Hakk ezelî varlık, kaim binefsih,
Varlık; gördüğün, bir de ötesi var.
Âdemoğlu bilsin, bu ona tenbih,
Yaşadığın değil, yaş ertesi var.
Varın, madde bir de var mânâ yüzü,
Madde, kabuk ise mânâ da özü,
Yarını bırak, yok bu günden tezi,
Mânâsız maddenin, nâr tasası var.
Ruh ile insana gelir hüviyet
Ruh çıkınca, vücut kalır ceset,
Âdem için başka söze ne hacet,
Ancak hakikatın bir gölgesi var.
Zamanımız aklı, baktığın görür,
Mânâ ehli, ilme akılla varır
Marifetse, aklı mânâya verir,
Mânâsız bilginin, salt kırtası var.
Bu dünya vasıta, fakat boş görme,
Gül ekip de sakın sen diken derme,
Hasat zamanı boş tarlaya girme,
Eyvahın mahsülden götürüsü var.
Eşlik etsin kalb, dil söylerken sözü,
Dilden önce görsün kalbinin gözü,
Kara eder, içi boş kelâm yüzü,
Lafın mânâsıyla bir tartısı var.
Anlayana denir söz, alsın diye,
Maksadı kavrasın, iz kalsın diye,
Bari sivrisinek saz olsun diye,
Sefehte davulun da kertesi var.
İyi belle; öze bak, lafa kanma,
Astarına bakıp cafcafa kanma,
Aslolan mahiyet, kılıfa kanma,
İnsanın gerçeği, müsveddesi var.
Çehreler başka iç başka, gör gayrı,
Yapılanlar ayrı, niyetler ayrı,
Böylelerin olmaz millete hayrı,
Amelin aslı, bir de sahtesi var.
Niyet okumadan sözlere bakma
Sıfatına kanıp, peşinden akma
Yetmedi, adama velîlik takma
Şeytan’ın da sahte bir hırkası var
İçi fısk-ı fücur, dine büründü,
Takva oldu, ama zikre erindi,
İki bin on altıda maske indi,
İşte takke düştü, keli göründü,
Görüldü yüzünde bir perdesi var,
Amerika gibi hin arkası var