardan sakınmalıdır.

Buna rağmen aklını, kalp aklı ile beraber kullanan, değer kazanır; …Allah, kendine Kalben yönelenleri hidayete kavuşturur. İşte onlar, Allah’ın zikriyle kalpleri mutmain olduğu halde iman edenlerdir. Ancak Allah’ın zikriyle kalpler mutmain olur. (Ra’d:13/27,28) Bu ilâhî uyarıyı hemen her kes bilir fakat uygulama yapana az rastlanır. Müslümanlar, nice nimetlerle donatılmış bir ömrü boşuna heder etmemeleri, net ve dürüst olmaları gerekir;

Allah, kelâmının en güzelini, ayetleri birbirine benzer ve ikişer ikişer olarak bir kitap halinde indirdi. Rablerinden kalp ürpertisiyle korkanların derileri ondan ürperir, sonra derileri ve kalpleri Allah’ın zikrine yumuşayarak uygun hale gelir. O Kur’an Allah’ın bir hidâyet rehberidir, onunla dilediğini hidâyete kavuşturur ve her kimi ki, Allah dalâlete düşürür, artık onun için bir hidayet edicisi yoktur. (Zumer:39/23) Peygamberi tanımayan hep hüsrandadır.

Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem, hakikat nurunun özü, ilmin hazinesi, insin ve cinnin önderi, kalp eğitiminin emsalsiz rehberi ve Kur’an ahkâmını yaşayan canlı örneğidir. O Kur’an’ın emir ve hükümlerini, tavizsiz, ivazsız ve garazsız yaşayan gönüller sultanıdır. Büyük davamızın değişmez ve değiştirilemez lideri sallallahu aleyhi ve sellem; “En büyük zikir namaz” için; “namazı, kıldığımda beni gördüğünüz gibi kılınız” beyanında bulunurken, zikir ve namaz için Cenabı Hak, Eğer bir korku halinde iseniz, yaya olarak veya binek üzerinde namaz kılın. Fakat güvenliğe çıktığınızda, bilmediğiniz şeyleri size öğreten Allah’ın öğrettiği gibi O’nu zikredin! (Bakara:2/239) buyurmaktadır. Hükümranlık Allah’ın, zikir emri de Onundur! Esselamu aleykum.

İlhan ORAL

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

7 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

8 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

12 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

12 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

14 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

14 saat ago