Fertler arası ilişkilerde adalete pek çok örnek verilebilir.
Doğru tartıp ölçmek adalettir. Çocuklar arasında eşitliği gözetmek adalettir. İşe zamanında gitmek ve zamanında ayrılmak adalettir. Üstlenilen görevleri, şartlarına uygun ve zamanında yapmak adalettir. Kamu mallarını, amme menfaatlerini gerektiği şekilde korumak adalettir. İhtilaflı kişileri, kurumları uzlaştırmak adalettir. Haberciliği gerçekleri aktarmak şeklinde yapmak adalettir.
Her an adalet yapma veya yapmama konumundayız. Adaletin ‘Her işi yerli yerinde yapmaktır’ şeklindeki tanımını hatırlayalım. Buna göre örneğin yalan söylemek adaletsizliktir.Çünkü yapılması gereken doğruyu söylemektir. Faiz alıp vermek de zulümdür…
Adaletli Olmak Yetmez
Daima adaletten ve adaletlilerden yana olmak gerekir. Bakınız Peygamberimiz bir hadislerinde ne buyuruyorlar:
“Adaletli yöneticilere, adaletli insanlara saygı, Allah’a saygıdır.”
Adaletliye değer verilecektir ki toplumda adaletli insanlar çoğalsın. Biz Müslümanız. Herkes şunu söyleyebilmeli: Bu adam Müslümandır,İslam’ın gereklerine bağlıdır. Aleyhine de olsa adaletsiz iş yapmaz.
Zalimlere yani adaletsizlere de asla boyun eğilmemelidir. Hûd suresinde Rabbimiz şöyle buyurur:
“Sakın ha zalimlere meyletmeyin. Sonra ateş azabı size de dokunur…” (Hûd 113)
Görevimiz Zalimlere Baş Kaldırmaktır
Müslümanın görevi zalimlere eğilim değil, başkaldırmaktır. BakınızPeygamberimiz ne buyuruyorlar:
“Cihadın en büyüğü zalim yöneticilere ve zalim sistemlere karşı başkaldırmak, isyan etmektir.”
Adalet Duygusu Yaratılıştandır Ama…
İnsan olarak yaratılan herkes eğitimini görmese de adaleti algılar onu bir değer olarak çağrıştırır. Ama algılama ve çağrıştırma yetmez. Adaleti sürekli uygulayabilmek için; iç ve dış etkilerden arınarak uygulayabilmek için adil olan Allah’a ve O’nun Kıyamet günü yapacağı adil yargılamasına iman gerekir. Bakınız Enbiya sûresi âyet 47’de ne buyuruluyor:
“Biz kıyamet gününde adalet terazilerini kuracağız. Hiçbir kişiye zulmedilmeyecek. En küçücük hayırlar dahi adalet terazilerine getirilecek. En küçücük şerler de. Hesap görücü olarak yeteriz.”
Adaletli olmalıyız. Adaletten yana tavır koymalıyız, adalet için mücadele vermeliyiz ki amellerimiz adalet terazilerinde lehimize ağır bassın.
Bu yazı serimizi Araf suresinin 87. âyetiyle bitiriyorum:
“O büyük sorgulama gününde amelleriniz tartılacaktır. Bu gerçektir. Kimin terazisi adaletle ve yaptığı hayırlarla baskın gelir/ağır basarsa onlardır ebedi kurtuluşa erecek olanlar. “
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi