Yüce Rabbimiz, mutlu olacak, Firdevs Cennetlerine girecek ve orada ebedi olarak kalacak Müminlerin vasıflarını bildirirken şöyle buyurmuştur:
“Onlar leğiv’den (faydasız söz, davranış ve işten) sakınıcıdırlar.”
Kur’ân-ı Kerîm’de leğiv denilen faydasızlardan kaçınmadıkça maddî ve manevî olgunluğa ulaşmak, Allah’ın sevgisine ermek ve de toplum olarak gelişmek mümkün değildir
Faydasızlar İki Kısımdır
İslam zaviyesinden faydasız söz, iş ve davranışları iki ana bölümde inceleyebiliriz:
a- Ferdî ve içtimaî (sosyal) hayatı çökerten imanî ve ahlâkî gelişmeyi engelleyen içki, kumar, zina, faiz, karaborsacılık, zülüm, kibir, riya ve hased gibi kaçınmakla yükümlü olduğumuz haramlar birinci bölümü oluşturur.
b – Tek tek ve açık bir şekilde yasaklanmamış olmakla birlikte İslâmî ilkelerin bütünü içerisinde değerlendirildiklerinde zarara yönelik oldukları ve hiç bir yararı ihtiva etmedikleri bilinen faydasızlar da ikinci bölümü oluşturmaktadır.
İlahi Emirler Faydalı, Yasaklar Zararlıdır
Müminler olarak İslâm Dini’nin bütün emirlerinin ferdî ve sosyal, maddî ve manevî gelişimin gerekli prensipleri olduğuna, tüm yasaklarının da faydasız ve zararlı olduğuna kesinlikle inanmak mecburiyetindeyiz.
Müminler olarak bizler haramların yasaklanış hikmetini bilmesek de bu inancımızdan taviz veremeyeceğimiz için biz bu yazımızda ikinci bölüme girecek «faydasızlar» üzerinde duracağız.
Kaçınmakla yükümlü kılındığımız bu tür faydasız söz, davranışlara ve işlere sosyal bünyemizde ve kişisel hayatımızda müşahede ettiğimiz aşağıdaki, misalleri verebiliriz.
Hayatımızdan Faydasızlara Örnekler
1, Fertleri ciddî bir İslâm insanı olarak hayata hazırlamayan; toplum yararına atılım yapabilecek, üretimde bulunabilecek bir kıvamda yetiştiremeyen devrimiz eğitim sistemi gibi- eğitim sistemleri leğivdır; kullanılan imkânlar ölçüsünde insanımıza ilim, teknik, sanat ve lisan bilgisi sağlayamamaktadır. Bunun içindir ki devrimiz eğitimi imanlı, şahsiyetli ve üretici bir nesil yetiştirememektedir. Mutlaka faydalı hale dönüştürülmesi gerekir.
Toplumumuzun haldeki ve gelecekteki ihtiyaçlarım karşılamaya yönelik olmayan fakat nedendir bilinmez ilmî çalışmalar olarak nitelenen doktora Tez’ler de leğivdir yani faydasızdır. Bu konunun ciddiyetle ele alınması gerekir.
İslâmî ölçüleri taşacak, makul zaman birimini aşacak bir şekilde sporla iştigal etmek, iş gücü ve heyecan israfına sebep olacak tarzda müsabaka seyretmek de bir leğivdir, bir diğer anlatımla faydasızdır. Örtülmesi gereken yerleri örtmeksizin spor yapmak ve bu İslâmî düsturun uygulanmadığı müsabakaları; özellikle kadınların yüzme yarışları, atletizm ve jimnastik, gibi spor müsabakalarını seyretmek ise kesin bir haramdır.
Her Müslümanın büyük bir gayretle kaçınması gereken bu gibi leğivlere benzeri pek çok legivler daha ilâve edilebilir.
Peygamberimizin Uyarıları
Kişisel ve sosyal hayatımıza hayatımıza, dolayısıyla dünya ve âhiretimize zarar verebilecek lağivlere yani faydasız söz, davranış ve işlere karşı korunabilmemiz için Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
[«İki günü müsavi geçen aklanmıştır…» O halde «… Sana faydasağlayacak olana yapış. Allah’tan yardım iste. Gayretlilerden ol; âciz olma…»
Zira «Allah, gayret göstermeksizin acizliği benimseyenleri kınar…»]
Faydasızlar Zararlara Yol Açıdır
Söz, iş, ve davranışlardaki faydasızlardan kaçınmadıkça gerçek bir Müslüman ve verimli bir insan olmak mümkün değildir. Zira olgun akıl ve müspet ilim zaviyesinden bakıldığında İslâmî ölçülere göre faydasız olan söz, iş ve davranışların gelişmeyi engelleyici, haramlara ve de zararlara yol açıcı vasıfta oldukları görülür.
Yukarıda verilen misaller ölçü alınarak denebilir ki, faydasızı okuyan üretemez, zararlı alışkanlıkları devam ettiren faydalı alışkanlıkları kazanamaz, hayırlıyı konuşmayan batıldan korunamaz, vakarını koruyamaz.
Bu itibarla faydasızları bırakmak hayra yönelmenin, haramları önlemenin ve zararları gidermenin ön şartıdır.
Peygamberimizin “ Kendisini alâkalandırmayan faydasızları bırakması kişinin Müslümanlığının güzelleştiğinin belgesidir.» buyurması bu gerçeği açıklamak içindir.
Aşağıda sunacağımız hadisleri de aynı gerçeği vurgulayan hadîsler olarak değerlendirebiliriz:
Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
[« Faydalılığı ve zararlılığı hususunda sana şüphe vereni bırak. Şüphe vermeyene sarıl…»
Zira «Kişi zarar verebileceği korkusuyla zarar vermeyeceklerinin bir kısmını bile ihtiyaten bırakmadıkça olgun (Muttaki) müminler seviyesine yükselemez.»
O halde, «Allah’ı anmaksızın (Allah’ı anmak gibi bir faydaya yönelik olmaksızın) çok konuşmayın. Zira Allah’ı anmaksızın çokça konuşmalar kalbi katılaştırır. Allah’tan en uzak olan insan ise kalbi katı olandır.»
Çünkü; «İnsanın Allah’ı zikir, Hakk’a çağırmak ve Batıldan sakındırmak vasfını taşımayan bütün sözleri şüphesiz aleyhinedir.»]
Leğivden yani faydasızlardan sakınan Müslümanlığı güzel bir mümin olabilmek için şüphesiz faydasızlarla iştigal eden kişilerden de kaçınmak lâzımdır. Zira bu gibi gafil kimselerle alâka kurmak, ilişkileri sürdürmek de bir leğivdir yani faydasızdır.
Leğivin bu türünden kaçınmanın zarureti ve faziletini de Rabbimizin övdüğü müminlerin bir vasfım açıklayan Kasas sûresinin 55. âyetinden öğreniyoruz.
Bu ayette şöyle buyrulur:
« Onlar faydasız sözler işittikleri zaman o sözleri söyleyenler den yüz çevirirler ve şöyle derler: Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de size aittir. Hoşçakalın, biz lağiv ehli câhillerle dostluğu aramayız.»
1. Müminûn 3. | |
1. K. Hafâ, Hn. 2466; M. Mesâbîh, Hn. 5298 ve C. Sağîr, 1/78. | |
1. Et-Tac, 5/186. | |
1. K. Hafa, Hn. 1307; Et-Tac, 183 -185. | |
1. Tac, 5/186. |